Bazen öyle maçlar olur ki; goller olur, futbol olmaz... Futbol olur, gol olmaz! Dün geceki maçta, her ikisi birden vardı. Dahası, kırmızı kart ve tartışmalı pozisyonlar da; işe gerilim kattı.
Önce Meireles’in atılışına bakalım... O tekmeyi o baldıra o şekilde koyarsan; Madagaskar liginde bile kırmızıyı görürsün. Art niyetli değildi, kazara oldu diye lüzumsuz savunma yapacak biri varsa; Meireles gibi gaddar bir sabıkalıyı korumaya değmez. Hakem maçtan attı, siz Türkiye’den atın.
***
Bir kırmızı kart görmesi gereken de; Fernandes’ti... Kafasıyla Cüneyt Çakır’ın suratına çarparak yaptığı ve resmen burun buruna geldiği karara itiraz anı, çok çirkindi. Aynı Fernandes, sadece birkaç dakika sonra; hakeme yönelik nefret yüklü bir suratla uzun uzun fırça çekti. Bu çocuk bu hovarda cesareti nerden buluyor? Bırakın atılmayı, bunlardan tek sarı bile görmedi. Veli-Alves itişmesi de cezasız kaldı.
F.Bahçelilerin penaltı diye itiraz ettiği Sivok’un pozisyonunda; yerden eline gelen topta, arkası dönüktü ve temas yok denecek kadar küçüktü. Devam kararı doğru... Penaltıları bu kadar ucuza indirgemeyin.
Kuyt’a “Hakemi aldatmaya” yönelik çıkan kart; hakemine göre, yorumcusuna göre değişebilecek hüküm durumu gösteriyor. Bana göre, top uzaklaştıktan sonra, rakibinin ayak temasını hissedince; kendini yere bırakıyor. Yani o temastan dolayı düşmedi. Gene de, devam kararını daha doğru bulurdum. Ama durumu 3-3’e getiren golden önce, Tolga’ya açık bir faul yaptığını düşünmüyorum. Evet, belki ufak bir temas olabilir ama; bu da golü iptal etirecek kadar önemli bir darbe değildi. Bence gol güme gitti. Neyse ki sonradan 3-3’ü yaptı.
Bir maçta çok kart çıkmaya başladığında, futbolcular sanki daha çok azmaya başlıyor. Dün de iş çığırından çıktı. Hakem için zor bir geceydi. Yağmur gibi tartışmalı pozisyon ortaya çıktı, hangi biriyle başetsin. Futbolcuların dürüst olduğunu düşünmüyorum. Güzelim maçı lekediler. Cüneyt Çakır’dan önce onları hizaya getirin.