Ulu Önder Atatürk’ün vefatından sonra önce Zorba Önder çıktı ortaya ve ta 1950’ye kadar, tam 12 yıl çanımıza ot tıkadı. Ardından tam rahat bir soluk almıştık ki, Zorba Önder’in, “hadi aslanlarım! Kim tutar sizi?! Cumhuriyet’i kuran sizsiniz; koruma kollama görevi de sizin! Seçilmişin ne önemi var!” fısıltılarıyla aklı karışanlar hop dedi iktidara oturdu. Ardından seçilmişler sonra gene koruma kollamacılar derken, evrile devrile bu günlere geldik.
Şimdilerde Sulu Önder iş başında. Ne demek Sulu? Ciddiye alınamaz demek. Peki neden ciddiye alınamaz? Hala soran var mı ?
“İşsizlik insanı böyle cinayete yönlendirir işte! İşsizliği çözdüğünüz an cinayet nedenleri de ortadan kalkar! Cinayet işlenmez bir daha..kimse kimseye tecavüz de etmez!”
Bu kelam rahmetli Özgecan’ın öldürülmesinden sonraki açıklaması hazretin.
Türkiye’de 3.5 milyon işsiz olduğuna göre, bu hesapça her an birilerine tecavüz edip gırtlağını kesecek 3.5 milyon vatandaşımız dolanıyor aramızda. Bundan böyle iş istemeye gelen biri yanınıza yaklaşıra hemen üstüne saldırıp elini ayağını tuttun, üstünü başını arayın bıçak, sustalı var mı diye! Sonra da polise teslim edin. “Sulu Önder, işsizlerin alayı hem tecavüzcü hem de katil dedi ya! Bu adam da iş istediğine göre...”
Sulu Önder her şeyi sulandırmasıyla ünlü. Türkiye’yi yönetmek bile öylesine kolay, öylesine basit ki, dört yıl lütfetseniz her şey güllük gülistanlık oılacak:
“Fazla bir şey istemiyorum sizden. Hepi topu dört yılcık! Bu dört yılı sonunda AKP iktidarının 12 yılda yaptığını en az dörde katlarız!”
Bu da ciddiyetten öylesine uzak ki, insan ne diyeceğini şaşırıyor.
Böylesi laflar okey masaında, kahvedeki pişti köşesinde edilir...edilir de medyanın önünde edilmez be cancağızım. Hele de daha üç beş gün öncesine kadar iktidarın son on iki yılda taş taş üstüne koymadığını ilan etmişsen.
Her şeyi sulandırmasına öfkelenebilir...hatta gülüp geçenler bile çıkabilir aramızdan. Ancak Süleyman Şah’ı siyasi malzemeye dönüştürmesi sadece akıllara ziyan olarak tanımlanabilir. Günlerdir Mecis’te IŞİD adlı terör örgütünün Süleyman Şah Türbesini ele geçirdiğini, askerlerimizin bir bölümünü öldürüp bir bölümünü de esir ettiğini haykırıyor Sulu Önder’in “Çamur At İzi Kalsın” deyişini muhalefet yapmak olarak algılayan tayfası. Hiç biri Süleyman Şah Türbesini bekleyenin bizim askerimiz, evletlarımız olduğunu düşünmüyor, abuk subuk konuşarak IŞİD’i tahrik edebileceğini aklına getirmiyor. Orada bir tek evladımızın burnu kanasaydı bu pek güzel seçim malzemesi olurdu değil mi? “Bakın işte bu hükümet vatandaşlarımızı, askerlerimizi bile koruyamıyor!” Ne var ki, hükümet ve TSK hiç kimseye belli etmeden, haber vermeden tereyağından kıl çeker gibi askerimizi de, bayrağımızı da yeniden alevleneceği kesin IŞİD/YPG çatışmasının ortasından almıştır.
“Vatan toprağı terk edilmiştir!”
İşte Sulu Önder’in son cevheri de bu! Savaşın ortasından askerini çekip alırsın, Suriye sınırları içinde Türk bayrağının dalgalanmaya devam ettiğini açıklarsın ama bu seçim oyuncağı da elinden alındığı için o saat “B” Planını uygulamaya başlar, terk edilen vatan toprakları diye haykırmaya başlarsın!
İşte bütün bunlar ve daha kitaplara sığmayacak nice örnek Sulu Önder’in Haziran seçimlerinde de yenilgiye uğrayacağının kanıtları. Bu ülkenin vatandaşları olarak sulu önder değil, Aklı Başına Muhalefet istemek en doğal hakkımızdır.. ama Sulu Önder iş başında olduğu sürece, ne yazık ki, daha çok bekleriz aklı başında muhalefeti!