Mustafa Denizli’yi Akhisar maçı sonrasında televizyonda izlerken üzüldüm.. Türk futbolunun koskoca çınarı, emektar hocası, tanınmayacak durumdaydı..
Belki de içinden “Ben niye buraya geldim ki” diyordu..
Mustafa Denizli sanıyorum kariyeri boyunca yaşamadığı zorlukları birkaç ay içinde yaşadı.. Kolay değil.. Adamın psikolojisi de bozulur, biyolojisi de...
Ancak.. Kazın ayağı hiç de öyle değil.. Mustafa Mustafa hoca görevi kabul ederken tecrübesi ile başına gelecekleri de tahmin etmeliydi.. Akhisar maçı sonrası yaptığı “Benim de psikolojim bozuldu” açıklamasını doğru bulmuyorum.
Denizli bu takımın lideridir. Onun psikolojisi bozulursa vay takımın haline... Mesela tribünlerden sürekli küfür, ıslık, yuhalama gibi tepkiler alan Umut Bulut’un hali ne olacak?
Genç Sinan Gümüş sakatlığı nedeniyle 2 ay sahalardan uzak kalacak, onun psikolojisini kim düzeltecek?
Sabri Sarıoğlu yıllardır tribünlerin makaraya aldığı bir isim... Belki takımın en faydalısı ama bir türlü taraftara yaranamıyor.. Peki Sabri’nin ruh halini kim düzeltecek?
Kan kardeşi Burak Yılmaz Çin’e gitmiş.. Selçuk İnan’a “Hadi sen de gel diyor.” Peki kafası karışan Selçuk’a kim moral verecek?
Bir gün sol bekte, bir gün sol açıkta bir gün kulübede.. Sürekli dolaşan Olcan’ı kim motive edecek?
Menajerinin sürekli olarak Çin’den, Katar’dan astronomik teklifler getirdiği Sneijder’ın karışan kafasını kim düzeltecek? Sezon sonu için Çin’e gideceği dillendirilen Podolski’yi kim motive edecek?
Sonuç itibariyle durum vahim.. Takımın komple psikolojisi bozuk.. Sadece futbol takımının değil, UEFA yüzünden başkan ve yönetimin de psikolojisi bozuk..
Bu nedenle Denizli’nin bir an önce kendi durumunu düzeltmesi lazım..
Aksi takdirde Galatasaray freni boşalmış otobüs gibi duvara çarpar..
Sonuçta düzeltilecek psikolojik bir sorun da kalmaz!