Geçen Pazartesi yazmıştım, Elif Çakır 24 TV’deki programını bir hafta Diyarbakır’a taşıdı, nabzı oradan tutuyor diye. Çarşamba günü yine gazetemizin yazarlarından Orhan Miroğlu’yla trafik kazası geçirdiler.Onları taşıyan araç Şırnak’a giderken Mardin’in Ortaköy İlçesi’nde şarampole yuvarlandı. Kazanın bu kısmını herkes duydu da, o şarampolde aracın durduğu yer mayınlı arazi, araç birkaç metre daha sürüklense Allah muhafaza çok daha kötü şeyler olabilirdi... Sürüye uysana Elif dememin sebebi de tam olarak bu zaten. İstanbul medyası için Diyarbakır yayınları demek sabah ilk uçak akşam son uçak demektir.İlk uçakla git, yerel muhabirlerden bilgi al, taksiye binersen şoförle biraz sohbet, kaburga dolması, kadayıf sonra son uçakla dön bir hafta, ister yaz ister konuş... Herkes böyle yapmıyor tabii, kalanlar da şehirdeki en lüks otelden Güneydoğu izlenimleri yazıyor, ayıp olmasın diye kurumun oradaki bürosuna da bir uğruyor. Kalk bir hafta Diyarbakır’a git, orada durmadan insan içine karış, çevre illere, ilçelere git sonra kaza geçir. Elif Çakır sürüye katılmış olsaydı bunlar başına gelmezdi, şaka bir yana mucize eseri atlatılmış bir kazaydı. Elif’e ve Orhan Abi’ye çok çok geçmiş olsun...
Bu format orijinal değil
NTV’de yeni bir program başladı adı Zor İşler. Ekran önünde Dilara Gönder var. Orijinali Discovery Channel’da Dirty Jobs yani Kirli İşler olarak ekrana gelen bir program bu. Programın ilk bölümünde biraz acemilikler vardı. Mesela deri tabaklama ve taşlama işinde Dilara Gönder ‘ben yapamam’ dedi ama usta çağırınca gördük ki taşlamayı yapabiliyor. Her neyse Türkiye için değişik bir deneme ve iyi yapılırsa tutma ihtimali olan bir program bu. Yeter ki orijinalini biraz daha fazla seyredip, hazırlık sürecini ona göre yapsınlar...