CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dersim’deki kıtalı hatırlatan Onur Öymen’e tepki göstermemişti...
Oysa, “attığı zaman mangalda kül bırakmayan” bir görüntü sergiliyordu.
Onur Öymen’in “Oh olsun” anlamına gelen sözlerini büyük bir sessizlikle geçiştirmişti.
Sonra kendisine mikrofon uzattılar... Henüz genel başkanlığa getirilmişti.
Daha doğrusu, bu satırların yazarı mikrofon uzattı...
Dedi ki, “Kemal Bey... Onur Öymen’e tepki göstermediniz. Hadi bunu anlıyoruz. Partide kavga görüntüsü vermek istemiyorsunuz... Peki, bağımsız olarak sizin fikriniz nedir? Dersim’deki kıtal hakkında ne düşünüyorsunuz?”
Ne cevap verdi, biliyor musunuz?
Şöyle dedi: “Devrimin tarihsel meşruiyeti içinde böyle şeyler olağandır...”
Yani?
Yanisi şu:
Dersim’de yaşananları katliam olarak görmemek lazım. Cumhuriyet devrimi olmuştur. Devrimin tarihsel meşruiyeti içinde bunlar olağan şeylerdir.
Hemen hatırlatalım:
Dönemin Başbakanı Erdoğan, Dersim’de yaşananlardan dolayı “devlet adına” özür dilerken, bir Kürt ve Alevi olan, aynı zamanda Dersim doğumlu Kemal Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet devrimcileri Dersim’de katliam yapmakla çok iyi yaptılar” anlamına gelen açıklamalar yapıyordu.
Bu, Kılıçdaroğlu’nun Dersim konusundaki son çıkışıdır.
Üzerinden neredeyse 10 yıl geçti. Ağzını açıp da tek laf etmiyor.
Geçenlerde, Tunceli’nin komünist belediye başkanı Maçoğlu, belediye binasındaki “Tunceli” tabelasını indirip “Dersim” tabelasını astı.
Olumlu olumsuz yığınla görüş ileri sürüldü.
Kılıçdaroğlu sustu...
Kılıçdaroğlu’nun partisi de sustu...
Oysa parti sözcüsü ota bota her şeye yorum yapıyordu, ikide bir çıkıp rakiplerini “Yüce Divan”la korkutuyordu...
Dersim’deki kıtalı “devrimin tarihsel meşruiyeti” içinde haklı bulanlar, neden Maçoğlu’nun eylemine olumlu ya da olumsuz tepki göstermediler?
Siyasi partilerin bir görevi de, efkârın merakını tatmin etmek değil midir?
Maçoğlu “Dersim” tabelasını asmakla iyi mi yapmıştır ey CHP’liler?
İyi yaptıysa, neden?
Kötü yaptıysa, neden?
Kronik “suskunlardan” biri de, hoşlanmadığı sorularla karşılaşınca gazetecilere horozlanan Ekrem İmamoğlu isimli saldırgan şahıs...
Bugüne kadar ağzından İstanbul’la ilgili bir proje duymadığımız, belediye başkanı adayı gibi değil de, müstakbel Cumhurbaşkanı edasıyla ortalıkta dolanan bu şahıs, netameli (yani kendisine oy kaybettirecek) konulara hiç girmiyor; kurnaz...
PKK/YPG konusunda ne düşündüğünü bilmiyoruz.
Demirtaş’ın siyasi çizgisini çok beğeniyor...
Nesini beğeniyor?
O “çizgi” 53 Kürt vatandaşımızın katledilmesine neden olmuştu...
Bunu mu beğeniyor?
Bu saldırgan şahsın FETÖ konusunda ne düşündüğünü de bilmiyoruz.
Darbe gecesi Brüksel’den mesaj yollamıştı. Darbeye direnen kalabalıkları “evlerine girmeye” çağırmıştı.
Şimdi kaçıyor...
Sorulardan kaçıyor...
Sürekli “Deniz Zeyrek sorularıyla” karşılaşmak istiyor.
Türkiye, son yılların en büyük terör operasyonlarından birine imza attı... TSK, kara ve hava unsurlarıyla Kuzey Irak'ın Hakurk bölgesindeki terör noktalarına operasyonlar düzenliyor.
Böylesine geniş çaplı bir operasyon hakkında ne CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu’ndan, ne CHP İstanbul büyükşehir belediyesi başkan adayından, ne de partinin yetkili organlarından en ufak bir açıklama gelmiyor.
Kaçıyorlar...
HDP’den gelecek oylar etkilenmesin diye, “utanç verici” bir suskunluk içindeler.