Merak ettim, araştırdım, tek tek okudum ilgili makaleleri...
Başta ABD olmak üzere, Kanada, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan’daki protesto ve eylemlerde polisin müdahelesi, orantısız güç kullanımı konusunda bir çok bilgi, fotoğraf ve videoya ulaştım...
Bazılarını Twitter hesabımdan paylaştım...
“Medeniyet abidesi, demokrasinin beşiği, insan hakları ve hukukun Nirvanası..vs, falan hiç farketmiyor...
Bizdeki çevik kuvvet ile elin “Riot Police”i aynı...
Hatta elin polisi gerektiğinde daha acımasız dalabiliyor eylemciye...
Dediğim gibi örneklerine baktım.., Uzun uzun yapılan tartışmaları anlamaya çalıştım...
O ileri medeniyetlerde polis biber gazı kullanıyor mu?...
Kullanıyor...
Polisin elinde jop var mı?.. Jopla eylemciye dalıyor mu?...
Dalıyor, hem de çok pis...
Tazyikli su sıkıyorlar mı?...
Sıkıyorlar... Üstelik sıfırın altında bilmem kaç derece soğukta...
Bizde olmayanı da var... Plastik mermi... ABD’li polis eylemciye plastik mermi atabiliyor... (Plastik mermiyle yaralanmış bir çok protestocu var ABD’de)
Hele eylemcilerin gözaltına alınma anları ile ilgili fotoğraflara ve videolara bir bakın...
Polisin kadın erkek dinlemeden eylemciyi yüzükoyun yatırıp, kollarına ensesine basarak kelepçelediğini görürsünüz...
Öğrenci eylemi, ‘gay’ yürüyüşü, sendikacılar, sivil toplum örgütlerinin protestoları, ekonomik kriz eylemleri..vs, hiç farketmiyor...
“Doğrudur, iyi yapıyorlar.. eylemci de hak ediyor canım..” demiyorum... Ama polisin toplumun huzurunu, başkalarının can ve mal güvenliğini sağlama görevini unutmayın...
Polis bunun için var...
Ve tabii ki eylemcinin de güvenliğini sağlamak zorunda polis...
Ama dünyanın neresinde olursa olsun elinde molotof, sopa olan, sapanla demir bilye atan, kaldırım taşını söküp polise ve etrafa savuran eylemciyi bir şekilde durdurması gerektiğini bilir polis...
Lakin “Polis orantısız güç kullandı, isteyen istediği yerde istediği şeyi yapar!..” diyerek kızılca kıyamet koparan angutlar anlamamakta ısrar ediyor...
CHP’nin yasakladığı ‘Taksim’i 1 Mayıs kutlamalarına açan bu iktidar... Yani yasakçı bir zihniyetten söz etmek mümkün değil..
Vali diyor ki, Taksim’de kazı var, inşaat var.., bu sene başka yerlerde kutlayın... İnşaat bitsin, buyurun..
Arkadaş diyor ki; ‘Olmaz.., ille de Taksim.., ölümüne Taksim..., Sadece Taksim...
Niyet provokasyon değilse, bunlar biber gazı manyağı!...
-
CHP Kamer Genç için ne yapacak?...
Bayan vekile ‘hangi şeyhin kaçıncı karısı olurdun’ demesinden sonra özür dileyeceğine, kürsüde yine tahrik edici bir konuşma yaptı…
AK Partili vekil Zeyid Aslan da Kamer Genç’e ana avrat sövdü…
Hiç bir şey ana avrat küfretmenin mazereti olamaz… Affedilecek bir şey değil…
Ve AK Partili vekil Aslan, komisyondan istifa etti…
Erdoğan, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e ‘Zeyid Aslan’ı kınadığına dair bir mektup gönderdi…
Aslan, ‘Meclis’ten, halktan ve tüm kadınlardan özür diliyorum, Eğer partime bir zarar gelirse, bunda dolayı sıkıntıya düşerse gereğini yaparım. Bunun gereği neyse onu yaparım.’ dedi…
AK Parti TBMM Grup Yönetim Kurulu Aslan’ı disiplin kuruluna sevketti…
Peki….
-İlişkiniz olduğu söyleniyor.
-Hayır.., Oğlumun evine çiçek sulamaya gitmiştim..
***
-Geceyi bir kadınla geçirdiğiniz söyleniyor, doğru mu?
-Evet, ananla geçirdim…
***
.Af edersiniz at y… konmuş bilmem ne gibi…
***
Kadının gözü güzel olur dudakları güzel olur. Saçında ne varsa sanki. Kapatalım kadının yüzünü saçı açık kalsın, adamı koyalım bakalım ne hissedecek?
***
Cumhurbaşkanının karısı, başbakanın karısı, bakanların karıları türbanlarını çıkaracaklar. Sonra da ‘ey kızlar, türbanın dinde yeri yoktur’ diyecekler. Bu iş de bitecek.
***
Yahu donunuzu isteseler vereceksiniz yahu, donunuzu bile.."
Protestolar karşısında özür dilemek için yeniden kürsüye gelir ve;
"Sayın vekiller ben don demedim, ben dedim ki, bor´unuzu bile isteseler vereceksiniz, hani yer altı kaynağı var ya, onu kastettim.
***
Sünnetsiz miyim, sünnetli miyim Seda gelsin baksın!...
***
"Salonumuzda saygıdeğer hanımefendiler var. Sizin geleceğiniz çok karanlık. Artık siz böyle çıplak gezemezsiniz"
***
“Pi..” olmayan herkesin milliyeti vardır. Milliyet benim şerefim ve haysiyetimdir. Benim milliyetimi ezmeye çalışan ayakları, sahibinin, onun bir yerine sokarım!"
***
Atatürk olmasaydı, hangi şeyhin kaçıncı karısı olurdun?!...
***
Diyen Kamer Genç şimdiye kadar kimden özür dilemiş?...
Sürekli ona buna sataşıp hakaretamiz konuşmalar yapıp tahrik eden, en galiz küfürler savuran Kamer Genç için CHP ne yapacak?…
Kılıçdaroğlu müdahele eder mi?
Etmez…
Ne yani, ettiği hakaretler ve iftiralar yüzünden başta Başbakan olmak üzere bir çok kişiye tazminat ödemek zorunda kalan Kılıçdaroğlu hemşehrisini mi kınasın?...
Olacak iş değil…
Neticede ne kadar küfrederse etsin, CHP, Kamer Genç’e sahip çıkıyor…
O da gönlünce çiçek sulamaya devam ediyor!...