Çarşamba akşamı oynanan Kayserispor-Fenerbahçe ve Galatasaray-Karagümrük maçlarında Fenerbahçe ve Galatasaray sahadan galibiyet ile ayrıldı. Bu durumda, hafta sonu oynanacak derbi maçın sonucu, çok muhtemeldir ki ligin ilk yarısının liderini belirleyecek. Her iki maçın ardından, Fred'in görmüş olduğu direkt kırmızı kart ve Karagümrük'ün verilmeyen penaltısı sosyal medyada epey bir tartışıldı. Ancak çarşamba akşamından benim dikkatimi çeken nokta, bu tip tartışmalı pozisyonların akşamında hemen açıklama yapan, MHK'yı istifaya davet eden Fenerbahçe Kulübü'nün sessiz kalması, başkan dahil hiçbir yetkilisinin açıklama yapmaması oldu. Hatta son zamanlarda görmeye alıştığımız şekilde Fenerbahçe resmi internet sitesinden de bir açıklama yapılmadı.
Benzer şekilde hakem hatalarının ardından, "Jr Ali Koç" gibi açıklamalar yapan Süleyman Hurma'nın kapsamı 35 yılla yayılan şikayetleri dışında Karagümrük tarafının da MHK'ya ya da TFF'ye yönelik yoğun bir şikâyetini de göremedik. Üstelik de salı akşamı oynanan ve İstanbulspor Başkanı Ecmel Sarıalioğlu'nun İstanbulspor takımını sahadan çekmesi ile yarıda kalan Trabzonspor maçı sonrasında tam da yangın yerine çevrilmeye müsait bir ortam varken.
Ha bu arada muhtemeldir ki, sosyal medyadaki gazeteci görünümlü trollere kulüplerden haber gönderilmediği için bu sosyal medya hesapları maçtan sonra da yangını tüm hızı ile devam ettirdiler. Neredeyse aynı içerikli tweetler havada uçuştu. Kulüp tarafında hareket göremeyince bu kez oklar yönetime döndü. Bu sefer de içeriği birebir benzer tweetlerle Fenerbahçe yönetiminden, Fred'in kırmızı kartına VAR kayıtları ile itiraz edilip, iptal ettirilmesi istendi durdu bütün gece boyunca. Dikkatimi çeken bir başka nokta ise firari FETÖ'cü sosyal medya hesapların da siyasi kavga konularını bir yana bırakarak son günlerde futbol üzerinden gündem belirlemeleri oldu. Sevgili okurlarım, kısa yoldan düşüncemi söyleyeyim. Süper Lig Kulüpleri belli ki uyarılmış, hatta kulakları çekilmiş. Çarşamba akşamından benim gördüğüm tam da bu. Türkiye hakemler ve futbol üzerinden hızla bir çatışma ortamına sürükleniyor. Bu noktada önceki yazılarımızda da söylediğim gibi devlet bu işin içine girmiş gözüküyor. Adalet, İçişleri ve Spor Bakanı'nın son günlerde futbola dair trafiği yoğun. Sosyal medyanın gözlem altında olduğunu, bu alana devletin kısa bir süre içinde girebileceği fısıltıları kulaktan kulağa dolaşmaya devam ediyor. Aksini düşünmek mümkün bile değil. Devlet ağır hareket eder ama gideceğe yere mutlaka varır. Hakemlere saldırı, süper lig maçının sahadan çekilme sebebi ile yarıda kalması. Bunlar büyük olaylar. Bursaspor, Diyarbekirspor maçında yaşananlar, ileride olabileceklerin bir fragmanı gibi. Devlet asla buna müsaade etmeyecektir. Hafta başından beri önemli gazetecilerin itidal çağrısı da bu durumun işaret fişeği aslında. Yani diyeceğim o ki arka planda devlet işin farkında, ağır ama hedefe yönelik hareket ediyor. Kim kimle ne iş çeviriyor bunu yakında görüp anlarız.
Gelelim Federasyona; bugün önemli bir Kulüpler Birliği toplantısı var. Beklenenin aksi yönde açıklamalara gebe bir toplantı.
Bekleyip görelim.
Ancak bu işin kilit noktası çatışma sürecine bilinçli bir şekilde gidilip gidilmediği noktasında düğümleniyor. Kulüp yönetimlerinin, taraftarlarına TFF işini ihale edip, arka planda TFF'ye karşı vesayet savaşını onlar üzerinden görmeleri başlangıçta masum bir amaç olsa da gelinen noktadan kulüp yönetimlerinin de gözü korkmuşa benziyor. Kayserispor Başkanı Ali Çamlı'nın Fenerbahçe maçı sonrası açıklamaları önemli. 4-3 kaybettikleri maçın ardından Ali Çamlı, kamuoyuna seslendi: "Arkadaşlar sakin olalım, sakin olalım, sakin olalım. Futbol sahalarını kaos ortamına çevirmek istiyorsak bu işi bırakalım. Hakem hata da yapabilir. Hiçbiri bizim düşmanımız değil. Bunlar bizim Türk çocukları. Bunları hatalarıyla da güzellikleriyle de kabul edeceğiz. Bu ligi, kendi çocuklarımızla oynayacağız. Biz sahada kardeşlik ve dostluk istiyoruz." Devlete yakınlığı ile bilinen Ali Çamlı'nın konuşmasındaki kilit kelime "Sakin olalım. Futbol sahaları kaos ortamına çevirmek istiyorsak bu işi bırakalım."
Şeytanın gör dediği
Hakemler içinde de spor yönetimi içinde de karanlık bir yapılanma olduğu, bu yapının olası bir çatışma için zemin hazırlamakta olduğu da medyada açıkça dillendirilmeye başlandı.
Diyeceğim o ki sakin olalım.
Tabi ki devletin bu işe iki yönü ile bakması da şart oğlu şart. Mehmet Büyükekşi'nin, Candaş Tolga Işık'a ilk kez dillendirdiği bylock hikayesinin, benim ortaya koyduğum belgeler ile Büyükekşi'nin anlattığı gibi olmadığı ortaya çıkmıştı. Yapılması lazım gelen, kamuoyunu tatmin eden açıklamaların yapılması. Ve en önemlisi TFF başta olmak üzere, spor teşkilatı ve medyada bir inceleme araştırma yapılması. Çürük elmaların tespit edilerek, bu ortamın dışına çıkarılması, sporda güvenin yeniden tesis edilmesi.
Bu federasyon ile bunlar yapılabilir mi?
Ciddi şüphelerim var. Benim şüphe duymamdan ziyade kamuoyunun şüphesi var. Bu durumda yapılması lazım gelen bir an önce devletin yetkili mercilerinin ortaya çıkarak güçlü bir irade ortaya koymaları. Bu yönde TFF'nin başvurusunu değerlendiren Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, taraftarları tahrik edici, sağduyudan uzak, fanatizm içeren, eleştiri sınırlarını aşan, argo ve kaba ifadelere yer verilen programlara geçit vermeyeceğini açıkladı. Spor programlarında taraftarlar arasındaki gerginliği artıracak, şiddete yöneltici, sporun ruhuna aykırı ifadelerden kaçınılması gerektiğine karar veren RTÜK, bunun önüne geçmek için Üst Kurul'da oy birliğiyle spor yayınlarına ilişkin "ilke kararı" aldı. RTÜK yakın dönemde ilk kez oybirliği ile bir karar alıyor. Demek ki hem muhalefet hem iktidar kanadı yaklaşan tehlikenin farkında. Diliyorum ki kulüp yönetimleri de bu tehlikenin farkına varmış ya da farkına varmaları sağlanmış olsun. Netice olarak geliyor gelmekte olan diye uyarımı yapıyor, gelecek günlerin önemli ve büyük gelişmelere gebe olduğunu söyleyerek gazeteci sorumluluğu ile son sözümü söylüyorum.
Not: Bugün kulüpler birliği TFF'ye destek açıklaması yaparsa şaşırmam. Çünkü duyduklarım ve gördüklerim buna işaret ediyor. Ortam soğuduktan sonra da TFF topyekûn istifa eder diye düşünüyorum.