Eskişehirspor, Saracoğlu’nda maçın genelinde oyuna hakim gözüktü. İlk 15 dakika içinde Erkan Zengin’in uzuktan sert şutu Fenerbahçe kalesinin doksanından direkten döndü. Bu pozisyon sonrasında ise Goran’ın bir şutunın ikinci kez Fenerbahçe kalesi yan direğinden dönmesi olağanüstü büyük bir Fener şansıydı.
Kaleci Volkan’ın önemli birkaç gol kurtarışı ve de Eskişehirspor’un oyunun her iki yönünü çok iyi kullanan bir oyuncusu Alper vardı. Fenerbahçe oyuna hiç de iyi başlamadı. Özellikle orta sahayı rakibine resmen teslim etti. İlk yarıda bu görüntülerde Eskişehir bir türlü gol bulamazken, maçın ilk 45 dakikası her iki tarafınn da gol atmadan eşitlikle soyunma odasına gitmesiyle sonuçlandı.
İkinci yarı başlarında ise Cristian Baroni’nin güzel bir golüyle Fenerbahçe kendi evinde öne geçti. Ama pozisyon üretiminde bu golden sonra olağanüstü verime sahip değildi. Aykut Hoca’yı hakikatten bazen anlıyamıyorum, üst düzey yeteneklere sahip gördüğümüz Salih Uçan neden maça ilk 11’de çıkmıyor veya çıkarılmıyor? Daha geçen hafta Ordu deplasmanında mükemmel futbol sergileyip, mükemmel 2 gol atıp Fenerbahçe’nin şampiyonluk yoluna yeşil ışık yakan Salih değil miydi? Aylardır ilk 18’e bile girmekte zorlanan Krasic oyuna ikinci yarının ortalarında görevlendiriliyorsa Salih neden bir kez daha sorgularımıza cevaben alınmıyor. İşte buralarda Aykut Kocaman’ı anlamış değilim.
Ligin boyunun kısaldığı bu dönemde süper futbol, iyi futbsol beklentisi içinde asla değilim. Az pozisyon bulup, arada derede bir gol bulup da üç puanı alabiliyorsan yeterli. Dünkü Eskişehir karşısında iyi futbol oynamasan bile zirve yarışında ezeli rakibin Galatasaray’la yan yan yolunuza devam ediyorsunuz.
Yorgun ayaklar gözüktü Fenerbahçe. Buna rağmen bir gol buldu Baroni ile üç puanı aldıysa futbolun da kaderi olarak Fenerbahçe şansını devam ettiriyor diyerek yazımı noktalıyorum.