Türkiye’den ve Avrupa’nın çeşitli kentlerinden onca taraftar kopmuş gelmiş... Ve 90 dakika boyunca Galatasaray’ı alkışladılar, tezahürat yaptılar... Ama ne alkışı hak edecek bir takım yoktu sahada!..
Chelsea sürekli olarak önde bastırdı ve Galatasaray’ın kendi sahasından çıkmasını engelledi. Orta sahaları öne çıktı ve İngiliz takımı 6 kişiyle Aslan’ın kalesinde gol aradı. Bu maçta herkesin çok şey beklediği Drogba, bu kez turist olarak gelmişti Londra’ya... Herhalde maçtan önce kendisine verilen gümüş ayakkabı, stadın dört bir yanına asılan fotoğrafları ve Chelsea seyircisinin alkışları başını döndürmüş...
Mancini’nin bazı tercihlerini anlamak çok zor... Sneijder’in oynaması gereken yer forvet arkası... Bu dünyaca ünlü futbolcuyu sol kanada hapsederek hiçbir yere varamazsınız... Sneijder’in maç boyunca kaleye bir tek şutu dahi yok...
Selçuk’a gelince... Bu futbolcuyla neden başlarsınız maça?.. Çünkü zaten haftalardır çimlerin üzerinde dolaşıp duruyor her maçta... Melo’dan ya da Telles’ten bir parça ders alsa ya utanıp sahadan çıkacak; ya da Mancini’ye, “Beni değiştir” diyecek. Bu futbolcudaki akıl almaz düşüşü çözmek mümkün değil... Verdiği hiçbir pas yerini bulmuyor, sahada var mı, yok mu belli değil... Üstüne üstlük takımın kaptanı olarak sahaya çıkıyor.
Burak’ın da oynadığı yer yanlış. Burak bildiğiniz santrfor... Sağ açık değil! Kanatlardan gelmek istiyorsan onca para verip aldırdığın Hajroviç’i oynatacaksın... Ama santrfordan sağ kanat oyuncusu, 10 numaradan da sol açık yapmaya çalışıyorsun ki; bunlar belki Türkiye liglerindeki bazı maçlarda söker ama Chelsea gibi bir takımın karşısında işe yaramıyor!..
İşin acı yanı maç boyunca Galatasaray’ın bir tane bile gollük pozisyonu yok. Herhalde Cech hayatının en rahat maçını oynamıştır! Adam bir kez olsun yere yatmadı.
Sahada formasını ıslatan Melo, Muslera, Telles ve Semih dışında kimse yoktu!
Önümüzdeki yıl için Galatasaray’ın şimdiden kollarını sıvaması gerekiyor... Yoksa sonuç yine hüsran olur.