Artık seçilmiş ve doğal olarak da millet’den taraf bir Cumhurbaşkanımız var.
Bunun nasıl bir şey olduğunu tecrübe ettikçe daha da iyi anlayacağız.
Daha önce böyle bir yapıyı yaşamadığımız için nasıl bir şey olacağı noktasında keskin bir kanaatimiz yoktu.
Ancak sağdan soldan okuyup öğrendiklerimiz ve duyduklarımızla fikir yürütebiliyorduk.
Yok falan ülkede de seçilmiş Cumhurbaşkanı var, ama onların durumu bizden farklı. Yok filan ülkede de Cumhurbaşkanı halkın oyu ile göreve geliyor, ama onların meclisleri şöyle, anayasaları böyle, yasama,yargı,yürütme organları çok daha farklı diye üzerinde çokca konuşup durduk, bol bol nutuklar atıldı.
21.yüzyılda insanlık tarihinin yüz karası soykırımlar yaşanırken hiç de oralı olmayıp gözünü kulağını tıkayan, hatta bizzat uygulayıcısı olan kendine demokrat emperyalist ülkeler, bizdeki budala batıcı aytın zümre diliyle sürekli; efendim onların demokrasi anlayışı gibi güzel bir anlayış hiç bir yerde yok, demokrasiyi dibine kadar uyguluyorlar, şöyle hümanistler, böyle hak-hukuk, guguk anlayışları var. Onlarda insan hakları en üst seviyede felan diye kutsayarak ezik değerlendirmeler yapılmıştı.
Biz onlardan aşağı seviyelerdeyiz,bizim demokrasi anlayışımız daha tam oturmadı,halkımız yeteri kadar bilinçli değil. Cumhurbaşkanını halka seçtirirsek sistem yürümez, daha da kötüye gider, gibisinden, konuyu bilmesi icab eden akedimisyenlerin maalesef ülke menfaatlerini göz ardı edip, sadece ideolojik şartlanmışlıklarının etkisi ile ve sırf Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığından dolayı ileri geri ahkam kesip acaip garaip hükümler verdiklerine şahit olduk.
Yok efendim, Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıymış, bir kesimin adamı olmamalıymış. Ülke içindeki farklılıkların farklılıklarını gözetip kollamalı, her kese ve her kesime eşit mesafede duracak bir anlayışta olmalıymış gibi kulağa hoş gelen yaklaşımlarla da süslü Recep Tayyip Erdoğan görünümlü millet düşmalığıklarına tanıklık ettik...
Aslında dile getirilen bahanelerin altında yatan gerçek, ülkeyi avucunun içinde sıkıştırarak yıllardır darbeler ve paralel devlet yapılanmalarıyla yiyip bitirmeye çalışan soyguncu, baskıcı, gerici, gözü kapalı batıcı düzenin can çekişmesinden başka bir şey değildi...
Ve Recep Tayyip Erdoğan’da o darbeci vesayetçi sömürgen yapıyla millet adına mücadelenin temsilcisi olduğu için hedefteydi..!
Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığı da tam bir hikayeydi,hem de çocuk hikayesi.
Miletin çocuklarını, okul kapılarına kurulan siperlerden geri döndürenlerin hamisi Cumhurbaşkanları mı tarafsızdı yani, veya kimden yana taraf idiler.
Sürekli halkın onayladığı siyasetin önünü tıkayıp ülkeyi kaos ortamlarına sürükleyen Cumhurbaşkanlarının tarafsızlığını hangi insaf sahibi onaylar.
Başta DHKP-C militanları olmak üzere, aşırı sol terör örgütü elemanlarından 200’e yakın mahkumu hapisten resmi yoldan kaçırtan bir Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığını iddia edecek vatan evladı çıkar mı?
Hangi vicdan, milletin büyük bir teveccühle seçtiği Başbakanın hanımı başörtülü diye devletin ve milletin temsil makamı Cumhurbaşkanlığı köşküne kabul etmeyen bir Cumhurbaşkanını tarafsız kabul eder..!
Bu güne kadar görev yapan bütün Cumhurbaşkanları pekala taraftı...
Milletten taraf olan bir kaç Cumhurbaşkanmız hariç, göreve getirilenlerin büyük çoğunluğu milleti cahil, göbeğini kaşıyan adam ve terbiye edilmesi gereken çoğunluk olarak kabul eden jakoben taraftandı...
Şimdi,Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde beyanname niteliğinde yaptığı açıklamalarla da ilan ettiği gibi bu güne kadar gördüklerimizin dışında farklı ve taraf bir Cumhurbaşkanı görüyoruz. Seçilmişliğin hakkını vererek hem içerde hem dışarda sorumluluğunu yerine getirmek için didinip duran koşuşturan ve mücadele eden..
Ben Cumhurbaşkanı olarak tarafsızım, karışmam demiyor.
Aksine milletten tarafım diyerek, kendisini seçen milletin 2015 Haziran’ında, 5 ay sonra yapacağı kritik ve tarihi öneme haiz seçimine o tecrübesiyle katkıda bulunmaya çalışıyor..!
Meydan meydan dolaşıp, kendisine güvenerek Cumhurbaşkanı yapan millete teşekkür mitingleri yapacak, beraberinde milletin standartlarını yükselten yeni yatırımların açılışını yapacak.
Ve yaklaşan seçimler çeçevesinde acilen değişmesi gereken yamalı bohça gibi duran darbe anasyasası ve ülkeyi çok daha çabuk sıçratcak, kaybedilen zamanları geri kazandıracak olan başkanlık sistemi hakkında milletle istişarelerde bulunacak..
Bu millet, yeğeni banka soyarken tarafsız kalan Cumhurbaşkanları tanıdı.Devletin ve milletin kasasından bavullarla paralar hırsızlanırken kafasını öteye çevirip irtica tantanası yapıp millete zulmedenlerden taraf Cumhurbaşkanlarına şahit oldu.
Artık yeter, Zulmün aracı haline gelmiş tarafsızlık masalını kimse bu millete yutturamaz.
Millet kendinden taraf bir Cumhurbaşkanı seçti.
Ve bundan sonra da kendinden taraf bir Devlet Başkanı ile koşmaya devam etmek istiyor.