Rusya’nın; Suriye’deki ateşkes anlaşması konusunda Türkiye ile anlaşması akabinde, Obama giderayak yeni anti-Rusya ambargolarını kapsayan yeni bir yasaya imza attı.
Bu yasaya göre Rusya’nın; Amerika’daki 30’a yakın diplomatı içerisinde FSB (Federal Güvenlik Hizmeti) ve GRU (Devlet İstihbarat İdaresi) görevlileri de yer alıyor. Rusya’nın ABD’deki resmi diplomatik temsilciliklerinde görev alan üyelerinden bir kaçı dâhil, istenmeyen kişiler listesine alınarak deport edilecek.
ABD; kendisine yönelik tüm siber saldırıların arkasında, Rusya’nın durduğu kanaatine sahip!
Seçim döneminde iç politika için olsa bile, adayların kavgalarının esas odak noktalarından biri olarak, Rusya üzerinden siyaset üretmeleri de, esasında Amerika’nın “kendinden emin, her şeye kadir tarzına ve tavrına” kendilerince vurulan darbe olarak yorumlanmakta.
ABD’nin tarzına, duruşuna tamamen ters olan bu tutumuyla esasında, derin Amerikan kaosunun giderek artacağı konumuna işaret etmektedir.
Amerika kimseden korkmazdı! Tüm Hollywood filmlerinde son sözü Amerikalı kahraman gelip söyler ve dünyayı Amerikan hayali kurtarmaz mıydı? Filmlerinde bile düşmanlarını; geri zekalı, salak, acımasız, katil olarak tarif etmezler mi? Kudret sahibi tek gücün, Amerika olduğu fikrini yıllardır dünyaya entegre etmeye gayret edilmedi mi?
Şimdi aynı Amerika, her taşın altındaki sorunun müsebbibi olarak Rusya’yı göstermekte!
Bunu yaparak, yeniden Rusya’yı cazip noktaya sürükledi. Kimseden korkmayan ve ABD’ye kafa tutan bir Rusya meydana getirildi.
Neden mi?
İşte bu yanlış hesaplar, kendilerini çok zeki bildiklerinden, coğrafyaların doğasını ve sosyolojisini iyi okuyamadıklarının göstergesi olsa gerek!
Obama’nın berbat dış politikası sonucunda, Türkiye ve Rusya’ya yönelik yanlış tutumlarından dolayı, neredeyse Suriye konusunda masa dışı kalmakla karşı karşıya galiba!
Amerikan medyası bunu büyük hezimet olarak yorumlamakta! Astana’da yapılacak “Suriye zirvesi” katılımcıları arasında ABD’nin olmaması, yeni Amerikan tarihi için “örneği yaşanmamış süreç” olarak analiz edilmekte.
Türkiye ile NATO müttefikliğine rağmen, terör örgütlerine verdiği destekle, “her ne kadar bunu inkâr etse de” ortadaki vakayı, ABD’nin düşen etkisinin esas nedenlerinden biri olarak okumaktayız.
Rusya; ABD’den farklı olarak, Suriye’de uzun süreli kalmayı, para harcamayı, askerlerinin savaşta öldürülmesini arzu etmemekte! Ayrıca Rusya, coğrafyanın dokusunu iyi yorumlayabildi. Türkiye’siz masa kurulamayacağını anladı. Türkiye ile Halep’ten tahliyeler süreci ile birlikte, ortak adım atılmasının örneklerini gösterebildi.
Burada, İran kritik! Çünkü İran’ın derdi başka. Rusya’nın mevcut etkisi altında, çizgiyi aşamayacağını da iyi anlamakta! Esad’ın gitmesi konusunda, gönülsüz olduğu aşikâr! Esat’ın yerine kimin geleceğini dert ediyor kendine. Kimin geleceğinde mutabık kalınırsa, sıkıntı çıkarmayacağı aşikârdır. Rusya; rejim üzerindeki etkisini ve Türkiye muhalifleri üzerindeki etkisini devreye sokarak, nihayet ateşkesle yeni sürecin başlamasına start vermiş olunacak.
Türkiye’nin ikazlarını duymazdan gelen ABD, tavrını yanlış politikalarla süsledi. Görünümü ile eylemleri arasında uçurum örneklerini, bu tarihi süreç içerisinde gösterebildi. Rusya’nın askeri güçlerini geri çağırması ile bağlı imzaladığı belge, Rusya’nın Suriye’de askeri olarak daha fazla kalmak istemediğinin ispatıdır. Bölgeden siyaseten güç olmak isteyen Rusya, kendisine ilaveten ekonomik yük olan olaylardan uzak durmazsa, yeni sorunların kapısında olduğunu bilmektedir. Dolayısı ile Rusya, Türkiye ile güven içerisinde yol alacaktır. Terör örgütleri konusunda, Türkiye’nin sınır güvenliği için yaptığı operasyonlar, Rusya tarafından sorun olarak gözükmeyecektir. Bilakis Rusya için, bir an önce meselenin kapanmasına yardım eden bir veri olarak değerlendirdiği aşikârdır.
“Türkiye’siz olmayacak” demiştik. Zaman ve konjonktürel şartlar değişmekte. Bu değişim içerisinde Türkiye’nin ilkeli duruşu, coğrafya insanının geleceği namına kazandıracaktır.