Yabancı bandıralı sivil bir uçağın askeri jetler marifetiyle indirilmesi, çok sık rastlanan bir olay değildir; ama örnekleri bulunur. Rusya’dan kalkıp Suriye’ye giden ve bu ülkeye ait olan uçağın Türkiye tarafından indirilip içinin aranması da bu örneklerden birisi. Ancak konu Suriye olduğu için yaşanan olayın boyutları büyük.
Anlaşıldığı kadarıyla Suriye, sivil bir uçakla askeri malzeme taşıyormuş ve bunu da Türkiye hava sahasını kullanarak yapıyormuş. Bir tanesi yakalanınca, başka seferlerin de olabileceği akla geliyor. Bununla birlikte, en azından bir olay bile Rusya’dan Suriye rejimine ‘gizlice’ askeri destek yapıldığını göstermeye yetiyor; bir anlamda malumun ilanı gerçekleşmiş oluyor.
Bu olaydaki en kritik durum ise, Rusya-Suriye ilişkisinin deşifre edilmesi değil, bunu Türkiye’nin deşifre etmesi. Bundan iki yıl önce bu tür bir istihbarat alınır mıydı, alınsa müdahale edilebilir miydi emin olmak zor. Zira bir kaç yıl öncesine kadar Suriye’nin Rusya’dan yasal ya da yasal olmayan yollarla silah alması daha doğal bulunabilirdi; Rusya da sattığı silahları sivil uçaklar içine gizleme ihtiyacı bulmaya bilirdi.
İndirilmeseydi
Bugün Rusya Suriye’de iktidarın yanında yer alan bir taraf durumunda, Türkiye de tam bunun karşıtı bir pozisyonda. Rusya Türkiye’yi muhaliflere askeri destek vermek ya da yapılan yardımların ulaşmasına yardım etmekle suçluyordu. Bu olay Türkiye’nin de Rusya’yı suçlamasının yolunu açıyor; ya da en azından suçlanmaktan kurtulmasına katkı sağlıyor.
Alınan istihbarata rağmen Türkiye bu uçağın geçmesine göz yumsaydı ve Rusya ile karşı karşıya gelme ihtimalini bertaraf etseydi diye de düşünülebilir. Ancak bu durumda istihbaratı ileten kaynağın Türkiye’nin Suriye rejimini destekleyenlere yardım ettiğini duyurma ihtimali ortaya çıkardı. Muhaliflerin yanında yer alan Türkiye’nin karşı tarafa giden silahlara göz yumuyor gibi gösterilmesi, muhtemelen Türkiye’yi çok zor bir durumda bırakırdı. Dolayısıyla Türkiye riske girmedi, uçağı indirdi, istihbarat doğru çıktı ve askeri malzeme bulunduğu duyuruldu.
Malzemelerin askeri nitelik taşıyıp taşımadıkları bir tartışma konusu olabilir, muhtemelen bundan sonraki gerginliğin konusu da bu.
İndirilince
Bununla birlikte, Suriye sorununun Türkiye için giderek bir Rusya sorununa dönüşmeye başladığına işaret etmek gerekiyor. Putin Türkiye ziyaretini Aralık ayına erteliyor. Hemen akla ABD başkanlık seçimleri geldiğinden bu ertelemenin Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili olduğunu düşünmek kaçınılmaz oluyor. Öte yandan, ziyaretin ertelendiğinin duyurulduğu gün Rusya Bağdat yönetimiyle askeri anlaşma imzalıyor ve Suriye uçağı da aynı gün Türkiye’de indiriliyor.
Rusya, gayet açık biçimde Maliki yönetimi ile Suriye rejimini desteklemeyi sürdüreceğini, bu bölgedeki etkisini ve varlığını sonuna kadar devam ettireceğini, kendisini bölge dışına atmaya çalışanlarla da mücadele edeceğini söylemiş oluyor. Bu durumda Rusya’nın Türkiye’yi tamamıyla ‘karşı safta’ gördüğü de ileri sürülebilir.
Rusya’nın esas mücadelesinin bazı batılı ülkelerle olduğu açık. Türkiye’yi sadece bu batılı ülkelerin stratejik arayışlarının uzantısı olarak değerlendiriyor. Ancak Türkiye Rusya ile ilişkileri bozmadan bu süreci atlatmaya uğraşırken hassas dengeleri bozacak gelişmeler olması, Türkiye’nin Rusya önünde pozisyon almaya zorlandığını düşündürüyor.
Zorlayanın kim olduğu ise en kritik soru. Belki uçakla ilgili istihbaratı verenlere dikkat etmek gerekir, belki uçağa silah koyup onu Türk hava sahasına yollayanlara.