Bu coğrafyada yaşanan her olay domino etkisi gösterir. Geçmişten gelen sınır anlaşmazlıkları, demografik farklılıklar süreci tetikler. Karabağ savaşı Ukrayna'nın Kırım'ı geri alması için bir motivasyon olmuştu.
Şimdi İran'ın içinde bulunduğu durum hem Afganistan'a hem de Azerbaycan'a karşı endişeli tutumu dikkatimizi çekiyor.
Azerbaycan-Ermenistan-İran üçgeninde olası bir gerilim var. İran'ın Karabağ savaşında aldığı tutum kimilerini şaşırttı ancak İran'ın Azerbaycan'a bakışını Rusya'nın Ukrayna üzerindeki iddialarına benzeten analistler mevcut. Biz bu iddialara tersinden de bakabilecek argümanlara sahibiz elbette.
Kültürel hakimiyet kurmak ve dini nüfuz alanında var olmak İran'ın kadim alışkanlığı. İran bugünlerde hem Afganistan'da hem de Azerbaycan'da Şiilik üzerinden varlık göstermekte zorluk çekiyor. Her iki ülkedeki sosyoloji aynı değil elbette. Azerbaycan'da hakim olan modern, seküler ve Türkçü perspektif İran'ın elini zorlaştırıyor. Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinde mezhep ayrılığı değil dil, tarih ve inanç birliği öne çıkıyor.
Erdoğan-Aliyev ilişkisi tarihte Erdebil'de başlayan siyasi ayrışmanın bölgede sönmesi bağlamında büyük bir umut verdi. Şuşa Beyannamesi ise bugün vurguladığımız konuları ön gören bir sebeple imzalanmıştı.
Tahran'ı rahatsız eden Doğu-Batı güzergahında Zengezur koridorunun faaliyete geçmesi. Bu sebeple Ermenistan'a destek veren İran aslında Azerbaycan'ı zayıflatmak için Ermenistan'ı destekliyor. Zaman zaman Azerbaycan'a radikal milisleri göndererek Bakü'nün huzurunu bozacak adımlar da atıyor. Türkiye'yle bütünleşen güçlü ve modern bir Azerbaycan Tahran'ın uykularını kaçırıyor.
Rusya'nın ve İran'ın yaptırımlar karşısında elini kolaylaştıran Ermenistan kilit nokta. Ukrayna savaşında Rusya'ya sevk edilen silahların da geçiş noktası olduğu iddia ediliyor.
1993'te temelleri atılan Doğu-Batı koridoru TRACECA (Avrupa Kafkasya Asya Koridoru) bizim için Turan'a giden güzergah. AB tarafından SSCB sonrası ortaya atılan koridor Hazar kaynaklarına ulaşmak isteyen AB hedefleriyle, Türkistan'a kavuşmak isteyen Türkiye'nin stratejik hedeflerini resmediyor. Romanya'dan Kazakistan'a kadar 14 ülke ve AB'yi bir araya getiren bu koridora İran başvurmasına rağmen kabul edilmemişti.
İran, mevcut durumda Kuzey-Güney koridorunun hayata geçmesini istiyor. Hindistan-Rusya arasında entegre ticaret sağlayan bu projeye İran'ın ve Ermenistan'ın vereceği mali kaynak sınırlı. INSTC adlı Hindistan-İran-Rusya projesi St. Petersburg limanında Avrupa'ya hızlı konteyner vaad ediyor. Bu proje Süveyş Kanalı'nı zayıflatacak bir iddia ile karşımıza çıkıyor ki dünya taşımacılığının %12'si bu güzergahta. Mısır'la değişen ilişkilere bu boyuttan da bakılmalı.
Transit güzergahlarda Ankara-Bakü birlikteliği küresel ticarette ne gibi sonuçlar doğurabiliyor bu koridorların rekabetinden anlaşılıyor.
Türkiye bu süreci kazan-kazan anlayışıyla yürüttüğü için Putin henüz anlayışlı ve kendi problemleriyle meşgul. İran ise hem içerdeki kargaşadan hem de Güney Azerbaycan'ın zenginleşen Azerbaycan'a karşı ilgisinden tedirgin. İran bugünlerde yaşadığı sorunları atlatabilecek mi? Belki daha önemlisi Azerbaycan'ın stratejik önemini ve Türkiye'yle ortak geleceğini kabullenecek mi? Birlikte takip edeceğiz.