Suriye Rusya’yla, Rusya İran’la, İran Suriye’yle, ABD PYD ile PYD hepsiyle ortak. Suriye’de
yeni gelişmeler, yeni ilişkiler, yeni cevapsız sorular üretiyor:
- ABD, bölgedeki ‘İslamcı olmayan’ tek güçlü silahlı grup olduğu için PYD’ye silah yardımı yaptı ve bir ‘ortak operasyon odası’ kurdu. (PYD’nin verdiği bilgilerle bazı DAEŞ hedefleri vuruldu; ancak Uluslararası Af Örgütü, PYD’nin DAEŞ gruplarını değil, kendilerine muhalif Kürt, Arap ve Türkmen köylerini ABD’ye hedef gösterdiğini, nüfus temizliği yaparak alan kazandığını açıkladı.)
- Esad da Rusya, İran ve Hizbullah’la aynı amaçla bir ‘ortak operasyon odası’ kurdu. (Rusya, burada toplanan istihbaratla Esad muhalifi ÖSO ve Türkmen hedeflerini vuruyor; İran ve Hizbullah güçleri de karadan muhaliflere saldırıyor. Kuveyt merkezli El Rai/Yorum gazetesi, ‘üst düzey bir Suriyeli kaynağa’ dayandırarak, “Suriye, Rusya ve İran’ın ‘ortak operasyon odası’ kurduğunu, İran Özel Kuvvetleri’nin de Ekim sonunda Rus ve Hizbullah güçlerine katılmak üzere Şam’a ulaştığını” yazdı.)
- Esad, Rusya, İran ve Irak’ın Bağdat’ta bir ‘ortak koordinasyon merkezi’ kuracağı açıklandı.
- Irak aynı zamanda ABD ile işbirliği içinde.
- PYD, ABD ile olduğu gibi Rusya ile de ‘ortak operasyon odası’ kurdu ve ABD’ye vurduramadığı ÖSO hedeflerini Rusya’ya göstermeye başladı. Ayrıca Rusya ve İran’dan da silah aldığı ortaya çıktı. (Son bilgiler Rusya’nın PYD’ye 104 ton silah ve mühimmat verdiği yönünde.)
Suriye Rusya, İran ve PYD ile; PYD, hem Rusya, İran hem de ABD ile işbirliği içinde.
Kafa karıştırmayacak gibi değil...
***
2011’den bu yana cevap bekleyen sorular ise hala duruyor:
- Devlet Başkanı Beşar Esad’ı, 26 Ocak 2011’de olayların başlamasından hemen sonra ‘reform’ sözü vermesine rağmen, gösterileri kanla bastırmaya kim yöneltti? (31 Ocak’ta Wall Street Journal’e Arap Baharı’nın başladığı Tunus, Yemen ve Mısır örneklerini göstererek, “Artık Arap yöneticilerin halkın siyasi ve mali isteklerini yerine getirmek için daha fazlasını yapması gerekecek” demişti.)
- ABD, “Esad’ın kimyasal silah kullanması kırmızı çizgimizdir” demesine rağmen, kimyasal silah kullanınca neden sessiz kaldı?
- Çatışmaların iç savaşa dönüştüğü 2,5 yıl boyunca 2013’e kadar adı duyulmayan IŞİD/DAEŞ nasıl ortaya çıktı?
- DAEŞ’i güçlendiren El Kaideciler’i Esad neden cezaevlerinden tahliye etti?
- DAEŞ, muhaliflerin elindeki Rakka’yı nasıl aldı?
- Irak’ın ünlü Ebu Gureyb cezaevinden El Kaide liderlerini çıkarma baskınını nasıl yapabildi?
- Kamyonet konvoyuyla Musul’a nasıl ilerleyebildi?
- Musul’daki ABD silahlarıyla donanmış Irak ordusu silah, para ve zırhlı araçları neden bırakıp kaçtı?
- Esad ordusunun havadan bombalama yaparak DAEŞ’in önünü açması neden hiç tartışılmadı?
- Irak’ta önceki Başbakan Maliki yönetiminin Sünni Arap ve Kürtleri DAEŞ tarafına iten Şii mezhepçi politikalarına neden göz yumuldu?
- Türkiye’yi ‘yabancı savaşçıların Suriye’ye geçişine engel olamamakla’ suçlayan AB ülkeleri, o savaşçıların kendi ülkelerinden çıkışıyla ilgili neden ‘yeterince’ önlem almadı veya Türkiye’ye ‘gerektiği kadar’ bildirmedi?
- Yine Türkiye’yi suçlayan AB ülkeleri, son Paris saldırısında görüldüğü gibi, DAEŞ’in ‘kendi ülkelerine girişine’ nasıl engel olamadı?
- Esad’ın da yakın zamanda açıkladığı ‘PYD-Şam işbirliği’ bilinmesine rağmen PYD’nin kuzey Suriye’de Kürtleri ve Arapları yerlerinden ederek kantonlar oluşturmasına neden izin verildi?
- Esad’ın İran’dan askeri destek almasına ve Hizbullah’ı ‘tank birlikleri’ oluşturacak kadar desteklemesine neden izin verildi?
- İran’ın DAEŞ bahanesiyle Irak’ta ‘Şii milis ordusu’ kurmasına neden izin verildi?
- Ukrayna ve Kırım örnekleri ortadayken, Rusya’nın Suriye’de askeri varlığını arttırmasına, ABD ve AB’nin desteklediği ÖSO güçleri vurmasına ve Türkiye’yi taciz etmesine neden göz yumuldu?
Bu sorular önemli, zira IŞİD/DAEŞ bu olaylardan sonra ‘küresel tehdit’ haline geldi.
Ve şimdi, hem Esad yönetimi hem de İran, Hizbullah, PYD ve Rusya, “IŞİD/DAEŞ’le mücadele ediyoruz” diye ‘meşru Suriye muhalefeti’ne saldırabiliyorlar!
Kafalar karışır, çünkü işler karışık!