Üsküdar'da belediye otobüsünü iterek vurdurmaya çalışan yolcular ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu'nun seçim sloganı "Tam Yol İleri" nasıl da cuk oturdu değil mi? İlk beş yılında İstanbul'un vitesini boşa atan İmamoğlu öyle ya da böyle yol almıştı. Ancak ikinci beş yılda artık boş viteste daha fazla yol alınamadığı net bir şekilde görülüyor. Otobüs iten İstanbulluların görüntüsü, aksayan hizmetler artık rutin gündem, o yüzden koskoca otobüsü iten kent sakinleri de duruma alışmış gibi görünüyor. İmamoğlu ise Meclis'te eski Yuvarlak Masa ortaklarıyla buluşmalar yapıyor. CHP Genel Başkanı benim edasıyla pozlar veriyor. Bir anlamda kendi genel başkanı olan Özel'e "DEM'i sana kaptırmam" mesajı veriyor. Bu sırada "DEM'den bana zaten hayır yok" anlayışındaki Mansur Yavaş, Yuvarlak Masa'nın altındaki DEM'i, Cumhurbaşkanı Yardımcısı pozları verdiği seçim dönemini unutmuş olmalı ki, "CHP'nin milliyetçilik okunu hatırlatıyor", "Yörüngeden ben sapmadım" mesajı veriyor. Mesele sadece İmamoğlu ile de ilgili değil aslında, 2028 Cumhurbaşkanlığı adaylığı için "o yapıyorsa ben neden yapamayayım?" anlayışla iştahlananların sayısı da artıyor?
Zira Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'tan sonra Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da ""Gerektiği takdirde ben 100 bin imza toplayıp aday olmaktan çekinmem" dedi. Yani Cumhurbaşkanlığı makamını biraz hafife alıyorlar.
Hele de Erdoğan çıtayı bu kadar yükseğe taşımışken.
Bu yüzden MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, "Türkiye Yüzyılı'nın inşası için Erdoğan bir kez daha seçilmelidir" çıkışını bu açıdan da okumak gerekiyor.
Yazıyı Dünya Belediyeler Birliği Başkanı Uğur İbrahim Altay'ın uyarısıyla tamamlayalım. Zira Altay, "2021-2024 yılına kadar İBB'nin sadece organizasyon ve konser bütçesi 5 milyar lira" diye hatırlatıyor. Konserle, DEM'lenme ile kısır polemiklerle değil hizmetle, eserle, vizyonla gündeme gelin uyarısında bulunuyor.
Ve son bir not... Mor ve Ötesi grubu 71 milyon liralık konser parası için "Biz almadık. Sayın Yavaş ya da ekibi bu paranın nereye gittiğini açıklasın" diye mesaj paylaştı. Sizce milyonlar nereye gitti?
Takdir milletin elbette...
BİR KAVANOZ KÖRFEZ SUYU
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Meclis'e elinde bir kavanoz İzmir Körfez'inden alınmış numune su ile geldi...
Elbette söylemeye gerek yok. Simsiyah, içinde bir canlının yaşaması imkansız olan ağır kokan bir numuneden bahsediyoruz.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay daha önce "Zahmet olacak ama devlet Körfez'i temizlesin" diye açıklama yapmıştı.
Bakan Kurum, elindeki o kavanozla CHP'li Tugay'a sorumluluklarını hatırlattı ve "Ben Çevre Bakanı olarak diyorum ki; bunu herkes not alsın, o Körfez bir zahmet temizlenecek. Büyükşehir Belediyesi bir zahmet sorumluluklarını yerine getirecek." diye tepki gösterdi. Bu süreçte belediyeye 4 milyon lira para cezası da kesildi.
Ancak ben asıl körfez suyunun gölgesinde kalan bir başka meseleye dikkat çekmek istiyorum... Bakan Kurum, deprem bölgesinde günde bin 500 konut inşa edildiğini söyledi. Bakın beş yılda değil, günde bin 500 konuttan söz ediyoruz. Söylemesi kolay ama bin 500'e kadar saymaya kalksak epey zaman alır. Bu arada bir hakkı da teslim etmek istiyorum.
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Kurum'un hakkını teslim etti. Meclis'te, "Sizi eleştirmiştim ama süreç içinde doğru işler yapıldığını gördük. Bir başarı hikayesi oluştuğunu gördük." İfadesi tam da özlediğimiz siyaset anlayışıydı.
NUSAYBİN GÜNLERİ
Şimdi başlığa bakınca turizm etkinliği, kültür sanatla ilgili bir hikaye anlatacağımı düşünmüş ama teröristbaşı Fetullah Gülen'in 25 bin dolarlık tabutunun fotoğrafıyla konunun ne ilgisi olabilir? diye düşünmüş olabilirsiniz.
Oysa sizi biraz geçmişe 90'lı yıllara götüreceğim. Zira eski özel harekat polisi bir akrabamızla Cuma akşamı terasta yaptığımız sohbet bugünlere nasıl geldiğimizi ne çabuk unuttuğumuzu hatırlattı bir kez daha bana...
Teröristlerin kol gezdiği, sokakta güvenlik güçlerinin pusuya düşürülüp, kucağında bebeği varken kafasına sıkılıp vurulduğu zamanları, hava karardıktan sonra sokakların nasıl boşaldığını, kendi bizzat yaşadığı zor zamanlarla birlikte anlattı. Bunun için ödenen bedelleri, şehit olanları yad ettik birlikte...
Bu yüzden Batman'da sokakları karıştırmaya çalışanların, milletin malını canını hedef alanların başını şimdiden ezmek lazım. Türkiye'nin bir daha 90'lı yıllarda dönmesine izin verilemez. Teröristlerin "gündüzler T.C.'nin geceler bizim diye yol kestiği günleri bu ülke kaldırmaz. Devlet otoritesine meydan okumaya çalışanları asla izin verilemez.
"Yolumuz PKK'nın yolu" diyenlerle, "Mardin'de kendi mahkemelerimizi kuracağız" diyenlerle aynı otobüste yan yana olanların da bu açıklamaları yapanların da gideceği bir yol yok... Hele de devletimiz bu kadar güçlenmiş, teröristleri sınır ötesine süpürüp atmışken.
Batman'da elinde İsrail Zulmüne tepki gösteren pankart taşıyan kadına saldıranlar da Almanya'da İsrail Bayrağı ile PKK/YPG paçavralarını yan yana sallayanlar da bu topraklardan değildir. Siyonizmin kucağında "Teröristan" hayali kuranlar bin yıllık kardeşliğin dibine kibrit suyu dökmeye çalışanlardır.
Herkesin aklını başına almasının zamanı gelmiş de geçiyor bile... Hele ki,
Irak'ın kuzeyindeki Erbil'de HDP Bürosu İç Güvenlik Güçleri tarafından kapatılıp; Büro çalışanları Barzani güçleri tarafından kent dışına çıkarılmışken.
Bu arada terörle mücadele demişken önemli bir ayrıntıyı da sizinle paylaşmak istiyorum. Pensilvanya'daki terörist elebaşı Fetullah Gülen'in cenaze töreninde tekbir getirilmesinin yasaklanmasının, Allah yerine "Lordum" denilmesinin sebebini de öğrenmiş olduk. İstihbarat kaynakları, FETÖ Elebaşı GÜLEN'in cenaze işlemlerinin "Bachman, Kulik & Reinsmith Funeral Homes" adlı şirket aracılığıyla yapıldığı bilgisini paylaştı. Pensilvanya'daki İslam'i usullere göre cenaze töreni düzenleyen şirketler yerine "neden Hristiyan, Protestan şirket tercih edildi?" sorusunun cevabını siz verin. Ve teröristbaşı Gülen'in İsrail için söylediği "Güneydeki sevdiğimiz ülke, Hristiyanlar işgalde sizin karınıza kızınıza ilişmez" sözlerini asla unutmayın. Zira geçmişte sağ sol olaylarıyla, Alevi-Sünni kavgalarıyla ülkeyi ele geçirmeye çalışanlar günümüzde PKK/YPG ile FETÖ ile Adnan Hocacılar gibi organize suç örgütleriyle bu emelleri için zemin kazanmaya çalışıyor. İstiyorlar ki bizi biz yapan değerleri kaybedelim. Zira esas o zaman kaybedeceğimizi biliyorlar.
Sözümüzü MHP Lideri Bahçeli'nin Atatürk için paylaştığı 10 Kasım mesajı ile rahmetle anarak bitirelim. Bahçeli, Atatürk için, "Bir arada ve bağımsız olarak yaşama azim ve iradesi kırılmadıkça bir milletin asla yok edilemeyeceğini herkese gösterdi" diyor... Tüm mesele budur işte...