Volkan-Sabri kavgası bir sonuçtur... Medyanın, kulüp yöneticilerinin, şöhret budalası yorumcuların, başarısızlıklara başkaları üzerinden gerekçe bulanların suçu Volkan ve Sabri’den daha az değildir...
Kulüp yöneticilerine yasal bir yaptırım zor gözküyor ama işin medya boyutuna dair söylenmesi gereken çok şey var...
***
RTÜK hakaretlerin havada uçuştuğu, yöneticilerle “karının arkasına saklanma” bağırış çağırışları arasında geçen sözde futbol programlarına zaman zaman cezalar verdi. Demek ki yetmemiş, daha fazlasına ihtiyaç var...
***
Gazetelerin internet siteleri ve haberlerin altına yazılan yorumlar...Son derece sorunlu ve hiç gözden geçirilmeden yayına verilen yorumlar var. Sadece yorumlar değil atılan başlıklar da zaman zaman son derece kışkırtıcı olabiliyor.
Futbol pastasında en büyük dilimin sahibi olan Lig TV ve TRT’de yapılan yayınlar kimseyi kışkırtmıyor ya da zaman zaman tarafgir bulunsa bile Rıdvan Dilmen’in NTV’deki pozisyonu da şiddetten uzak ama sonuca bakın. Ancak birkaç program daha doğrusu kişi tüm ortamı gerebiliyor...
***
Volkan-Sabri kavgası sonuçtur... Aziz Yıldırım’dan Adnan Öztürk’e kadar yöneticiler, Kimi futbol yorumcuları, gazetelerin internet sitelerinde atılan başlıklar, yapılan yorumlara kadar futbol dünyası şapkayı önüne koyup düşünmeli...
Gani Müjde zekası...
Gani Müjde’nin senaristi olduğu Salih Kuşu adlı dizide bir Galatasaray bayrağına olmaması gereken bir muamele yapıldı. Peşin peşin söyleyeyim, bunca yıldır Gani Müjde imzalı işleri izlerim, Müjde böyle bir şuursuzluk yapmayacak kadar deneyimli bir senaristtir.
İkincisi senaryo yazarı ekrana gelen her şeyden sorumlu değildir. Metindeki karakterin abartısı çoğu zaman yönetmen ve oyuncunun yeteneğiyle şekillenir. Olay hoş değil ama Gani Müjde’yi linç etmek de haksızlık...