Keskin kanaatler çağında yaşıyoruz.
Bombalar patlıyor, insan ölüyor, sloganlar eşliğinde ideolojik nutuklar atılıyor.
Önünü arkasını düşünmüyor kimse.
Gösterilen sahneler üzerine koca koca hükümler!
Bulunduğu mevziî tahkim etme telaşında herkes...
Her şey o sahnede düğümleniyor;
Ve...
Kitle katliamları sıradan bir hâl alıyor.
Bir tarafta propaganda cihazı medyanın hazırladığı sahne.
Diğer tarafta yine aynı cihaz tarafından sıradanlaştırılmış, üstü örtülmüş kitlesel ölümler!
Kimin ahı kimi bulur...
Kimin umurunda?
Tecessüsün, şiddet pornografisinin iğrenç hazzı!
Söz gelimi Amerika'nın katlettiği 1 milyon Iraklı'dan kimse bahsetmiyor!
Yine, İsrail'in 48'den bu yana alışkanlık hâline getirdiği katliamları!
İkiyüzlülük bu!
Herkes, medya ideolojisinin göstermek istediği sahneye takılıp kalıyor.
Filistin topraklarında kirli bir savaş var.
Daha doğrusu, Avrupa'nın değişik ülkelerindeki gettolardan toplanmış bir halkın ürettiği korkunç bir şiddet var.
SORUNUN KAYNAĞI İNGİLİZ AKLI
Bu şiddet de dahil, tarihi coğrafyamızdaki ateşi durdurmak için medya ideolojisinin ürettiği propagandanın çarkını kıracak sahici, ayağı yere basan analizlere ihtiyacımız var.
Aslında İngiliz'in çatışmalı bölgeler stratejisini bilmeyenler, söz konusu şiddetin kaynağını da bilemez!
Onun için, İngiliz'in ürettiği kirli anaforda şekillenen her türlü ideolojinin içinde debelenip duranları bir kenara bırakalım...
Biz, bunu yapamazsak, bölgemizdeki operasyonlara karşı 'yine' kulağımızın üzerine yatmak zorunda kalırız.
Geçen yüzyıl için bu mazur görülebilirdi.
Ülke üzerinde Birinci Dünya Savaşı'nın oluşturduğu travma hep devam etti.
Siyaset, hep o travmanın gölgesi altında kaldı.
Ancak, ayakta kalabildik.
Ama bu sefer farklı...
Bugün tarihi coğrafyamız üzerindeki emperyalizmin kanlı çarkını kırıp, bölgesel bir denge oluşturabiliriz.
COĞRAFYANIN DERİN AKLI TÜRKİYE'DİR
İster kabul edilsin ister edilmesin...
Kimileri isterse öğrenilmiş çaresizliğiyle boğuşup dursun...
Bu coğrafyanın en derin aklı biziz.
İngiliz dünkü akıl... ama şiddet üretmeye devam ediyor!
Amerika, İngiliz aklı üzerine kurulmuş kaba bir kuvvet.
İran, bu denklemde yanlış okunan bir ülke.
İran, Batı'nın ve İsrail'in kirli stratejisinin payandası olur ancak.
Herkes de bunu çok iyi biliyor.
Onun için adım atmak zorundayız.
Eğer adım atamazsak, ayakta kalamayabiliriz.
Adım atmak için de kavramları da emperyalizmin elinden kurtarmalıyız.
Daha açık ifadeyle;
Tarihi kaynaklardan hareketle kavramlarımızı ihya etmeliyiz...
Ve bölgesel dengeyi inşa etmenin yollarını aramalıyız.
BOP EZBERLERİ ESKİMEDİ Mİ?
Bakın...
Amerika'nın devasa gücüne rağmen söylüyorum:
Amerika kendi iç dengeleri nedeniyle geri çekilmek zorunda.
BOP ezberi üzerinden cümle kuranlara...
Netanyahu canisinin, "Orta Doğu'yu kökten değiştireceğiz" efelenmesine bakmayın siz!
Soykırım endüstrisi üzerine yükselmiş İsrail, bölgede yalnız kalmaya mahkûm!
Bir kere yarayı aldı...
Bir de ABD ile İsrail arasında sarsılmaz bir bağ olduğunu zannedenler yanılıyor.
Bu bağı oluşturan ABD'de yaşayan Yahudiler.
Onlar da 1967 Savaşı'ndan bu yana İsrail'i destekliyorlar.
Ondan önce, tek tük Yahudi'nin dışında Amerika'da kimse İsrail'e bakmıyordu.
Çünkü, orada yaşayan Yahudiler, ABD dış politikasına uygun hareket ediyorlardı ve ABD dış politikası o güne kadar Arap dünyasını küstürmeme üzerine kurgulanmıştı.
1967 Arap-İsrail Savaşı durumu değiştirdi.
ABD, İsrail'e daha fazla yaklaşırken, Yahudiler de yaklaştı.
Yani teolojik bir bağ değil çıkar ilişkisi.
Soykırım endüstrisi kavramı da bu sürece ilişkin üretildi.
Yani demem o ki, bölgede sadece mitler var.
Sahte güç algıları, ezberler var.
Devasa uçak gemisine rağmen, bu gerçek değişmiyor.
Akıl tamamen kaybolmuş durumda.
Kimse de gettolaşmış bir savaştan, karşılıklı dökülen kandan akıl ve inanç çıkarmaya çalışmasın.
Vicdanı ile yoğrulmuş aklıyla Türkiye devreye girerse, bu mitler çağındaki şekillenmiş güç algılarını bir bir dağıtır, kimsenin ahı da gelip yakamıza yapışmaz.
Yoksa işimiz zor.