Afrika'da sular durulmuyor.
Neden?
Çünkü kolay değil! Yüzyıllık tezgâh yıkılıyor.
Onca yıldır kan emen keneler bedenden atılıyor.
Kıta kendine geliyor, kıta yeniden doğuyor.
Malum doğumlar sancılı olur, sonu da genellikle mutlu biter.
Bu doğumunda sonu mutlu olacak.
Çünkü artık Türkiye kıtaya ayak bastı.
Yüzyıl önce kıtadaki son Osmanlı Atatürk'tü.
Sonrasında ilk ayak basan, imparatorluğun devamı Devletin Başkanı Erdoğan oldu.
Vampirler Alarmda...
Bu hamle; Fransa, Amerika, İngiltere gibi kan emici vampirleri inanılmaz rahatsız etti.
Her şey ne güzel gidiyordu. Şimdi nereden çıkmıştı bu Erdoğan.
Acilen bir şeyler yapmalı, Türkiye mutlaka durdurulmalıydı.
Peki nasıl?
Türkiye ile iş birliğine giden ülkeler mutlaka karıştırılmalı, o ülkelerde kan gövdeyi götürmeli ve siyasi irade mutlaka cezalandırılmalıydı.
Öyle de yaptılar.
Libya, Somali, Sudan...
Son örnek Sudan...
Sudan...
Kâinatın en büyük İmparatorluğu Osmanlı tarafından 1517'de fethedildi.
Senelerce Osmanlı hakimiyetinde kaldıktan sonra 1881 yılında İngiltere tarafından işgal edildi.
İngiltere 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşmasının 17'nci maddesi gereği işgali sonlandırarak yerini Mısır'a bırakmak zorunda kaldı.
Osmanlıdan sonra huzur yüzü görmeyen Sudan, sonunda onurlu mücadelesinin meyvesini aldı ve 1956 yılında Mısır işgalinden kurtularak bağımsızlığını ilan etti.
Sudan Türkiye İlişkileri...
Erdoğan Afrika ile ilişkilere çok büyük önem verdi.
Bu konuda yeni bir dönemin önünü açtı ve Kıtanın neredeyse her devletine uzanılmasını sağladı.
Kıta ülkesi Sudan ile ilişkilerimizde de yeni sayfalar açıldı.
Sudan ile aramızda 2017 yılında 12'si stratejik 22 kritik anlaşma imzalandı.
Bu anlaşmalar içinde en önemlisi Sevakin adası ile ilgili yapılan antlaşmaydı. Anlaşmaya göre Ada, 29 Aralık 2017 tarihinden itibaren, 99 yıllığına Türkiye'ye kiralanmıştı.
Bu son derece stratejik bir gelişmeydi. Çünkü Sudan'ın doğusunda bulunan Sevakin hem dünyanın en işlek denizyolu olan Kızıldeniz'i hem de Süveyş kanalını kontrol ediyordu.
Sen misin Sevakin'i kiralayan, sen misin o anlaşmaları yapan?
Sudan Lideri El Beşiri tam 30 yıldır iktidardaydı ve iktidarını sorunsuz bir şekilde sürdürüyordu.
Ta ki... Türkiye ile yakınlaşana kadar.
İşte bu yakınlaşma ve anlaşmalar 1989'dan bu yana iktidarını sürdüren El Beşir'in askeri darbe ile yıkılmasına yol açtı.
Darbe başladığında bugünkü Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Dagalu Beşiri'nin yanında yer aldı.
Bu gelişme darbeci ordunun başındaki Orgeneral Burhan'ın darbeyi tek başına yapmasına neden oldu.
Sonrasında Dagalu saf değiştirdi ve General Burhan'ın yanında yer alarak darbeyi kalıcı hale getirdi.
Batının İnsan Çöplüğü...
Şimdilerde bu ortaklıkta bozuldu.
İki generali kullanarak Beşiri'yi deviren güçler oyunda ikinci perdeye geçtiler ve bu kez darbeci generalleri birbirlerine düşürdüler.
Amaç bölünmeden önce Afrika'nın en büyük ülkesi olan Sudan'ı bir kez daha bölmek.
İşin sonu oralara gelir mi, emperyalistler amaçlarına erer mi bekleyip göreceğiz.
Emperyalistler hangi generali kullanıp attıkları insan çöplüğüne yollayacaklar izleyip göreceğiz.
Ancak emperyalistler Türkiye ile yapılan anlaşmaları tartışılır hale getirerek esas amaçlarına zaten çoktan ulaştılar.
Bu açıdan bakıldığında onlar için bundan sonrasının çok da önemli olmadığını söyleyebiliriz.
Uzun lafın kısası, işin özü,
Demek ki neymiş...
Sudan, sudan sebeplerle bu duruma düşürülmemiş...
Demek ki neymiş...
Erdoğan mutlaka durdurulmalıymış...
Meseleye bir de bu cepheden bakın...