"Ben küçük bir medresede bulunuyordum. Burada yaklaşık 15-20 talebe vardı. Ben muallimdim. Ülkede tamamen anarşinin, ahlâkî ifsadın, cürümlerin, yağmanın ve öldürmenin sürüp gittiği bir zamandı."
Yukarıdaki sözler, Afganistan'da Taliban hareketini başlatan Molla Ömer'e ait. Mâlûm, Taliban bir yıl önce işgalci ABD'yi topraklarından defedip yeniden İslâm Emirliği'ni kurmuştu. Yedi düvele karşı yaklaşık 20 yıldır mücadele veren Taliban, ABD'nin yenilemez imajını da yerle bir etti.
Taliban hakkında bilip bilmeden herkes konuşuyor. Ben bu yazımda Taliban'ın kurucusu Molla Ömer'in ağzından, medyatik ifadeyle "Taliban gerçeğini" sizlere aktaracağım. Molla Ömer anlatıyor:
"İnsanlar, bu hareketin nasıl tesis edildiği sorusunu da sorabilirler: 'Onları kim gizlice destekliyor, kim eğitiyor ve arkalarında kim var?'
Hareketin başlangıç noktası, benim medresedeki çalışmalarımı bitirmeye ve kitaplarımı kapatmaya karar vermemdi... Başlangıç noktası işte buydu, daha fazlası değil. Önceden planlanmış bir durum yoktu."
Molla Ömer bir arkadaşıyla, kimi zaman ödünç aldıkları bir motosikletle kimi zaman yaya olarak köy köy gezerek medreselerdeki hoca ve talebelere ülkenin ahvalinden bahsedip, müdahale etmeye çağırıyor:
"Ahlâkî fesat, fücur, yağma, tecavüz, cinayetler... İnsanlar sokak ortasında öldürüyordu. Cesetler yol kenarlarında uzanıyordu, kimse cesetleri gömmeye dahi cesaret edemiyordu.
Onlara, bu şartlarda ilim tahsiline öylece devam edemeyeceğimizi, ayrıca yalnızca boş sözlerle bu sorunların da çözülemeyeceğini söyledim. Bu sebeple ilim tahsiline ara vermeye ve Allah yolunda hizmet etmeye karar vermeliydik."
Molla Ömer'in bu çağrısı ilk başlarda pek bir yankı bulmuyor. Molla Ömer buna rağmen ümidini yitirmediğini şu sözlerle ifâde ediyor:
"Şayet umudumu yitirmiş ve bir mazeret aramış olsaydım, buradan doğruca kendim evime, medreseme geri dönerdim. Fakat Allah'a dayanıp güvendim, ona verdiğim sözde durdum ve Allah da bunu gerçekleştirdi."
Molla Ömer'e 53 kişi, "Tamam, ben varım" diyor. Taliban hareketi işte bu 53 kişiyle başlıyor. Molla Ömer hareketin nasıl bir imkânsızlıklar içinde başladığını anlatırken hareketin ahlâkî duruşunu da gösteriyor:
"Elbette bir para kaynağımız olacağının garantisi de yoktu. İnsanları bize yiyecek vermeleri için zorlayamazdık. Sadece bize gönüllü olarak yardım ederlerse kabul edebilirdik... Eğitim devam etmeyecekti, doğru düzgün silâhımız ve paramız yoktu.
Hacı Beşar isimli bir kişiden iki araç ödünç aldık. Bu araçlarla Keşti Nahud'a gittik. Burada daha fazla kişi bizlere katıldı ve sayımız arttı. Yerel halktan biraz silah ödünç almayı denedik. Ve süreç başladı."
Ödünç motosiklet, kamyonet ve silahla başlanan mücadelenin geldiği nokta: Geçen sene işgal kuvvetleri kaçarken bıraktıkları milyar dolarlık silah, araç, mühimmat ve teçhizat ganimet olarak Taliban'ın eline geçti.
Ve en mühimi, zihinlerdeki yenilmez ABD putu yıkıldı!