“Nerede duracak” sorusunun cevabı yok. “Rusya’nın Suriye’de ne kadar sivil öldüreceğinin” sınırı yok. “Esad rejiminin kendi halkından kaç kişiyi daha memleketinden süreceğinin” sınırı yok.
“İran’ın Suriye’de kaç insanın canına kıyacağının” sınırı yok.
Peki ya “Suriye’den Türkiye’ye kaç kişi daha gelecek. Ne kadar daha mülteci sınırımıza dayanacak” sorusunun cevabı var mı?
Yok.
Peki “Halep’i savunan kaç mücahit kaldı? Bayır Bucak’ta, Türkmen Dağı’nda kaç Türkmen kaldı?” sorularının cevabı var mı?
Yok.
Rusya Ukrayna krizinin bedelini Suriye üzerinden çıkarmaya çalışıyor. İran işi mezhep çatışması formunda bir savaşa sürükledi. Esad, artık kuklanın kuklası... Geriye 500 bine yaklaşan ölü, milyonlarca mülteci kaldı.
Türkiye ısrarlı Fırat’ın batısı konusunda. Türkiye özelde iki konuyu da hiç dozunu düşürmeden vurguluyor. Halep ve Bayır Bucak.
Lakin vekalet savaşının asalet savaşına dönüştüğü bir ortamda Türkiye’nin desteğiyle Bayır Bucak’ta ve Halep’te direnen meşru güçlerin takati kalmadı.
Çünkü karşılarındaki güç, konvansiyonel silahların tümünü kullanıyor. Hatta yetinmeyip yasak silahları bile kullanıyor. Buna karşı direnenlerin elindeki silah, mühimmat bitti bitecek, tükendi tükenecek.
Türkiye sınırına yürüyor Halepliler. Yürüyorlar bir umut... 3 milyona yakını zaten Türkiye’de. Geriye 1 milyon daha mültecinin gelmesinden endişe ediliyor.
Dedim ya sınır ne? Neyin nerede duracağını bilen kim?
Soruların cevabı yok.
Dünya izliyor. Batı demokrasilerinin kimler için ne isteği ortaya çıkıyor. Türkiye kapılarını güneyden açsın, batıdan kapatsın isteyenlerin iki yüzlülükleri ortaya çıkıyor.
Dünya izliyor... Suriye’de insan soyu kurutuluyor!
Terörle mücadele sadece silahla olmuyor
Cizre’de, Silopi’de Sur’da günlerdir devam eden “temizlik” hareketinde finale yaklaşılıyor. Neredeyse bitti bitecek dediğimiz temizlik sürecinin en kritik aşamasında terör örgütünün propaganda kanallarının çok etkili olduğuna şahit oluyoruz. Özellikle “Cizre’de bir binanın bodrum katındaki yaralılar” yalanı üzerinden yürüyen kara propaganda önceki gece başka bir noktaya taşındı. “Yargısız infaz” diye ayağa kaldırdılar ortalığı. Terör örgütüne yakın sosyal medya hesapları ve haber ajanslarının kara propagandası neticesinde Avrupa’nın değişik kentlerinde küçük çaplı Türkiye aleyhtarı gösteriler bile düzenlediler. Türkiye’nin batı illerini harekete geçirmek istediler. En son Başbakan Davutoğlu ile Almanya Başbakanı Merkel’in basın toplantısında ortaya çıktılar. Türkiye’nin terörle mücadelesini eleştiren gazeteciye hak ettiği cevabı Başbakan Davutoğlu verdi. Hatta “Türkiye basın özgürlüğü konusunda 195’inci sırada” diye bir cümle kurmuştu o gazeteci, Başbakan “193 ülkenin olduğu dünyada Türkiye nasıl 195’inci sırada olur bunu da anlamak mümkün değil” diyerek ciddiyetsizliğe de işaret etti.
Anlaşılan o ki Cizre’deki o bodrum katında PKK terör örgütü için çok değerli bir şey var. Ve o şeyin bir şekilde oradan çıkarılması gerekiyor.
Lakin çok geç kaldınız!