Bazılarınız; Euroleague Şampiyonu olmamızın ne anlama geldiğini ve değerini, tam olarak algılayamamış olabilir... Özellikle, basketbolla ilgisi sınırlı olanlar açısından; kupayı almamızın önemi, yeteri kadar özümsenmeyebilir. Bunu iyi anlamak, anlamayanlar varsa da; iyi anlatmak lazım...
Eskiden İtalya, İspanya veya Fransız takımlarıyla kendi sahamızda maç yaptığımız zaman bile, nasıl her defasında büyük farklar yediğimizi hatırlayanlar; Fenerbahçe’nin bugün ulaştığı çizgiyi hayal bile edemezlerdi.
Evet, Efes’in de şampiyonlukları var. Onlarla da gururlandık. Fakat geçmişte sadece 7 maç oynayarak şampiyon olunan dönemden, ortalama 40 maçlık ağır bir yükün altına girmek; başarı ihtimalini aslanın ağzından midesine kadar sokmuştur. Zaten zor olan şey, çok zor hale geldi...
Her koşulda bize kan kusturan İtalyan ve Fransız takımları, artık piyasadan toz olmuşken; F.Bahçe kupanın sahibi oluyor. Geçmişten yürek sızısı olanlar; en zirvede olmanın ne anlama geldiğini, en çok anlayanlardır.
***
Zeljko Obradovic gibi öyle bir antrenöre sahibiz ki; önümüzdeki 50 yıl içinde, Avrupa bir daha böyle bir efsaneye sahip olamayacak... 16 Final Four görmek, bunların 9’unda şampiyon olmak; ancak insan üstü bir fenomen olmayı gerektiriyor. Bunun başka örneği yok ve asla yenisi gelmeyecek.
Aynı şekilde; Bogdanoviç gibi, kariyerinde 9’uncu kez Final Four kupasını kaldıran melek yüzlü sihirbaz bir basketbolcu olmak, sıra/sürü/klasman ötesi olmayı şart kılar. İki sakatlık döneminde potadan uzak kalınca, o güçlü kadrosuna rağmen F.Bahçe sarsıldı. Arka arkaya yenilgiler geldi. Bogdanoviç takımın sigortasıdır. Yerinden çekip çıkardın mı, anında elektrikler kesilir... Böylesine üst düzey basketbolcuyu, bizim bir Türk takımında görmek; hepimize bağışlanmış ilahi bir ayrıcalıktır.
***
Daha bitmedi... Ekpe Udoh gibi bir savunmacı senin ekibindeyse, yalnız Final Four finaline değil; Malazgirt Savaşı’na bile yeniden çıkarsın. Fırtına ufaklık Dixon, Datome, Kalinic, Sloukas, Vesely diğer yeniçerilerimiz...
Eskiden Efes’in 4-5 çok üst düzey oyuncusu olurdu. Bunlardan biri ya da birilerini kenara aldığınızda ya da sakatlandığında, takım çökerdi. Kesin ve uzun soluklu başarı için; şimdiki gibi 12 oyuncunun da, klâslarını çoktan onaylatmış olmaları gerekiyor. Fenerbahçe bunu gerçekleştirdi.
Son olarak şunu söyleyeyim... Bu hoca gittikten ve bu takım dağıldıktan sonra; bu efsanevi günleri ancak rüyamızda görürüz. Hazır hepsi elimizdeyken; doya doya/sindire sindire/ bandıra bandıra seyredin... Çünkü tarihe tanıklık ediyorsunuz, kıymetini bilin.