Irak, Suriye ve Lübnan'da bulunan askerlerimizin görev sürelerinin uzatılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderilen Cumhurbaşkanlığı tezkeresi kabul edildi. AK Parti, MHP ve tabanını tutmak için mecburen İYİ Parti tezkereye "evet" oyu kullandı. CHP ve HDP ise tezkereye "hayır" oyu kullandı.
Tezkerenin kabulüyle Irak ve Suriye'de askerlerimiz iki yıl daha terör örgütleriyle ve hâmîleriyle mücadele edebilecek. Lübnan'daki askerlerimizin de görev süresi 1 yıl uzatıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "taarruz" siyasetinin neticesi Türkiye, düşmanın sınırına kadar gelip saldırmasını beklemek yerine düşmanın üslendiği bölgelerde operasyonlarını yapıyor. Bunun semeresini de, ülke içinde terörist sayısının ve terör eylemlerinin neredeyse sıfıra inmesiyle alıyor.
Bu mânâda, başta HDP olmak üzere CHP'nin ve birleşenlerinin tezkereye karşı çıkmaları garipsenecek bir durum değil; garip olan, silahlı unsurlarına askerlerimiz tarafından operasyon yapılmasına "evet" demelerini beklememiz olacaktır!
Batıcılar bir yandan tezkere TBMM'de geçti diye ağlarken diğer yandan da derin bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Mâlûmunuz ülkemizde görevli 10 büyükelçi sömürge valisi edasıyla, 15 Temmuz işgal teşebbüssü soruşturması kapsamında casusluk suçlamasıyla tutuklu bulunan Osman Kavala'nın serbest bırakılması için ortak bir bildiri yayımlamışlardı.
Kendilerini hâlâ "Eski Türkiye"de zanneden büyükelçiler Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından "istenmeyen adam" ilan edilince "Yeni Türkiye" ile tanıştılar. Erdoğan'ın kararlı tavrı karşısında geri adım atmak zorunda kalan büyükelçilere Batıcılar salya sümük ağlayarak tepki gösteriyor. Umutlarını Batı'ya bağlamış zavallılar büyükelçilerin mezkûr açıklamaları üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zor durumda kalacağını düşündüler ama zorda kalan Batı oldu! (Teferruat için bakınız: https://www.star.com.tr/yazar/zorda-kalacak-turkiye-mi-bati-mi-yazi-1662303/ )
"Madem yaptığının arkasında durmayacaksın cezaevindeki bir mağdur üzerinden ne diye diplomasi oyunu oynarsın.." diye Batıcılar efendilerine atarlanma küstahlığında bulunurken Batı da düştükleri rezil durumdan kurtulmak için "Erdoğan krizden kaçtı, geri adım attı" yalanını yayıyorlar. Tezvîrata karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu muhteşem cevabıyla yazımı noktalıyorum: "Ben nasıl geri adım attım? Ben taarruzdayım. Benim kitabımda geri adım atmak yok!"