Kamuoyu AK Parti'nin İstanbul adayını merak ediyordu.
İsmi geçenlerin tamamı aslında o görevi layıkıyla yapacak şahsiyetlerdi.
Hilmi Türkmen, Ergün Turan, Ali Yerlikaya, Fahreddin Koca, Tevfik Göksu ve Murat Kurum.
Hilmi Türkmen Üsküdar'da, Ergün Turan Fatih'te örnek belediyecilik yaparak takdir toplamışlardı.
Ali Yerlikaya İstanbul'da valilik, kısa bir süre belediyenin kayyumu olarak da görev yapmış, İçişleri Bakanlığında her gün ayrı bir destan yazarak toplumun beğenisini kazanmış; Fahreddin Koca en netameli dönemlerde bakanlıkta gösterdiği başarı ile dünyanın en başarılı bakanlarından sayılmış, millet tarafından sevilmiş; Tevfik Göksu hem Esenler'de 3 dönem başkanlık yaparak kendini ispatlamış, hem son dönemde İBB Meclisinde Grup Başkanı olarak görev üstlenmiş, İmamoğlu ile 5 yıl boyunca tek başına mücadele etmiş, İBB'nin sorunlarını da çözümlerini de detayına kadar bilen ve adaylık konusunda ilk iki kişiden biri olarak sürekli gündemde olmayı başarmıştı.
Murat Kurum ise yüksek lisansını kentsel dönüşüm üzerine yapmış, Emlak Konut Genel Müdürü olduğu dönemde tarihinin en büyük 2 halka arzını gerçekleştirmiş, bakanlığı döneminde 365 bin sosyal konut, 46 bin afet konutu inşa etmiş, 45 ilde 80 tarihi meydan düzenlemesini hayata geçirmiş, 484 Millet Bahçesi yapmış, İstanbul'un en önemli sorunu olan kentsel dönüşüm alanında uzman bir isim.
İsmi geçenlerin her biri ayrı bir değer.
Muhalefetin iddia ettiği gibi AK Parti aday bulmakta zorlanmamış, hepsi birbirinden değerli adaylar arasında tercihte zorlanmıştır.
Yapılan değerlendirmeler sonunda İBB Başkan Adayı olarak Murat Kurum ilan edildi.
Kurum'un aday olarak İl Başkanlığında yaptığı ilk konuşma bütün tereddütleri ortadan kaldırmış ve seçimin ne denli isabetli olduğu anlaşılmıştır.
Doğrusu o konuşma benim kafamdaki soruların tamamına ikna edici cevaplar verdi.
Muhalefet adayıyla polemiğe girmemiş olması, proje odaklı bir hizmete kilitlendiği hissini uyandırması, İstanbul'a yabancı olmadığını ve şehrin en önemli iki problemi olan kentsel dönüşüm ve ulaşıma vurgu yapması önemliydi.
Polemiğe girmemesi bence adaylık sürecinde sürdürmesi gereken bir yaklaşım olmalı. Çünkü muhalefetin, hizmet ve proje odaklı propaganda da sınıfta kaldığı için, işi ideolojiye dökmek istediği gün gibi ortada.
Başkan Erdoğan'ın tanıtım programında söylediği gibi buradan 'Onlara ekmek çıkmaz' tespiti çok önemli. Onlar yine laiklik diyerek, Atatürk diyerek cumhuriyet diyerek gündemi değiştirmeye çalışacaklar.
Bu oyuna gelmeyip sürekli projelerden bahsedilmesi ve diğer adaylarla kesinlikle polemiğe girilmemesi Kurum'a kazandıracaktır, hiçbir şey kaybettirmeyecektir.
AK Parti gördüğüm kadarıyla 2019 seçimlerinden gereken dersleri çıkarmış olarak hazırlanıyor.
Başkan Erdoğan'ın söylediği gibi 31 Mart seçimlerinin sonucu, sadece kimi belediyeleri CHP'den özgürleştirmeyecek, aynı zamanda CHP Genel Başkanı'nı da özgürleştirecek bir etkiye sahip olacağı için fevkalade önemli.
Ve tabii ki bütün gözler İstanbul'da olacak.
Ben gerek AK Parti Teşkilatı'nın çalışmaları gerekse başta Tevfik Göksu olmak üzere diğer aday adaylarının olgun tavırlarını görünce AK Parti'nin 31 Mart'ta yeni bir zafere imza atmasını umut ediyorum.
İnşallah!