Kasım 2023...
CHP Genel Başkanlığı seçimleri.
Yarışan iki isim Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu...
Seçimde yarış Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu arasında gibi görünse de esas mücadele Ekrem İmamoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında yaşanıyor.
Bu amansız mücadelenin anahtar karakteri tartışmasız Özgür Özel.
Özel'in alacağı pozisyon CHP ve Kılıçdaroğlu'nun geleceğini belirleyecek.
Anında Bir U Dönüş...
İşte o anahtar karakter sadakat yerine gücü tercih etti ve keskin bir u dönüşle Kılıçdaroğlu'na karşı İmamoğlu ile birleşiverdi.
Bu ikili için kameralar önünde "bizler baba evladız" diyen Kılıçdaroğlu ise olan bitene "hançerlendim" diyerek tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu durumu şu sözlerle anlatıyordu;
"Siyasette etik, ahlaki değerler ve güven çok önemlidir. Arkadaşlarla kuracağınız ilişkiler, kader arkadaşı, yol arkadaşı olduğunuz kişilerle güven içinde götürürsünüz pek çok olayı ama bu güveni yüz yüze tartışmanın ötesinde arka kapıdan tartışılarak farklı bir yol yürünmesi doğru değil. O açıdan ben kurultayda 'hançer' deyimini kullanmıştım. Yol arkadaşınızın size ihanet etmemesi gerekir."
İyi güzelde bu sözleri sarf eden Kılıçdaroğlu olarak zamanında Deniz Baykal'ı hançerlemedin mi?
Cevap yok....
Ne demiş atalar...
Etme bulma dünyası.
Bu Gücün Arkasında Hangi Güç Var...
Özgür Özel'i maddi manevi her yönden(!) destekleyen Ekrem İmamoğlu idi.
Peki bu desteğin sebebi neydi, Köfteci Ekrem'in maddi gücü nereden geliyordu?
Desteğin sebebi netti ama maddi gücün nereden geldiği konusu bilinmezlerle doluydu.
Bu bilinmezler şimdilerde araştırılıyor.
Peki araştırılmalı mı?
Elbette, zira iddialar yenilir yutulur gibi değil.
Sükût İkrardan Gelir...
İddialar korkunç.
Doğrudan insanın, kurumların şeref, onur, haysiyet gibi değerlerini kapsayan bu iddialara çoktan bir cevap verilmesi gerekiyordu, ama verilmedi.
Kılıçdaroğlu'nun tepkisi bu duyarsızlığaydı ve haklıydı.
Şöyle diyordu Kılıçdaroğlu katıldığı bir televizyon programında;
"Kurultay salonunda da söyledim. Konuşmamda da ifade ettim. Tüm delegelerin önünde söyledim. Erdoğan, bildiğim kadarıyla 4-5 kere 'Şaibeli Kurultay' dedi.
Bu konuda partinin yetkili organlarının veya sayın genel başkanın çok açık bir açıklama yapması lazım. Ben, bu sorunun doğrudan muhatabı değilim. Doğrudan muhatabı aslında partinin genel başkanı.
Ses çıkarılmazsa, pek çok soru işareti sıradan vatandaşın bile hafızasında yer alır. Erdoğan'ın sürekli tekrar etmesinin de bir şeyi var. Yanıt mı almak istiyor? Partinin genel başkanları dahil arkadaşların yanıt vermesi lazım. En son Manisa Kongresi'nde yine Erdoğan söyledi. Bu beni rahatsız ediyor. Partinin yöneticilerini de rahatsız etmesi lazım.
Erdoğan'ın bu kadar partinin üstüne gelmesinin gerekçesi ne onu da bilmiyorum, partinin bu kadar sessiz kalmasını da anlamakta güçlük geçiyorum. Bu beni rahatsız ediyor. CHP, 100 yılı aşan bir partidir. CHP, kirliliği kabul etmez. Bu her tarafa çekilebilecek bir şaibe. Nedir şaibe? 'Ya çık açıkla' diyecekler ya da 'Böyle bir şey yoktur' diyecekler. Parti yönetiminin açık ve net açıklama yapması lazım. Yapmıyorsanız, e sükût ikrardan gelir o zaman başka bir şey var demektir burada.
Bir şey varsa, kesinlikle partinin kirlilikten arınması gerekir. Ben yıllarımı CHP'ye vermişim, kirliliği asla kabul etmeyen, karşısında duran, bizim bazı belediye başkanlarımız kirliliğe bulaştığında hemen partinin dışına çıkarttık. Kurultayın şaibesini bilmiyorum. Elimde bir şey yok. Bunu söyleyen kişi bir partinin genel başkanı ve cumhurbaşkanı. Bu ağır bir suçlamadır. Bu bireysel bir olay değildir. Bireysel pencereden bakarsanız bu yanlıştır. Bu partinin kimliği, kuruluş felsefesi çerçevesinde ele alınması gereken bir olaydır.
Şikayetler geliyor ama bu farklı bir şeydir. Bugüne kadar yapılan hiçbir kurultayda CHP bu suçlamayla karşı karşıya kalmamıştır. İlk kez 4-5 kez söylenmesine karşı yönetim sessiz kalıyor. Derhal çıkıp açıklama yapmaları gerekiyor. Derhal, beklemeden. Bu söylemin hangi gerekçe ile dillendirildiğini bilmiyorum. Ama bunun dillendirilmesine karşı parti yönetimin sessizliği beni derinden üzüyor. Bu olmaz. Bugüne kadar neden konuşulmadığını bilmiyorum, beni rahatsız eden de o.
Üç Maymun Tepkisi...
Özgür Özel konu ile ilgili mecliste yaptığı gurup konuşmasında Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine cevaben bu konuda söylenmesi gerekenlerin söylendiğini, gereken cevapların verildiğini söyledi.
Peki gerçekten işler dediği gibi mi yürüdü?
Hayır...
Herkes bu konuda üç maymunu oynadı ve parti iddiaların altında kaldı.
Şimdi hem yargının hem de duyarlı CHP'lilerin görevi bu iddialar ile ilgili gerekeni yapmak ve ucu nereye dokunursa dokunsun aşağıda olduğu iddia edilen olaylar zincirini sonuca bağlamak.
Oyun Böyle Kurgulanmış...
İddialara göre;
Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel'e destek vererek Kılıçdaroğlu'nu saf dışı bırakmayı planladı.
Bunu başarabilmek için kilit nokta delegeleri, ev, araba, telefon, dolar vererek satın aldı.
Seçimde satın aldığı oylarla Kılıçdaroğlu'nu devirdi.
Bundan sonra İmamoğlu'nun yapacağı iş zamanı geldiğinde emanetçi başkan Özel'i kenara alıp başkanlık koltuğuna oturmak olacak.
İddialar bunlar....
Şimdi yargıdan beklenen Kılıçdaroğlu dahil herkesin şüpheyle yaklaştığı bu iddiaları araştırmak ve doğruyu ortaya çıkarmaktır.
İlk adım atıldı, devamını heyecanla bekliyoruz...