Bu sezon Galatasaray taraftarı için çok zor geçiyor. Galatasaraylılar ne yönetimden, ne federasyondan, ne hakemlerden, ne de basından memnun. Onları haklı kılacak nedenler de yok değil. Yönetim dendiği zaman ortalıkta bir tek Albayrak var. Başkan sadece demeç veriyor, söylediklerinin büyük bir çoğunluğu da taraftarlarca kabul görmüyor.
Taraftara fanatik demek Galatasaray’ı bu kadar sevmeyin demek anlamına geliyorsa, bunu Sarı-Kırmızılı renklere gönül vermiş hiç kimse kabul etmez. Kulüplerini ne kadar seveceğine taraftar kendi karar verir. Dahası kulübün yönetiminde hiçbir söz sahibi olmayan taraftar, her yıl akıttığı milyonlarla kulübü ayakta tutan en önemli güçtür. Taraftara kulak vermeden, istekleri doğrultusunda bazı girişimlerde bulunmadan elitist bir yaklaşımla onları yok saymak kimseye bir şey kazandırmadığı gibi Galatasaray’a da çok şey kaybettirir.
Bu yıl Galatasaraylılar biraz da haklı bir paranoyaya kapıldı. Federasyonun hele federasyon başkanının geçmiş eylemleri göz önüne alınırsa, en hafifinden kulübe biraz mesafeli olduğunu söylemek mümkün. Bu “mesafeyi” kimi hakemler de anlamış olacak ki, Galatasaray aleyhine ancak fahiş olarak tanımlanabilecek müthiş hatalar yapıyorlar. Bütün bunlar bir araya gelince, Duygun Yarsuvat’ın son demeçleri göz önüne alınınca, taraftarın sıkıntılı olmasını anlamak kolay.
Galatasaray birbiri ardına zor dönemeçlerden geçiyor. Son Akhisar galibiyeti biraz olsun moral verdi. Ancak cuma akşamı oynanacak Konyaspor maçının farklı kazanılması şart. Prandelli’nin “tekniksiz” direktörlüğü sürecinde Galatasaray farklı yenilgiler aldı. Hatta Hamza geldiğinde Galatasaray eksi averajdaydı. Hamza ile birlikte takım toparlandı, özgüvenini kazandı. Ama son iki yılın tek devre futbol oynama alışkanlığı bir türlü geçmek bilmedi.
Mayıstaki seçimler Galatasaray için çok önemli. Emanet yönetimden kurtulmanın yanı sıra, kulübü üç yıl boyunca mali anlamda da derleyip toparlayacak bir heyetin iş başına getirilmesi şart. Bunun için de var olan adaylar arasında Dursun Özbek öne çıkıyor.