İlk şahit olduğum sokak gösterisi kesinlikle buydu. Oturduğum evin balkonundan elli yıl önce 6-7 Eylül’e benzer bir sokak gösterisine tanık olmuştum. İzmir’de…
20 Ağustos geldi mi, İzmir’de fuar açılır ve ondan sonraki bir ay boyunca şehir fuarla yatar kalkardı. Sadece şehir mi; elbette hayır; İzmir’in çevresi de fuara akın ederdi. Şehrin en canlı olduğu aylar olurdu ağustos ve eylül. Fuar kapandı mı, zaten okullar açılırdı. Benim de çocukluğumun ve gençliğimin güzel anıları arasında bulunan fuar zamanında eğlence yerleri, tiyatrolar hıncahınç dolar taşardı. Annemle babam da her akşam muhakkak o zamanki deyimle gazinoya giderlerdi. Şimdi artık ancak basın koleksiyonuna bakarak hatırlayabileceğim bir tarih olan 29 Ağustos 1964 akşamı ve gecesi İzmir sokakları kalabalık saldırgan grupların talanına maruz kalmıştı.
Evimizin balkonundan gördüklerim
O akşam annemle babam her zamankinden daha erken bir saatte gece gezmesinden eve döndüler. Heyecan içindeydiler. Onları belki de o zamana kadar bu derece telâşlı görmemiştim. Anlattıklarına göre; bir grup onlar fuarda Göl gazinosunda iken, gazinoyu basmış ve Kıbrıs’ta katliam olurken, gazinoda nasıl eğlenebildiklerini sorarak, herkesi hakaretler ederek zorla dışarıya çıkarmaya başlamış... Galiba itişip kakışmalar da olmuş… Hayal meyal hemen balkona bayrak asıldığını hatırlıyorum. Yoksa bu bayrak asılma hikâyesi bir başka sahneye mi aitti de, ben onu bu sahneye monte ediyorum; burasında pek emin olamadım doğrusu. Neyse, bizim ev Alsancak Talât Paşa Bulvarı üzerinde, bulvarın son apartmanıydı. Şirinyuva apartmanı. Biz üçüncü kattaydık ve İngiliz Anglikan kilisesi tam çarprazımızda kalıyordu. Balkonumuzdan bulvarı ve kiliseyi rahatça görmek mümkündü. Hatta kilisenin önündeki geniş alanda akşamları futbol bile oynamışlığımız vardı.
Evimiz fuara da yakın sayılırdı. Birsüre sonra fuardan çıkan bir grup olduğunu sandığım çok kalabalık bir gösterici grubu, bizim evin önündeki kilisenin önüne geldiler. Kiliseye ait olan yanındaki ev de, aslında kilise papazının lojmanı idi. Bugün artık İngiliz konsolosluğu olarak kullanılıyor. Biz de balkondan heyecanla olayı takip ediyorduk. Kalabalık saldırgan grup, papazın evini de sardı. O kısım hafızamda muğlak... Papaza ve evine de saldırı oldu mu, hatırlayamıyorum. Fakat kiliseye saldırıyı gayet net hatırlıyorum.
Sokağımızda meydana gelen hadise
Grup kiliseyi sardı ve saldırdı. İçeri girdiler. İçeride ne olduğunu bilmiyorum; fakat kısa bir süre sonra kilisedeki oturma sıralarını dışarı çıkarmaya başladılar. Sıraları kilisenin dışındaki bizim futbol oynadığımız alana attılar. Sonra nasıl başardılarsa, tahta sıraları yaktılar. Yangın başladı. Belki de hemen karşımızdaki benzin istasyonundan benzin ya da gaz almışlardı. Belki de yanlarında getirmişlerdi. Ama bugünkü tecrübemle biliyorum ki, o sıraları yakmak için muhakkak yanıcı bir şey gerekirdi. Yangın bayağı büyüdü. Çocukluğumda belki de ilk korktuğum sahne bu olmuştu. Babamın hemen itfaiyeyi telefonla aradığını da hatırlıyorum. Gerçekten de bir süre sonra itfaiye geldi ve yangını söndürdü. Kilisedeki tahribatın boyutunu ise hiç bilemiyorum. O zaman demek sekiz yaşındaymışım; fakat hafızama kazınan sanırım ilk önemli olaydı. Elli yıl sonra bile gözümün önündeki canlı yangın sahnesini ve saldırganlığı iyi hatırlayabildiğime göre.
YENİ ASIR GAZETESİNDEN OLAYLAR (30 Ağustos 1964)
Amerikan, Rus payvonları ile Yunan Konsolosluğu Tahrip Edildi. Yüze yakın nümayişçi nezarete alındı; altı kişi de yaralı. İngiliz, Çek ve Mısır pavyonları da taşlandı.
Amerika’nın Kıbrıs buhranında Türkiye’ye karşı takındığı son tavır, dün fuardaki Amerikan pavyonu önüne toplanan öğrenci grupları ve halk tarafından protesto edilmiştir. Bu arada geç vakit Rus ve Amerikan pavyonları tahrip edilmiş; Amerikan, Rus, Çekoslovak, İngiliz ve Birleşik Arap Cumhuriyeti bayrakları indirilmiştir. Daha sonra Yunan konsolosluğuna gidilmiş ve tahribat yapılmıştır.
Öğrenciler daha önce fuara gelenlere birer beyanname vererek, Amerikan pavyonunu ziyaret etmemelerini talep etmişlerdir. Dün akşam dağıtılan yirmi bin beyannamede şöyle denmektedir: “Vatandaş, seni haklı olan Kıbrıs davasında haksız çıkarmak isteyenlerle dost olamazsın. Bunun için Amerikan pavyonunu ziyaret etme.” Bu arada Amerikan pavyonu önündeki ağaç ve direklere asılan dövizlerde şunlar yazmaktaydı: “Johnson False Friend”, Johnson barışçı mı, yoksa rey avcısı mısın?”, “İnsan hakları evrensel beyannamesi nerede?”, “Nato fiyasko”, “Yankee go home!”, “Otuz milyon taksim istiyor” Beş dakika sonra dövizler asıldıkları yerlerden emniyet kuvvetlerinin müdahalesi ile indirilmiştir. Bu arada gençlerle konuşan Belediye Başkanı Osman Kibar, “Hareketlerinin bizi rencide ettiğini gösterdik. Bu şekilde de maksadımıza erdik. Bunun haricinde herhangi bir galeyan birçoklarının işine yarayabilir.” demiştir.
Bu arada pavyon önünde toplanmış bulunan kalabalık arasında garnizon komutanı tümamiral Ferit Denizmen, emniyet müdürü ve ekseriyeti Amerikalı ecnebiler de görünüyordu. Öte yandan, garnizon komutanlığı da herhangi bir müessif olaya mani olmak üzere bir hazır kıt’a ittihaz etmiştir. Nümayişçi gençler, saat 21:45’de fuarda gezmeye başlamışlar; “ Türk gençliği çok yaşa, kahrolsun Yunan ve ordu Kıbrıs’a” tezahüratında bulunarak ve Plevne marşını “Şanlı büyük Türk ordusu Kıbrıs’tan geçmem” nidaları ile yollarına devam etmişlerdir. Öğrenciler, saat 22’de 9 Eylül kapısı önünde nümayişin sona erdiğini bildirerek fuarı terk ettiler. Küçük nümayişler halinde başlayan gösteri beş dakika sonra aynı kapıdan akın eden öğrenciden gayrı grupların iştiraki ile çığ gibi büyümüştür.
Nümayişçiler, saat 22:10’da şiddetli olarak Birleşik Arap Cumhuriyeti pavyonu önünde gösteriler yapmışlar, topluluktan birinin “Rus pavyonuna” demesi üzerine koşar adım ilerlemeye başlamışlardır. Nümayişçiler Rus pavyonu önündeki Lenin ve Kruşçef’e ait resimleri parçalamışlar ve pavyonu taş yağmuruna tutmuşlardır. Polis, olay yerine üç dakika sonra geldiğinde, her şey olup bitmiş, ışıklı yazılar ve camlar parçalanmıştı. Nümayişçi grup, beş dakika sonra tekrar Amerikan pavyonunun önünde toplanmış, derhal tertibat alan polis ve askeri birliklerden kurulu kordonu yarmış ve pavyona girmiştir. Bu arada Amerikan bayrakları direklerinden indirilmiş ve nümayişçi gruplar tarafından parçalanarak yakılmıştır.
Tamamen kontrolden çıkan topluluk, saat 23’de tekrar Rus pavyonu önünde toplanmıştır. Tekrar tecavüze başlanmış ve Rus bayrakları indirilerek yakılmıştır. Bu arada nümayişi bastırmaya gelen askeri birliklerin mensupları omuzlara alınmıştır. Garnizon komutanlığının hazır kıt’ası Amerikan pavyonunun tahribinden sonra diğer pavyonları da kordon altına almıştır. Saat 23:10’da tekrar spor sarayına giden nümayişçiler, Birleşik Arap Cumhuriyeti ve Çekoslovak bayraklarını indirerek parçalamışlardır. Bu arada İngiliz pavyonunun camları kırılmış, bayrağı yırtılmıştır. Nümayişler sırasında yağma ve çapulculuğa tesadüf edilmemiştir.
Nezarete alınanlar
Fuarda Amerikan aleyhtarı gösterilerle başlayan nümayişlerin büyümesiyle Rusya, Amerika, Bulgaristan, Birleşik Arap Cumhuriyeti, İngiltere, Çekoslovakya pavyonları ve Yunan konsolosluğu ve Amerikan haberler merkezi önünde yapılan gösteriler ve tahribatla beş kişi yaralanmış, yüze yakın nümayişçi de nezarete alınmıştır. Hâlâ polis ve askeri makamlar, vasıtaları ile nümayişçilerin elemanlarını toplamaktadır. Gece yarısından sonra vali Niyazi Dalokay, İçişleri Bakanı Orhan Öztrak, olayları tafsilatı ile bildirmiş ve gazetecilere verdiği demeçte hasarın tesbiti için fuarın yarın bir gün için kapatılacağını bildirmiştir.
Belediye reisi Osman Kibar, fuarın kapatılıp kapatılmayacağı hususunda henüz bir karara varılmadığını söyleyerek şöyle demiştir: “Yine bahtsız Osman Kibar, tecavüze uğrayan pavyonları ziyaret edecek ve taziyelerini bildirecek. Maddi hasar mühim değil, manevi zararın tamiri çok güç.” Nümayişler sırasında Rus pavyonundaki personelin nümayişçilere yardım ederek tahribata bilfiil katıldıkları ileri sürülmektedir. Nümayişçiler yürüyüş sırasında, içki içilen bazı gece kulüplerinde de geniş ölçüde tahribat yapılmıştır. Nümayişçi gruplar gece yarısından sonra Alsancak’taki İngiliz kilisesi ile konsolosluk binasını ateşe vermek istemişler, fakat teşebbüs itfaiyenin zamanında yapılan müdahalesi ile önlenmiştir. Nümayişçiler saat 01:30’da Cumhuriyet alanındaki Atatürk heykeli önünde toplanmışlar, İstiklâl Marşı söyleyerek dağılmışlardır.