İstanbul Boğazı’nın Avrupa yakasını görmüş olanlar, en mutena yerlerinden Tarabya’da, bakımlı bir koruluğun içinde, denize nazır, çok zarif bir köşk bulunduğunu fark etmiştir. Almanya Büyükelçiliği’ne ait bir mülktür burası. II. Abdülhamit 1880 yılında bu araziyi II. Kaiser Wilhelm’e armağan etmiş, diplomatik amaçlarla kullanılması için. Villa Tarabya olarak anılan bu mekan, Büyükelçiliğin yazlık rezidansı olarak kullanıldı yıllarca... 2008 yılında Almanya Parlamentosu tarafından Villa Tarabya’nın bir akademiye dönüştürülmesi kararı alındı. Bir kültür rezidansı olarak düzenlenen mekan, 13 Ekim 2011 tarihinde Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin katıldığı bir törenle hizmete açıldı.
Eski İstanbul’u florasıyla, deniziyle, manzarasıyla en güzel yaşayabileceğiniz yerlerden biri olan bu köşkün yeni sakinleri sanatçılar! Bu şahane mekan artık Tarabya Kültür Akademisi olarak Türk - Alman konseptinde çalışma yapmak isteyen, her alandan sanatçılara evsahipliği yapacak. Akademi’nin yönetimi Almanya Büyükelçiliği’nde, küratörlüğünü ise Goethe Enstitüsü üstleniyor.
Tarabya Kültür Akademisi’nin çalışma ilkelerini ve yönetmeliğini Akademi Danışma Kurulu belirliyor. Danışma Kurulu Başkanlığını Maliye Bakanlığı Müsteşarı Steffen Kampeter üstleniyor. Bu kurulda Almanya Dışişleri Bakanlığı’nı milletvekili ve Devlet Bakanı Cornelia Pieper; Goethe Enstitüsü’nü bizzat başkanı Klaus - Dieter Lehmann temsil ediyor. Danışma Kurulunda, parlamento temsilcileri, hükümetin kültür ve medya alanında görevlileri yer alıyor.
***
3 - 10 ay arası sürelerde burada yaşayıp proje üretmesi için sanatçılara Goethe Enstitüsü burs veriyor. Burslara dışarıdan başvuruda bulunmak mümkün değil. Akademi Danışma Kurulu’nun seçtiği üyelerden oluşan jüri tarafından sanatçılara teklif götürülüyor. Bu jüride küratör ve sanat tarihçisi David Elliott, oyuncu Sibel Kekilli, tiyatrocu Shermin Langhoff, besteci ve müzikolog Wolfgang Rihm, şair ve çevirmen Joachim Sartorius yer alıyor. Üyeler sanatçılarla yaptıkları görüşmeler sonucu karara varıyor. Bursiyer sayısı sanatçıların kalış sürelerine göre değişiyor.
İlk bursiyerler 12 Temmuz tarihinde Berlin’deki Goethe Enstitüsü’nde toplanan jüri tarafından belirlendi bile! Tarabya’da ikamet etmeye ve danışmanlık hizmeti almaya hak kazanan beş şanslı sanatçı edebiyat alanında Gerhard Falkner ve Marianna Salzmann, müzik alanında Marc Sinan, fotoğraf ve video sanatları alanında Annika Eriksson, film alanında Martina Priessner.
Goethe Enstitüsü bu sanatçıların İstanbul’da çevre edinmelerini, meslektaşlarıyla tanışmalarını, ilişki ve işbirliği kurmalarını sağlamak için onlara her anlamda yardımcı olacak. Bu amaçla Villa Tarabya’da konser, okuma ve konferans gibi etkinlikler düzenleyecek. Almanya’nın ünlü Goethe Enstitüsü, Ankara ve İstanbul’daki şubeleriyle ülkemizdeki en aktif ve çalışkan kültür merkezi. Etkinlik alanı sadece bu iki ilimizle sınırlı değil bütün Türkiye çapına yayıyor etkinliklerini ve işbirliklerini. Birbiri ardında gerçekleştirdiği / katkıda bulunduğu önemli projelerle hem Türkiye’deki sanatseverlere hizmet veriyor hem iki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin kalitesini her geçen yıl daha da arttırıyor. Tarabya Kültür Akademisi de kalıcılığı açısından önemli bir proje. Türkiye böylece hem bir kurum kazanmış oldu hem de o kurum sayesinde üretilecek yapıtlar kazanacak.