Gazi Mustafa Kemal’in tarih önündeki en büyük başarısı, dönemin dünya sisteminin Anadolu’dan başlayarak, İran dahil tüm Ortadoğu coğrafyasını “Balkanlaştırma” gayretine ağır darbe vurmasıdır. Petrol peşindeki emperyalist güçlerin ana planı, Ortadoğu’nun mikro-ulusal devletlere bölünmesi, hepsinin kontrol edilmesi ve emperyalist vesayet sisteminin “kalıcı” hale gelmesiydi.
Kuvvayı Milliye ve lideri, Sevr Anlaşması’nı yırtıp atarak, bu planın durmasına neden olmuş, emperyalizm sistemini küçük Körfez Emirlikleri ve Suudi Arabistan’da yapılandırmayı başarabilmiştir, bugün yaşanılanlar o planın mirasıdır...
“100 yıllık hesaplaşma”derken bu konunun altını çiziyoruz. “İki kutuplu dünyanın” ortadan kalkmasıyla birlikte plan yeniden devrededir, 1980’lerin başından itibaren (1982 Yinon siyonist planı) geliştirilen bu plan gelmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin “beka sorununa” dönüşmüştür.
Durum ciddidir, “ölümcül riskler” taşımaktadır ve milletin güçlü “Kuvvayı Milliye” ruhuna ihtiyaç vardır. Millet, gücünü 15 Temmuz’da göstermiş, küresel sistemin kanlı saldırısını püskürtmüştür.
Adına FETÖ dediğimiz teşkilat, emperyalizmin “asimetrik savaş aracıdır” ve ülkemize saldırtılmıştır.
Emperyalist tehdit
Anadolu coğrafyasındaki Kürtler’in dedeleri, emperyalizmin önlerine koyduğu Sevr haritasında “büyük Ermenistan’ın sınırlarını” gördüklerinde tarihi bir kararla Kuvvayı Milliye ile bütünleşmiş, Ankara hükümetinin arkasında durarak tarihin en güçlü ve belirleyici anti-emperyalist savaşının ortağı olmuşlardır.
Konu, emperyalizm açısından kapanmış mıdır, hayır!
PKK’nın 1982 tarihli ve Ortadoğu’daki tüm devletleri mikro-ulusal yapılara dönüştürme hedefindeki siyonist Yinon Planı’ndan yalnız bir yıl sonra bu ülkenin başına bela edilmesi, FETÖ denilen asimetrik savaş aracının CIA destekli 12 Eylül Darbesi’nin yol açmasıyla ordu başta devlet içinde örgütlenmesi asla bir “tesadüf” değildir.
Emperyalizm, aynı kartları kullanarak bugün de bu ülkeyi tehdit ediyor!.. FETÖ’yü korumaya aldılar, PKK’ya ise ağır silahlar veriyorlar.
Arap Baharı’nı kanla boğup, Ortadoğu’da etnik ve mezhep yapılanmaları üzerinden mikro-devletlerin önünü açmaya çalışan küresel saldırgan güç, Irak-Suriye hattında kendi kontrolünde bir Kürt devleti kurarak Gazi’nin önlediği planın devamını getirmeye çalışmaktadır.
PKK-PYD unsurlarına “kendi ürettikleri DEAŞ bahanesiyle” verdikleri silahlar, yakın gelecekte “topluca” bize dönecek, bugün “terörist” diye tanımladığımız yaklaşık 100 bin kişilik bir orduyla hesaplaşmak zorunda kalacağız.
Başardıkları takdirde, önce Türkiye, devamında İran parçalanma sürecine girecek, planlanan kanlı savaş, Müslüman coğrafyanın emperyalizmin “paryası” olmasıyla sonuçlanacaktır, buna izin veremeyiz.
Risk almazsak, torunlarımız ölecek
Dünyaya vereceğimiz mesaj nettir: Gerekirse “büyük savaşa” hazırız!..
Bunu yapmazsak, milyonlarca torunumuzun emperyalizmin ürettiği kanlı bir anaforda yok olup gittiğine, zaman içinde de çöplük faresi kıymetinde kölelere dönüştüğünü izlemek zorunda kalırız.
Çanakkale’den Afyon ovası ve İzmir’i bağlayan kahraman dedelerimize ihanet etmiş oluruz.
Sömürgecilik bu topraklarda batmıştır, yeni-emperyalizmin kanlı planları da bu topraklarda sonlanmak zorundadır. Ölürüz, geçit vermeyiz...
Kürt halkı karar vermeli
Tarih, kardeş Kürt halkının önüne bir kez daha altın fırsat sunmuş durumda. Ya, dedelerinin yaptığı gibi, anti-emperyalist milli direniş cephesinde onurlu yerlerini alacaklar ya da Amerikan bayrağı altında Ortadoğu halklarına karşı emperyalizmin mermilerini sıkan PKK’nın peşinden gidecekler...
Gördüğümüz ve hepimizi rahatlatan, Kürt kardeşlerimizin “büyük oyunu” hissettikleri ve bir dönem Meclis’e taşıdıkları emperyalist işbirlikçilerinden umudu kestikleridir. Onların bu duruşu, “milli mücadeleyi” güçlü kılmaktadır.
Kılıçdaroğlu o makama yakışmıyor
CHP tabanı vatanseverdir, Gazi’nin “bağımsızlık” ülküsüne de bağlıdır, kendiliğinden anti-emperyalisttir, bunun için kitap devirmeye de ihtiyacı yoktur. Gazi’nin koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu’nun “Bizim FETÖ ve HDP-PKK ile bir meselemiz olmaz” inancı partiyi emperyalizmin asimetrik savaş araçlarının “doğal hamiliğine” taşıyor olabilir.
İnancım yüksek...
Atatürk’ün makamına yakışmayan bu adamı, vatansever CHP tabanı bir gün iyi anlayacak ve memleketi kurtaracaktır...
İşin özeti budur...
(Gelecek yazı, “Derin NATO” darbe planlıyor mu, bilin...)