Dış politikanın bu kadar tartışma konusu olduğu bir dönemi Türkiye çok uzun zamandır yaşamadı. Çoktandır alışık olmadığımız bir durum bu. Elbette bu durum yirminci yüzyıldaki iki kutuplu dünya sisteminin yüzyıl sonunda uğradığı dönüşümün Türkiye üzerindeki etkileriyle ilgili esas olarak. Yani ekonomisi güçlenen, nüfusu artan ve bölgesinde etkinlik kazanan Türkiye’nin siyasal olarak giderek bağımsız hareket edebilme imkânı kazanmasıyla ilgili.
AK Parti hükümetleri dünyada ve bölgede oluşan yeni şartları değerlendirmek üzere dış politikada yeni bir üslup takınarak
proaktif bir dış politika izlemeye çalıştı; özellikle ülkenin
“yumuşak gücü”ne dayanarak bölgesel etkinliğini artırmaya yöneldi.
Peki, dış politika alanında
“radikal” sayılabilecek adımlar atan iktidar partisi izlediği bu yeni politikaya halktan ne ölçüde destek alıyor?
İki yıldan beri gerçekleştirilen bir kamuoyu çalışması bu sorulara cevap bulmaya çalışıyor. Kamuoyu araştırmacısı
Hilmi Daşdemir başkanlığında
Optimar Araştırma Şirketi tarafından yürütülen
Ortadoğu Dış Politikalar Araştırması’ndan söz ediyorum.
Bu araştırma ilk olarak geçtiğimiz yılın mart ayında gerçekleştirilmişti. Bu yılın temmuzunda ise ikincisi yapıldı. Bir karşılaştırma yapabilme imkânı vermesi açısından bu türden araştırmaların periyodik olarak ve tekrarlanarak yapılması çok önemli.
Türkiye genelinde 26 ilde
2.004 katılımcıyla, yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen bu yılki araştırmanın sonuçları geçen yıla oranla kamuoyunun Türk dış politikasına bakışında oluşan kimi değişimleri gözler önüne seriyor.
Hem geçen yılın hem de bu yılki araştırmanın sonuçları gösteriyor ki Türk toplumu AK Parti iktidarının izlemekte olduğu dış politikaya çok güçlü bir destek veriyor. Genel olarak Türkiye’nin bölgesinde aktif bir dış politika izlemesine toplumun verdiği desteğin oranı AK parti oylarından da daha yüksek oranda çıkıyor.
Ne var ki bu yılki araştırmanın sonuçlarında geçen yıla göre bu destekte küçük bir azalmanın gerçekleştiğini de söylemek lazım.
Türkiye'nin 2002'den sonraki dönemde komşuları ile ilişkilerini geliştirmesini doğru bulanların oranı artmış; ancak
“Türkiye’nin Ortadoğu politikası ve buradaki faaliyetlerini destekliyor musunuz?” sorusuna destekliyorum cevabı verenlerin oranı 2011 yılında % 67,9 iken 2012 yılında kısmi düşüş göstererek % 66,7’ye inmiş görülüyor.
Bu sonucun büyük oranda Suriye konusundan kaynaklandığını düşünmek lazım. Çünkü geçen yılki araştırma sırasında henüz denklemde olmayan hadise Suriye olaylarıdır. Nitekim bu yılki aaraştırma kapsamında görüşülen katılımcıların % 56,2’si Türkiye’nin Suriye politikasına olumsuz baktığını söylemiş. Olumlu bakanların oranı % 37,6.
Diğer taraftan
“Suriye'de gerçekleşen ‘Halk Ayaklanmaları’na Suriye (Esad) yönetiminin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna; % 82,9 ile
“olumsuz buluyorum”, % 13,2 ile
“olumlu buluyorum” cevapları verildiğine göre buradaki meseleyi tamamen politik anlamda yorumlamak gerekiyor.
Toplumun ve bu arada AK Parti seçmen tabanının “Ortadoğudaki halk ayaklanmaları”na bakışındaki farklılaşma da dikkat çekici. Araştırma kapsamında görüşülen katılımcılar
“Ortadoğudaki halk ayaklanmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna; % 64,9 ile arkasında batılı güçlerin olduğu olaylar, % 30,7 ile kendiliğinden gerçekleşen halkların demokrasi arayışı ve % 4,4 ile fikrim yok cevabı vermiş.
Yine ilginç bir durum daha var araştırma sonuçlarında: Suriye politikasına olumsuz bakan kişiler Türk hükümetinin Tunus, Mısır ve Libya’da izlediği politikaya destek veriyor. Belki de oralarda artık belirli bir başarıya ulaşılmış olduğu için!
Zaten hükümetin Suriye dışındaki
bölge politikalarına verilen destekte azalma değil, artış olduğu görülüyor. Mesela katılımcıların % 70,5 gibi büyük bir çoğunluğu Türkiye’nin İsrail politikasını desteklediklerini belirtmiş. Desteklemiyorum diyenlerin oranı % 22,6.
AK Parti’nin dış politikasına verilen total destek Suriye politikasına olumsuz yaklaşanların oranıyla karşılaştırıldığında bir çelişki mi oluşturuyor acaba?
Bu konuların biraz daha tartışılmasında fayda var.
Hem siyasetçiler hem de kamu diplomasisi uzmanları tarafından…