Ortadoğu'da askeri cumhuriyetler, kendilerini yenileyemedikleri için trajik bir şekilde yıkıldılar. Bu cumhuriyetler 1950'lerin başında kuruldu. Hepsi de darbeyle geldiler. Mısır, Libya, Suriye ve Irak... Monarşiler yıkılınca yerine askerlerin kurduğu cuntaların darbeleri ile cumhuriyetler doğdu. Ancak onlar her zaman kendilerine devrim dedi. Tek adam askeri rejimlerdi. Kaddafi, Saddam, Esat ve Nasr... Sonra Mısır hariç hepsinin ömrü de darbecinin ömrü ile son buldu. Bir tek adam ömrüne sığınan rejimler...
Demokrasiye yer vermeyen, katılımı ret eden, mezhepçi, sert ideoloji, tek adam gibi özelliklere sahip bu rejimlerin tek adamları ölünce rejimleri de öldü. Oysa yenilenme, reform, muhalefete katılım imkânları olsaydı yaşamaya devam edeceklerdi. Arap Baharı bunu zorladı. Bir ufuk imkânı sundu. Hepsi de direndi. Muhalefet de isyancılara ve teröre dönüştü. İç savaş doğdu. Emperyalizme açık hale geldiler. Kanlı, isyanlı ve savaşlı yıkımlar yaşandı. Geride siyasal kaos bıraktılar. Şimdi çoğu yeni rejimlere dönüşüyor.
Suriye, yeni bir rejim kurmaya yöneliyor. İsyanlar ve iç savaştan çıkmış yeni kadrolar, kurucu aktörler haline geldi. Demokrasi olmayınca muhalefet isyanlarla yürüdü! 13 yıllık iç savaş, isyan ve emperyalist müdahalelerden sonra yeni rejim bu kadrolarla nasıl kurulacak? Rejimin dayanacağı esaslar ne olacak? Diktatörlük ve dini fundemantalizme savrulmadan yol alabilecek mi? Rejim demokratik mi olacak yoksa tek adam rejimi mi? Dini devlet mi kurulacak?
Ahmet Şara, kurucu lider kimliğini taşıyor. Savaş ve isyan hareketlerinden gelen bir aktör. Savaş ve isyan şartlarında yönetmeyi öğrenmiş. El-Kaide'den kopan, HTŞ olarak örgütlenen ve dini bir hareketin liderliğini yapmış. Şimdi din işlerinden sorumlu olarak atanan kişi de HTŞ'nin dini işlerinden mesul otorite.
Şara, söylemleri ve davranışlarıyla önemli açılımlar içerisinde. Suriye Arap Cumhuriyeti adını korudu. Devletin bayrağı, yine Baas öncesi Suriye bayrağı kabul edildi. Arabistan ile sıcak temaslar kurmaya yönelik adımlar attı. Trump'ın seçilmesini tebrik etti. Öte yandan Rusya'nın eski rejimle yaptığı Tarsus Limanı antlaşmasını feshetti. Suriye dışında bir siyasi arayışlarının olmadığını söyledi. Böylece küresel İslami hareket idealini taşımadığı mesajını verdi. Böylece El-Kaide başta olmak üzere diğer cihat hareketleriyle olan farklılığını vurgulamış oldu.
Yeni rejim arayışında Türkiye ile yakın bir etkileşim içinde. Birçok açıklama ve tutumda bunu görüyoruz. Türkiye'nin muhafazakâr siyasetini dikkate alan bir rejim mi kuruluyor? Bilmiyoruz. Diktatörlüğe karşı mesafeli olan çeşitli tutum ve söylemler görüyoruz. Örneğin farklı mezheplerle işbirliği çağrısı ve yine Kürtler başta olmak üzere tüm etnik azınlıkları kapsama çabası var. Kürtlerin eski rejim zamanında kimliklerinin bile olmadığı ve bunun haksızlık olduğunu söyledi. Ancak Suriye devletinin tek ordusu olacağı ve başka hiçbir silahlı grubun kabul edilmeyeceğini de çok net bir biçimde ifade ediyor.
Şara'nın kurucu idaresi İslam Devleti peşinde mi? Bu çok net değil. Ancak Ortadoğu'daki cihat hareketlerinin siyasal tahayyüllerine uymayan çeşitli tutumlar içinde. Mesela yılbaşının meydanlarda kutlanmasını serbest bıraktı. Şimdi kurucu meclis ve anayasanın varlığı önem taşıyor. Netlik o zaman ortaya çıkacak.
Suriye, yeni Ortadoğu cumhuriyet modelini ortaya koyabilir. Böyle bir fırsatı ve imkanı var. Askeri, darbeci ve tek adam cumhuriyet tarzını aşarak demokratik, çoğulcu, eşit yurttaşlığa dayalı ve İslam ile de barışık bir cumhuriyet. Şer'i hukuka da yer veren, laikçi ve diğer din mensuplarının hukukunu da koruyan bir sistem de geliştirebilir. Bunu başarabilirse Ortadoğu Arap dünyasında yepyeni cumhuriyet doğacak!