Dün AB’nin başkenti Brüksel’de büyük bir terör olayı yaşandı. 34 ölü ve 100’ün üzerinde yaralı var. Terör örgütü DAEŞ güvenli olduğu söylenen Brüksel’de bu saldırıyı gerçekleştirdi ve masum insanların ölümüne sebep oldu. Bu olayla ilgili söylenecek çok şey var.
Bir kere bizde devleti suçlayanlar bakalım bu olayda ne diyecekler? Ne diyeceklerini, düşüncelerini biliyoruz ama utanmazlıklarını yüze vurmak gerekir. Teröristler AB’nin merkezini vuruyor, devlet uyuyor mu? Üstelik Brüksel polisi metronun vurulacağı istihbaratını almışlar. Sadece yerini kestirememişler.
Halbuki AB ve Belçika hükümetinin gerekli tedbirleri alması gerekirdi. Çünkü Paris’teki saldırıyı gerçekleştiren DAEŞ hücresi de Belçika’dan yönetilmişti. Tabii bir terörist kendisini öldürmek isterse buna yapılacak çok şey yok. Ne kadar tedbir alırsanız alın, konvansiyonel olmayan bir savaş yöntemiyle mücadele etmek zordur.
Belçika ve Batı terör konusunda çok iyi sınav vermiyorlar. Terör kendilerini vurunca ortalığı ayağa kaldırıyorlar ama PKK’lı teröristlerin Brüksel’de gövde gösterisi yapmasına fırsat veriyorlar. Paris, Londra, Brüksel olunca hassasiyetleri oluşuyor ama Ankara, İstanbul olunca “bakarız” mantığındalar. Terör herkesi her an vurabilir, bunu gördük.
Bugün yaşadığımız terör faaliyetleri Suriye’deki durumun bir tezahürüdür. Sen Suriye meselesini çözmezsen, orada alan kanı durdurmazsan, bu işin sonu gelmez. Esad’ı devirirsem DAEŞ gelir düşüncesiyle hareket etmenin anlamsızlığı ortaya çıktı. Madem başta ABD olmak üzere Batı DAEŞ’le mücadele etmek istiyor, o zaman daha ciddi ve yapısal adımlar atmaları gerekir.
Hür Suriye Ordusu geçenlerde bir açıklama yaptı. ABD’lilere DAEŞ’lilerin yerlerini vermelerine rağmen, koordinat iletmelerine rağmen ABD oraları vurmadı. Kimse de bu işten bir şey anlamadı. Hem bir numaralı tehdit DAEŞ diyeceksin hem de Hür Suriye Ordusu’nun (ÖSÖ) yardımlarını görmezden geleceksin. Yoksa DAEŞ işinize mi geliyor?
Suriye bataklığı kurutulmadan bu işler hallolmaz. Bu iş artık kesinleşti. Gerçi ABD tarihinin en korkak başkanı Obama bu işi çözecek gibi değil. Yeni ABD başkanı gelmeden Suriye meselesi çözülmeyecek. Batı’nın bütün aleni terör tehditlerine rağmen böyle işi ciddiye almayan, gevşek tavırları çok düşündürücü. Hem terör olmasın diyorsun hem de Suriye’de radikal unsurlar iktidara gelmesin istiyorsun.
Obama yönetimi Sünnileri bu kadar dışlayıp sadece Şiilerle iş tutmak isterse de terörizmi önleyemez. Irak’ta Maliki ve şimdiki İbadi Sünnileri yok sayıp her yere Şiileri getirdi. Sünnilere düşman muamelesi yapıldı. ABD bu işi çözmek istiyorsa Sünnileri yeniden kazanmalı. Yoksa bu beladan kurtulması imkansız.
Rusya da burada daha dikkatli olmalı. Suriye’de Esad dışında herkese düşmanlık yapıyor Rusya. Terör bizi vuramaz düşüncesinde. AB de böyle düşünüyordu. Sadece Esad’la iş yapmak uzun vadede Putin’in işini zorlaştırır. Ya Moskova metrosunda bomba patlarsa ne diyecek Putin? DAEŞ’in sadece Batı ve Türkiye’yi hedef seçtiği ne malum? Moskova yönetimi Suriye konusunda daha somut adımlar atmalı.
Neticede terör ortak bela. Benim teröristim iyi seninki kötü anlayışı herkesi uçuruma sürükler. Batı bunu anlamalı. Çözüm odaklı hareket etmeli. 2014 Ağustosu’nda İngiltere terör alarmını en yüksek seviyeye çıkarmıştı. DAEŞ bizleri vurabilir demişti David Cameron. İngiltere ve ABD tedbirli. Diğer AB ülkeleri ise bayağı gevşek. PKK terörüyle Türkiye’yi yaşanmaz yer yapmaya çalışanların iki değil üç kere düşünmesi lazım. Ya DAEŞ terör saldırılarıyla Batı’yı yaşanmaz hale getirirse ne olacak? Peşpeşe başka bombalar patlasa ne diyecekler? Türkiye’nin sesine kulak verseniz iyi edersiniz.
Yapılacak şey belli: Suriye’de çözüm şart. Ne yapıp edip Suriye’de savaş bitmeli. Bugün bizi vuran terör yarın sizi de vurur, vuruyor da. Ayrıca PKK’yı koruyup kollamaktan da vazgeçin.