MHP milletvekili Engin Alan dışında kalan milletvekillerinin tahliyesi ile başladı süreç.
Tahliye olan kişiler milletvekilidir, milli iradeyi temsil ediyorlar, TBMM’de olmaları iyidir dedik, bir ölçüde bu tahliyeleri anlamlı bulduk.
Bu tahliyelerde bile bir küçük sorun vardı, ilk genel seçimlerde kimler benzer statülerde seçilecek ve tahliye olabilecek, belli değil, yanlış bir kapı açıldı belki de.
Herkes çıktı, Engin Alan neden çıkmıyor, cezasının Yargıtay’da onanmış olması mı sebep?
Cezası Yargıtay’da onanmış biri daha var piyasalarda, Kadıköy’de mitingden mitinge, soyunma odasından hakem odasına, ekrandan ekrana koşturuyor.
Hukukçu değilim, konunun teknik detaylarını bilemem ama hukuk dediğiniz nihai analizde vicdanları rahatsız etmemeli değil mi?
Anayasa Mahkemesi’nin kararı var bir yanda, öte yanda da TBMM’nin yaptığı ve AYM’nin temel aldığı tutukluluğun beş seneyi geçmemesine ilişkin yasa maddesi.
Tutukluluk süresi olarak beş sene bile çok fazla, mahkemeler neden daha erken bir sürede karar üretemiyorlar, aylarca gerekçeli karar yazamıyorlar, bu da belli değil.
Özgürlüklerden yana her türlü düzenlemeden sonuna kadar yanayım ama sonuçlar da biraz tuhaf.
26. Genelkurmay Başkanımız tahliye oldu, gerçekten sevindim ama nihai analizde bir eski bürokratın Yüce Divanda yargılanma ihtimali de biraz tuhaf geliyor.
Bir de, Sayın Başbuğ’u, üzerinde Genelkurmay Başkanı üniforması ile ekranlarda vatandaşlara parmağını sallamasını, bir savaş gemisinin güvertesinde savaş kıyafetleri giyip “ne ima ettiğimi anlıyorsunuzdur” demesini unutamıyorum.
Geçtiğimiz hafta sonuna doğru Hrant Dink cinayeti zanlısı, devlet yarı görevlisi Erhan Tuncel’in salıverilmesine tanık olduk.
Mehmet Ağar abisine özenmiş olacak, muhtemelen idolüdür, o da “devlet yat dedi yattık, çık dedi, çıktık” açıklamışın patlattı Erhan Tuncel.
Devlet Erhan Tuncel’e 2007 ve öncesinde başka ne görevler vermiş, insan merak etmeden duramıyor doğrusu.
Cuma gecesi de Malatya Zirve katliamı sanıkları, haklarında yedi senedir bir hüküm oluşturulamadı, tahliye edildiler, vatana, millete hayırlı olsun.
Önümüzdeki günlerden birinde Malatya’da ailenizle bir lokantaya gidebilirsiniz, arka masada da üç hıristiyan misyonerinin boğazını keserek öldürmekle suçlanan insanlar oturuyor olabilirler.
Kayısı tatlınızı yemek sonrası afiyetle yersiniz herhalde, hala kesilmemiş boğazınızdan ne kadar geçerse.
Hrant Dink cinayeti ve Zirve katliamı sanıklarının ilk tahliye edilenlerden olması da umarım sıradan bir tesadüftür.
Bu yazıyı Pazar günü yazıyorum, Pazartesi günü ne tür tahliyeler gerçekleşecek, gerçekten bilemiyorum.
İddialar, mesela Veli Küçük Paşamızın da serbest bırakılacağı yönünde.
Sayın Kemal Kerinçsiz de, Sevgi Erenerol da tahliye olacak isimler arasında.
Hepsinin tahliyesi vatan ve millet için hayırlara vesile olur herhalde.
Bakalım, 30 Mart sonrası nasıl bir Türkiye’de yaşayacağız.
Görebildiğim kadarıyla Türkiye bugüne dek hiç alışmadığımız, görmediğimiz yeni siyasi ittifaklarla birlikte yaşayacak.
Cemaat-CHP, AK Parti-TSK ittifaklarıyla yaşamaya alışmaya mı çalışacağız?
Ancak, bu yeni siyasi ittifakların eşyanın tabiatına çok da uygun olmadığını görelim lütfen.
Eşyanın tabiatına aykırı siyasi ittifaklarla alınabilecek mesafe de çok sınırlı olabilir.