Üflemeli çalgılarda Doğan’ın adamları, yaylı çalgılarda Paralel’in elemanları, vurmalı çalgılarda ise HDP+PKK’dan oluşan koro kulakları tırmalayan yeni senfoniyi icraya başladı.
Murat Sancak’a yönelik suikast girişimi ile ilgili biri yeni bir senfoni yazmış, bu koro da icraya çalışıyor.
Ama olmuyor.
Beste sakat, güfte arızalı, icracılar da aletlere yabancı olunca, senfoni değil kakofoni çıkıyor ortaya.
Neden mi?
Anlatayım.
Türk medya tarihinde görülmemiş bir şekilde, bir medya sahibini öldürmek isteyenler bu işi başaramayınca “beste” sahibi, koroya talimat verdi.Konunun önemini azaltın dedi herhalde.
Önce üflemeli çalgıcı “23 kurşun sıkılmış, öldürememişler mi?” yazısıyla Doğan medyada arzı endam etti. Amaç saldırının etkisini azaltmak, “bu işte bir bit yeniği var” fikrini zihinlere enjekte etmekti.
Tutmadı tabi.
Çünkü ortada suikasttan hemen önce Es Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak’a gönderilen bir tehdit mektubu vardı. O mektupta Ethem Sancak’a“evlat” acısı yaşatacaklarını söylüyorlardı.
Kelimeye dikkat. “Evlat” acısı diyorlar.
Saldırı gerçekleştiriliyor. Murat Sancak saldırıdan kurtuluyor. Paralel medyanın ve Doğan’ın adamları haberi şöyle veriyor. “Ethem Sancak’ın oğluna saldırı.”
Oysa Murat Sancak, Ethem Sancak’ın “oğlu” değil “kuzeni.”
Tehdit mektubu ile haberin yazılış tarzını görüyor musunuz? Çok “paralel.”
Açık fark edilince hemen düzelttiler tabi.
Bu da tutmayınca hemen “Mağduriyet oluşturmak için kendileri planladı” yalanına sarıldılar.
Bu “burnunu ve kaburgasını kendi kırdırmıştır” demekle aynıydı oysa. Bu terbiyesizliği biz yapmadık ama onlar kendilerine yakışır şekilde yaptılar.
Bu da tutmayınca kumar borcu yalanına sarıldılar.
Dikkat edin.
Hedef çarpıtma çabaları için kullanılan argümanlar rastgele seçilmiyor. Mesela neden alacak verecek meselesi değil de “kumar borcu” argümanı seçildi. Yoksa Star Gazetesi’nin “Himmet Paralarını Kıbrıs’ta kumarda yiyen şakirt” haberinin intikam çabası olmasın?
Paralelin yalan lokomotifine katar olan ya da birlikte çalışan Doğan Medyası, ana muhalefet liderini de kapsama alanına aldı. Ankara’daki katliamı Başbakan’la görüşmeye giden Kılıçdaroğlu, paralelin başlattığı tezviratı daha üst makamlara taşımakla görevlendirildi sanki. Bu yalanı gündemde tutmak için Kılıçdaroğlu bu soruyu, bu karartma hamlesini o acılı günde Başbakan’a sorabildi. Yazık.
“Destede kağıt biter bunlarda yalan bitmez” mantığıyla Paralel bu kez Murat Sancak arabada yoktu iddiasına sarıldı.
Haberi yazan saldırı anını izlememiş herhalde.
Arabanın önünde oturan korumanın ve arkada oturanın kapısının açıldığı net şekilde gözüküyor. Arkada başka birisi olabilir demeyin sakın. Bu iddianızı ispat etmeniz güvenlik kamerasının devam görüntülerinde saklı. Böyle bir görüntü olsaydı emniyetteki gizli adamlarınız sayesinde bunu çok kolay elde eder ve kullanırdınız zaten..
Tuzağınıza düşmeyeceğiz
Aydın Doğan ve FETÖ’nün “Niye baskı yapmıyorsunuz?” kampanyasını dikkatle izliyoruz. Olayın anından bu yana haberlerini yaptık, “susturamayacağınızı” söyledik.
Belki tek hatamız, İngiliz, Amerikan ve Alman büyükelçilerini Murat Sancak’ın delik deşik olan aracının camının yanına getirip, parmaklarıyla kurşun deliklerini kontrol ettirmemekti. O da bizim eksiğimiz olsun.
Bizim de emniyetin de hedefi, bizzat Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun talimatıyla titizlikle sürdürülen soruşturmada, tetikçi maşalardan öte, arkasında kimlerin olduğunun ortaya çıkması... Biz emniyet içindeki Paralel uzantıların çarpıtmalarına alet olmadan, gerçek faillere ulaşılması için Yargı ve Emniyet’e yardımcı olmak adına bu duruşu sergiliyor, sabırla bekliyoruz.
Doğan Medya ve Paralel ısrarla soruşturmayı sulandırmaya çalışarak, gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek istiyor, tetikçilerin ipini elinde tutanları gölgede bırakmaya çalışıyor.
Biz bu tuzağa düşmeyeceğiz, ey okur siz de düşmeyin. Gerçek suçlular bugün olmasa da yarın adalet önüne çıkacak.