Dün Beşiktaş’ta Mustafa Denizli’nin göreve getirileceği haberi üzerine yapılan taraftar yorumlarını okudum.
Gerekçeli olarak kesinlikle isteyenler de; istemeyip gerekçe ileri sürenler de çok.
Arada Ertuğrul Sağlam’ı önerenler, karşı olanlar; Rıza Çalımbay’ı işaret edenler; denenmiş hocaları istemeyenler, Samet Aybaba ve Hikmet Karaman’ı aklından geçirenler ve onlara gerekçeleriyle birlikte sert biçimde karşı çıkanlar var.
Çoğunluk Denizli’nin getirilmesinden yana.
Birkaçının özeti şöyle:
Mustafa Hocanın duruşu, kalitesi, basın ve kamuoyu önünde temsil gücü bile yeter.
Mustafa Denizli büyük adamdır büyük hocadır...
Mustafa hoca gelirse başımıza bu kadar hakem hatası gelmeyecek bizim maçlarda.
Senin (Denizli) vizyonun senin otoriten ve nezaketin, insani ilişkilerdeki başarın, teknik bilgin hiç birinde yok.
Şu karmaşık dönemde, takımı toparlayacak, kulübü rahatlatacak, birlik beraberliği sağlayabilecek, takım olgusunu geliştirebilecek en doğru ve en mantıklı seçimdir Mustafa Denizli.
Mustafa Denizli ile maç kazanıyorduk ama tek farklı skorla, bir kez bile rahat maç izlemedik.
Allah rızası için gelme, Beşiktaş’tan çoğu kişiyi soğutursun gelme.
Bu hoca gelsin 10 yıl geri gideriz...
Valla ne kadar çok yalaka var hala Mustafa Denizli’yi savunuyorlar bu adamda benim göremediğim neyi gördünüz anlamıyorum. Eğer Denizli Beşiktaş’a gelirse futbolu bırakırım basket izlemeye devam ederim.
Ertuğrul gelecekse ben Beşiktaşlı olmayacağım.
Büyük transfer yatırımları yapılamayacak, ancak Beşiktaş’tan beklentiler büyük. Beşiktaş’ı yönetenlerin yapacağı en önemli seçim eldeki malzemeyi en iyi biçimde kullanıp yüksek sporsal değer elde edecek hocayı bulmak.
Yöneticinin işi zor.
Ama altından kalkmak zorundalar.
Taraftara kulak vermeleri işleri kolaylaştıracak bir yol gibi görünmekte.
21. kez Cavcav
Birinci derecede kıymetlimiz günlük dedikodular, çekişmeler, dayanaksız, duygusallık egemen kulüpçülük. Bu yüzden çok önemli değerleri işlemeyi ıskalıyoruz.
İlhan Cavcav G.Birliği’ne 21.kez üst üste başkan seçildi!
30 yıldır o görevde!
G.Birliği bu sürede 4 büyük takım gibi hiç küme düşmeyenler arasında! Hiç şampiyonluk kazanamamış; ama şu sıra Maliyeye, Sigortaya, her hangi bir oyuncuya tek kuruş borcu yok!
Dahası, kulübün kasasında 53 milyon 368 bin lirası var!
Son 7-8 yıl içinde 43 oyuncu ihraç etmiş!
“Spor kulübünde para da elbette önemlidir, ancak asıl amaç sportif değer, başarı üretmektir” diyerek, bunu yapamadığı için zaman zaman dilime dolarım Cavcav’ı...
Ancak durumdan kulüp üyeleri memnun!
Bin 58 delegenin 149’u katılmış seçime! Tümü Cavcav’ı seçmiş.
Delegeler seçime bile katılmıyorlar!
Demek ki durumdan memnunlar. Başkan ve adamlarına açık kart atıyorlar! “Gelmemize gerek yok, siz işinizi biliyorsunuz” demekteler...
E istikrar varsa, onu bozmanın da âlemi yok!
Hepsi hoş ve yerinde.
Kuşkusuz G.Birliği’nin kendine çizdiği hedefe göre. Eğer ligde yaşayan, düşmeyecek bir takım ise hedefleri; eğer şampiyonluklar kovalamayı kafalarına koymuyorlarsa; eğer yapabilecekleri kadarının bu olduğuna inanarak böyle yapıyorlarsa ne denebilir ki.
Devam...
Volkan beni de aldır!
Volkan kardeşim, beni de evimden aldır.
Şöyle baş başa bir yemek yiyelim.
Sana, Volkan Demirel’i böyle dayılanarak koruyamayacağını, o dev kalecinin toplum hafızasında kalabilmesi için kaba gücü değil, aklı kullanması gerektiğini; hırs denen olgunun neyi içerdiğini ve genelde iyi olmadığını, haklı olduğun konularda kendini nasıl savunman gerektiğini, insanın kaba güçle değil erdemleri kullanarak kendine saygı ürettiğini anlatırım...
Hesaplar benden.
BIKTIK
l Futbolu doğuştan gelen yeteneği ile oynarken, kendini sahip olmadığı her türlü bilgi ve becerinin de efendisi sananlardan bıktık usandık.
USANDIK