Suudi Arabistan'da 2017 yılından beri yaşanan değişmeler çok dikkat çekici. Bunlardan birisi de Suud sekülerleşmesi olarak tanımlayabileceğimiz olgudur. Suud sekülerleşmesi diyorum, çünkü Vehhabiliği dışlayarak sadece Suud iradesini temsil ediyor. Suud Kabilesi ve Muhammed B. Abdülvehhab birleşmesine dayanan devlet yapısı, ilk defa büyük bir değişime yöneliyor. Devletin başlangıcı kabile ve Vehhabi teolojisinin birliğine dayanıyor. Kılıç Suudilerin, Tevhid vehhabilerin. Devletin bayrağı da bunu temsil ediyor. Nitekim Suud devletinde Vehhabiliği temsil eden din adamları, vaizler, şeriat yorumları öteden beri etkisini sürdürüyor.
2015 yılında, yeni Kral Selman'ın Suud yönetim ailesinde yaptığı önemli tasfiyeler ve oğlunu kendisine şehzade seçmesi ile beraber yeni adımlar atıldı. 2017 yılında Kral Selman'ın oğlu Prens Muhammed, radikal değişimlere başladı. Sekülerleşme politikası da bunların başında geliyor. Bu sekülerleşme, Müslümanların en kutsal iki şehrini de kapsayan ülkede olduğu için her Müslümanı da ilgilendiriyor.
Suud sekülerleşmesi, önce Vehhabi âlimleri ve vaizlerini dışladı. Reformlarına ılımlı İslam adını verdi. Selman'a göre "daha önce ılımlı idik ve yine ona dönüyoruz". Ancak yapılanlar çok daha fazla. Dinin Vehhabi yorumu, devlet katında dışlanmanın arkasından topluma taşınan yeni batılı kültür ile beraber de sekülerleşme projesine gidiliyor.
Suud sekülerleşmesi, kadın üzerinden başladı. Çölde, kırmızı son model spor araba, şuh giyimli bir kadın ve kola şişesi. Aslında bu imgelerle bezenmiş anlatı/hikaye, reklamdan çok daha fazla şeyleri anlatıyordu. Amerikan, popüler kültür, kadın imgeleriyle dolu bir kültürel dönüşüm "çöl"de başlayacak! Geriliğin sembolü olan çöl, kola, kadın, Amerikan arabası ile kurtuluşa erecek! Arkasından da birçok kadın açılımı geldi. Araba sürmek, tek başına pasaportla seyahat etmek, yine tek başına stadyumlara gidebilmek... Elbette bunlar çok yerinde kararlardı. Vehhabiliğin sert din anlayışı ile kadının kuşatılmışlıktan çıkışını anlatıyor.
Sekülerleşmenin ikinci önemli yönü eğlenceler oldu. Vehhabilik, eğlenceyi tamamen imha etmişti. Eğlencesiz toplum ve insan projesi sürdürülemez. Dünya eğlenceyle vardır her zaman. Önemli olan eğlencenin biçimi, yönelimi ve muhtevasıdır. Suud sekülerleşmesi eğlenceye belli Arap geleneksel müzikleri de kattı. Ancak "eğlence açılımı" Batı popüler kültürüyle sağlamaya çalışıyor. J. Lopez gibi çoğu çıplak bedeniyle dans eden kişiler ve gruplar sahneye taşındı. Batılı kadın ve erkek şarkıcılar yanında Amerikalı kadın güreşçiler bile sahneleri doldurdular.
Vehhabiliğin kültüre karşı reddi mirasçı tutumu ile doğan boşluk, bu defa doğrudan Batı kültürüyle dolduruluyor. Bunun son biçimi tam bir rezalete yol açtı. Yarı çıplak dansçıların şuh hareketlerinin arka fonuna Kabe simülasyonu aktarıldı. Kabe, Batının popüler, çılgın et danslarına dahil edilen bir Arap figürüne dönüştü.
Suud sekülerleşmesi, Vehhabilik ile gelen cihadi selefiliğin çatışma ve isyan üreten dalgasını aşma amacını gütmektedir. ABD'deki kuleleri uçuranlar, El-Kaide'nin elemanlarıydı. Diğer birçok terör olaylarını da onlar yapmıştı. El Kaide- Suudi Arabistan'dan Afganistan'a cihada giden gençlerin Afgan sınırında adlarını yazdıkları defterin adıydı. Sonuçta El-Kaide ve onun eylemlerinden Suudi Arabistan sorumlu tutuldu. Suudiler de bundan kurtulmak için Prensin ifadesiyle "bütün diğer dinlere ve dünyaya açık ılımlı İslam" projesine sarıldılar. Ancak kızların abaye giymesini bile yasaklayan, Suud kılıcı ile yukarıdan çeşitli Batılı kültür kalıplarının dayatılmasıyla gelen sekülerleşme de tıpkı katı Vehhabi teolojisi gibi yine katılık taşıyor.
Suud sekülerleşmesi, çok yeni. Topluma yukarıdan ve baskıyla dayatıldığı için çok ciddi sorunlara da yol açacak. Vehhabilikle doğmuş bir devletin, Vehhabiliği tamamen yok sayarak sekülerleşimesi de başka önemli bir açmaz. Bu konuya devam edeceğiz.