Para futbolda başarılı olabilmek için tek ölçüt değil, ama yatırımlar yapılırken en önde gelen faktör. Yemeğin tadını verecek en iyi malzemeyi ve o malzemeye lezzet yükleyecek pahalı aşçıyı onunla alıyorsun.
Ancak para tek başına işi bitirmiyor... Onu, ‘yatırımı üretime dönüşebilecek biçimde’ ya da sıradan değişiyle ‘doğru’ kullanmak gerek.
Bizim bu işi ‘doğru’ yapmadığımız net olarak ortada.
Kadrosunun piyasa değeri ile (153 milyon avro) Avrupa’da 23. sırada olan Fenerbahçe, ilk onbiri 77 milyon avro piyasa değerine sahipken, ilk onbiri 5 milyon değerde AEL’ye sayısız pozisyon vererek, maçı 1-0 anca kazandı.
Öve öve bitiremedik Avrupa’nın ikinci sınıflarının ligindeki bu galibiyeti! Kimimiz ‘zafer’ diye niteledi!
Gerçekten ele almamız gereken yanın üstünü örtüverdik! Takımın yetersiz oynadığına bakmadık! Ona doğru bakmadığımız için Antalya yenilgisine şaşıyoruz!
Onun için lig değerimizle Avrupa’da 7. sırada olabiliyoruz da futbol değerimizle bizden ucuz ligleri olan ülkelerin ardından UEFA’da 12, FİFA’da 36. sıradayız!
Piyasa değeri olarak öteki şampiyonlarımızdan Galatasaray (138 milyon avro) 27nci, Beşiktaş (95 milyon avro) 50nci, Trabzonspor (93 milyon avro) 55inci ve Bursa (56 milyon avro) 97nci sırada ilk yüz içinde. Bu arada söz gelimi Hollanda’nın Ajax’ı 86 milyon avro değerle 59, Portekizli Braga 78 milyon ile 71. sırada!
Yöneticiler ve teknik yönetmenler çıkıp bütçelerinin azlığından, bununla Avrupa ile mücadele edemeyeceklerinden söz ediyorlar. Demek ki paranın miktarından yakınmadan önce, para harcamayı, yatırımda nereye nasıl yöneleceklerini öğrenmeleri gerekiyor...
Kulüplerin olanaklarını har vurup harman savuran teknik yönetmen ve yönetici şımarıklıklarına dur demez isek az sayılmayacak olanaklarımız, yeterince paramız olmasına karşın giderek dibe vuracağız!
İlk yüze girememiş 26 milyon avro değerde Antalya’nın liderlik ortağı oluşuna dikkat edin! Ordu’nun, G.Birliği’nin, Kasımpaşa’nın, Eskişehir’in, ligin dörtte birini aştığımız 9. Haftada sıralamada bulundukları yerlere ve bütçelerine bir bakın... Olanaklarda bu denli fark varken sıralamada o denli açılma olmuyorsa kasılmaktan çatlayacak hale gelen teknik adamlara değer biçerken dikkatli olmamız gerekmiyor mu?