Dün Orhan Gencebay'ın Murat Kurum için bestelediği seçim şarkısını görünce kendi kendime 'Tamam inşallah!' dedim.
'Tamam İnşallah' 27 Mart 1994 seçimlerinde Refah Partisi (RP) adayı Başkan Erdoğan'ın seçim gününden iki gün önceki son sloganıydı. Gayet iyi hazırlık yapılmış, canla başla çalışılmıştı. Gerisi Allah'a tevekküldü.
'Tamam inşallah' o inancın tezahürüydü.
Erkin Koray'ın 'Fesuphanallah' şarkısı İstanbul'a uyarlanmış ve seçim şarkısı olmuştu.
(Erkin Koray şarkısının kullanıldığını görünce Küçükçekmece RP İlçe Başkanı vasıtasıyla RP il Başkanlığına ulaşmış. O dönemde il başkanı olan Ekrem Erdem Bey kendisine durumu izah etmiş. RP'nin maddi imkânı çok kıt olduğu için kendisinden özür dilemiş ve imkânlar dâhilinde çok cüzi bir miktar telif bedeli ödemiş. Erkin Koray karşısındaki insanların samimiyetini görünce sadece 'fesuphanallah' değil bütün eserlerini kullanma izni vermiş!)
Ancak kuru kuruya tevekkül de değildi.
RP teşkilatı sandığa sahip çıkmasını da bilmişti. Her sandık başında iyi eğitim almış müşahitler sandık sonuçlarını (ıslak imzalı tutanaklarla) seçim karargâhına bildirmiş, seçim kurulları torbaları yeni toplarken RP saat sekiz buçuk - dokuz gibi neticeyi öğrenmiş ve seçimi Başkan Erdoğan'ın kazandığını ilan etmişti.
RP kadroları inançlı, gayretli, disiplinli ve seçim işlerinde uzmandı.
İnançlıydı ama sünnetullahı terk etmedi, gayret etti, sonuna kadar çalıştı.
Parti disiplini zirvedeydi, disiplinin ötesinde rehavet yoktu, özveriliydi. Sandık müşahitleri sıkı eğitimden geçirilmişlerdi.
İşte tüm bunlardan sonra 24 Mart Perşembe sabahı İstanbul duvarlarında 'Tamam inşallah' afişlerini gördüğümde tatlı bir huzur hissetmiştim ruhumda.
İşte o inanç, tevekkül, gayret ve çabanın karşılığını Pazar günü almıştık. Elhamdülillah.
Şimdi Orhan Gencebay'ın Murat Kurum için bestelediği şarkıyı dinleyince o günleri hatırladım.
Sadece o günleri hatırlamadım, 2019 da kaybedilen İstanbul seçimlerini de hatırladım.
Öyle anlaşılıyor ki Osman Kabaktepe başkanlığındaki teşkilat, 2019 seçimlerinden alınması gereken derslerin tamamını almış ve tıpkı 1994 seçimlerindeki inanç, disiplin ve gayretlere denk bir faaliyet süreci planlamış ve uygulamaya koymuş.
Aday istekli, hazırlıklı ve gayretli, teşkilat disiplinli ve kararlı!
Öyle ki bir üyenin oyunun dahi önemsenerek peşine düşüldüğüne bizzat şahit oldum. Üsküdar'da ikamet eden ve son seçimlerde Üsküdar'da oy kullanan bir parti üyesi nüfus kaydını İstanbul'un bir başka ilçesine aldırmıştı. AK Parti Üsküdar İlçe Teşkilatı bu üyeyi defaatle arayarak seçmen kütüklerinde isminin olmadığını, silindiyse yardımcı olmak istediklerini söylüyorlar. Bir defa iki defa değil tam beş defa bu üye aranarak oy kullanmasını garanti altına alıyorlar.
Yani bir oyun kaybı bile hesap ediliyor.
Bu teşkilat seçim kazanır azizim!
Muhalefet iç kavgalarıyla meşgulken Murat Kurum'un seçmenle kucaklaşıyor ve projelerini anlatıyor olması rüzgârı arkasına almayı sağlamış görünüyor.
Evet, herhangi bir hata yapılmaz süreç bu şekilde devam ederse 31 Mart'ta 'Yeniden İstanbul' sloganı tıpkı 'Tamam inşallah!' sloganı gibi netice alabilir.
Lakin mazbatayı alıncaya kadar seçim devam eder!
Aman dikkat!
Yeniden Refah Kararı
Yazıyı bitirmiştim ki YRP'nin İstanbul Ankara ve İzmir'den büyükşehirlere aday çıkaracağı haberi düştü ajanslara.
Mayıs seçimlerinde Başkan Erdoğan'ı destekleme kararı YRP'yi yükselen parti yaptı, bunda kuşku yok.
Aldığı oyların kahir ekseriyetinin AK Parti'deki muhafazakâr tabana ait olduğunu da çok iyi biliyoruz.
Kimi sebeplerle partisine tepkili olan AK Partili seçmen cumhurbaşkanlığında Başkan Erdoğan'a, milletvekili seçiminde ise YRP'ye oy verdi. Onları bu tercihe sevk eden de YRP'nin Cumhur İttifakı'na katılıp cumhurbaşkanlığında Başkan Erdoğan'ı destekleme kararı almasıydı.
Bu mantıklı tavır AK Parti tabanından YRP'ye hayli oy kazandırdı.
YRP dün ilan ettiği aday çıkarma kararıyla arkasına aldığı rüzgârı tersine çevirmiş oldu.
YRP bu kararında ısrarcı olur da aday çıkarırsa Mayıs seçimlerinde mesela İstanbul'da aldığı yüzde 3.32 oyu alma ihtimali yoktur. Tam tersine oylarının düşeceği aşikârdır, çünkü aldıkları oylar AK Parti tabanının oylarıdır!
Ayrıca İstanbul'da yarışın İmamoğlu ile Kurum arasında geçeceği belli.
YRP'nin alacağı her oy CHP'ye yarayacağı için Mayıs'ta YRP'ye oy veren AK Parti seçmeninin İBB seçiminde YRP'ye oy vermeyeceği de ortadadır.
Eleştirilerinde haklı da olabilirler ama YRP yönetiminin bu gerçeği görememesi manidardır!
Zaten beklenen üç şehirde, özellikle İstanbul'da ittifaktır. Diğer bölgelerde YRP'nin kendi adayını çıkarmasına kimsenin sözü yoktur.
YRP adaylarını 10 Şubat'ta açıklayacağını duyurdu.
10 Şubat'a da YSK'ya son bildirim tarihi olan 20 Şubat'a kadar da daha çok zaman var.
İnşallah o zamana kadar bir anlaşma sağlanır!