Bilmem oralarda mesela Etyen Mahçupyan okunuyor mudur? Zaman’da yazıyor. Bilmem Gülay Göktürk okunuyor mudur? Bugün’de yazıyor.
Gültekin Avcı’nın heyecanla okunduğunu düşünebiliriz.
Bilmem Hüseyin Gülerce’nin, uyarılarına kulak veriliyor mudur? Zaman’da yazıyor, bir dönem oranın genel yayın yönetmenliğini yaptı, Hizmet kurumlarının davetiyle yüzlerce konferans verdi.
Ben de yıllarca Bugün’de, Aksiyon’da yazdım, Burç FM’de konuştum. Geniş Hizmet Camiası tarafından okunduğumu biliyordum. Ama, savaşçı merkez kadro tarafından okunduğumu, daha doğrusu yararlanmak amacıyla okunduğumu düşünmediğim bir noktada “dışardan okunma”yı tercih ederek, oradan ayrılmayı tercih ettim. Hala “dostça” okunmayı, ve yararlanılmayı diliyorum. Çünkü hala mümkün mü bilmem ama, bütün samimiyetimle ifade ediyorum ki, bu süreçten Hizmet hareketinin “hizmet boyutu” yara almadan çıkmasını istiyorum.
Etyen Mahçupyan, dedim. 30 ocakta bir yazı yazdı Zaman’da. Savaşı sürdüren arkadaşlarımıza yeniden dönüp okumalarını tavsiye ederim. Yararlanacaklardır. Önce iki cümle kurmuş Mahçupyan.
“-Toplumun duyarsız, cahil veya aptal olduğunu herhalde söyleyecek değiliz.
“-AKP’nin odağında olduğu İslamcı bir fanatizmin tuzağına düşüldüğünü öne sürmek de gülünç olur.” (Zaman, Etyen Mahçupyan, Kavga ortasında basit sorular, 30 Ocak 2014)
Bu cümleler, sonra gelecek olanların peşinen reddedilmesini önlemek için.
Ardından şu tespiti yapıyor:
“Açıktır ki toplum, hükümetin yanlışlarını ve eksiklerini bilmesine rağmen ona destek vermekte.”
Bu son cümle, Cihan’ın yaptığı ve Zaman’ın gönlünden geçene pek uygun düşen kamuoyu araştırması sonuçlarıyla örtüşmüyor olabilir, ama Zaman ve CHP dışındaki hemen tüm siyaset okuyucuları tarafından paylaşılan bir durumu anlatıyor. Kaldı ki Cihan’ın araştırmasına göre de Ak Parti birinci parti ve en yakın rakibinden 10 puan önde.
Gelelim, Mahçupyan’ın bence çok önemli “algı” tespitine.
Olan bitenler, “Hizmet Hareketi’nin İslami kitle dışında koalisyonlar yaptığı algısına neden oluyor ve hükümet de bunu kendi lehine kullanıyorsa...”
Bir de Mahçupyan’ın son cümlesini alacağım buraya:
“Unutmamak lazım ki, böyle ortamlarda hakemlik son kertede topluma düşecektir. Toplumu ikna etmekte yetersiz veya taraflı kalan hiçbir ‘ilke’, ne denli ‘evrensel’ olursa olsun inşa edici olamaz...”
Ne dersiniz? Hizmet hareketi olarak bu cümleleri önemsemek gerekir mi?
- İslami kitleler dışında koalisyonlar yaptığı algısı... dikkate alınmalı mı?
Ne dersiniz?
- Toplumu ikna etmekte yetersiz kalan hiçbir ‘ilke’ ne denli ‘evrensel’ olursa olsun inşa edici olamaz, değerlendirmesi Hizmet hareketinin misyonu açısından anlamsız mı?
Şu anda Hizmet hareketinin yürüttüğü “muhalefet”in en net alıcısı CHP olarak görünüyor. Onun için Kılıçdaroğlu, Hizmet’in ürettiği malzemeleri tükettiği ölçüde, boy aynasının yansıtıcılığı ölçüsünde Hizmet medyasında manşet manşet yer buluyor.
Bu, “İslami kitle dışında” CHP ile girilen bir misyon birlikteliği mi?
CHP, her şeye rağmen “yerli” görünebilir. Mahçupyan’ın işaret ettiği “İslami kitle dışındaki koalisyonlar” çok daha bu toprakların uzağında görünebilir.
Bunların tarihe bırakılan çok hayati notlar olduğuna işaret etmem bilmem gerekli mi?
Bundan bir on yıl, yirmi yıl sonra, tıpkı bugün 28 Şubat günlerindeki duruşlardan bahsediyor gbi gibi bir notla bahsedilirse, nasıl bir savunma dili gerçekleştirilecektir?
Bakın, tarihe not düşülüyor:
Hizmet hareketinin, 28 Şubat’taki duruşlarla ilgili bazı “tarih notları”ndan rahatsız olduğunu biliyorum. “İslami kitle” son on yıllık sürede, bunları unutmuş olmayı tercih etti. Özgürlüklerin genişlediği ve herkese hizmet imkanının sunulduğu bir huzur ortamı vardı, 28 Şubat sürecindeki kırılmaları hatırlatmak, gönül kırıklıklarına yol açabilirdi. Onun için Hiçbir şey olmamış gibi davranıldı.
Ama orada “tarih notları” arasında bulunanlar, kırılmalar derinleştikçe gün yüzüne çıkarılıyor. Onun için böyle “başka koalisyonlara girmek” gibi işlere tevessül etmemek lazım. Yarın savunmak zor olur. Camianın tarihi yazıldığında iyi şeyler yazılsın isterim ben.