Türkiye’de Mayıs 2013 sonundan başlamak üzere yaşananların tesadüf olduğunu düşünenlere bazı hatırlatmalar yapmak istiyorum...
Sevgili dostlar, bundan aylar önce bir yazarın “Türkiye’nin Tahrir’i neresi olacak” başlıklı yazısını dehşete düşerek okumuş ve yorumlarımı sizlerle paylaşmıştım... Yaşananlar sonrası sakin bir şekilde bu “çatışma-çarpışma ilanı” tek başına yapılmış bireysel bir çıkış mı yoksa arkasında bir “gurup iradesi” var mı detayını sorgulamak ve konuyu yeniden analiz etmek istiyorum;
Gelelim cümle cümle “yazılan-gizlenen” analizine...
1- Yazılan: “Türkiye’nin Tahrir’i neresi olacak”!
Bu cümlenin altında gizlenen: Türkiye’de de Mısır gibi yıllar süren-sürecek bir diktatöryal yapı var ve insanlarımız buna karşı meydanları doldurmalı!
2- Yazılan: “Beyaz Türkler ekonominin hala en büyük taşıyıcı gücü olmaya devam ediyor. Günü modasına ayak uyduran muhafazakar bir orta sınıf gelişiyor ama hala en büyük tüketici Beyaz Türkler”!
Bu cümlenin altında gizlenen: Siz iktidar olduğunuzu sanabilirsiniz ama bu ülkede en büyük rantı almaya hala “bizim gibiler” devam ediyor. Ülkeyi yönetseniz bile “ekonomik-finansal dinamiklere” hakim değilsiniz. Hala para “bizde” ve bizde olmaya da devam edecek.
3- Yazılan: “İlk büyük tepkiler imam hatip okullarında başlayacak. Tepkinin ilk Tahrir Meydanı oraları olacak. Oralardan binlerce Ahmet Hakan mezun olacak”.
Bu cümlenin altında gizlenen: Bu ifadeyi yukarıdaki ile birlikte okumak gerekli; siz ne kadar düzgün bir şekilde insanları eğitirseniz eğitin, “para hala bizde olduğu için” eldeki maddi imkanlarla biz onları rahat bırakmayacağız, paranın ve dünya nimetlerinin gücüyle yeni “Ahmet Hakan”lar devşireceğiz ve size karşı onları ortalığa salacağız. Öyle bir “kaos yaratacağız ki”; inançlı insanları meydanlara dökmeyi deneyeceğiz !
4- Yazılan: “Dindar nesil yetiştiremeyenler, ne yazık ki, azınlık da olsalar, iki tarafta da kindar bir nesil yetiştirmeyi başaracaklar”. Onların yaratığı bu sorunu ne yazık ki gelecek nesiller yüklenecek”.
Bu cümlenin altında gizlenen: Sizden öyle bir “intikam alacağız”, size öyle şeyler yapacağız ki; çocuklarınızdan bile hesap soracağız!
5- Yazılan: “Muhafazakarlar kendilerini artık bu ülkenin muktedir çoğunluğu ilan ettiler, ama medyada sanatta, ekonomide hala çoğunluk olamadılar”...
Bu cümlenin altında gizlenen: Ekonomi başta olmak üzere her alan hala bizim kontrolümüzde. Medyada “411 el kaos’a kalktı” dinamiği ve zihniyeti hala dimdik ayakta ve gününü bekliyor!
6- Yazılan: “Başkalarının ak’ı varsa, onların da beyaz’ı var”...
Bu cümlenin altında gizlenen: Bu ülkede “AK Parti’ye oy veren” yüzde 50’lerin üstündeki halk bizim için “başkalarıdır” ve biz Beyaz Türkler için öyle kalmaya devam edecektir!
7- Yazılan: “Ey baskıcı, empoze edici, zorlayıcı yeni devlet... Çekil aradan”!
Bu cümlenin altında gizlenen: Bu ülkede “baskıcı, zorba, diktatör” dinamiklerin hakim olduğu yeni bir devlet anlayışı oluşmaktadır. Buna karşı duralım, meydanları dolduralım ve sesimizi yükseltelim!
Sevgili dostlar, Türk Halkını “411 el kaos’a kalktı” zihniyeti çizgisinde “gizlenen mesajlar” ile isyan bayrağı açmaya davet eden bu yazıyı yazan arkadaşa ve “onlara” soruyorum; bu halk size 30 yılda 1.5 trilyon dolar faiz ödedi! Şimdi bu yükten kurtuldu ve kendi geleceğini kendi kaderini çiziyor. Bu noktada ne yapsın, yine “Sizlerin” yani “faiz-medya-darbe” üçgeninde kanını emdiğiniz eski günlerine mi dönsün! Utanın biraz be! Utanın da susun!
Sonuç 1: “Ekonominin kontrolü hala bizde” cümlesi bile Türk Halkının nasıl bir ekonomik “prangadan” kurtulmaya başladığının ve bu pranganın sahiplerinin nasıl panik olduklarının göstergesi!
Sonuç 2: Türkiye, “411 el kaos’a kalktı” gibi medya algılaması ile oluşturulan prangalar başta olmak üzere “siyasi-ekonomik-zorlamaya dayanan” bütün “sınırlarını” kıracak ve meydanları “özgürlüğünü” kutlamak için dolduracak yolda ilerliyor...
Son söz: Türkiye bütün engellemelere rağmen kurulan bütün tuzakları da aşarak, birlik-bütünlük içinde geleceğine doğru ilerliyor... Bu yürüyüş durdurulamaz ve BÜYÜK TÜRKİYE’NİN ORTAYA ÇIKIŞINA ARTIK ENGEL OLUNAMAZ!