Masum bir yavruyu evinden kaçırıp, anasından babasından kopararak sapıklara satmak, yani pedofiliye aracılık yapmak, suçların en iğrenci en kabul edilemez olanıdır. Her şeyden önce işlenen, bir insanlık suçludur! NAZİ kamplarında öldürülen insanlar için dünya nasıl ayağa kalkmışsa pedofili için de ayaklanmak zorundadır.
Uzun yıllar önce, Karayiplerde bir adada olanlar insanların kanını dondurmuştu Neydi bu olay peki?
Amerikalı ve Avrupalı bazı zenginler, Karayiplerde bir ada satın almış ve bu adada LOVE YOUR CHİLD (Çocuğunu Sev) Cumhuriyeti adlı bir ülke kurmuştu. Adada muhteşem villalar, gece kulübleri ve restoranlardan başka bir şey yoktu. Adanın çevresinde, içinde silahlı korumaların bulunduğu lüks yatlar vardı. Adaya yaklaşmaya kalkan her tekneye anında ateş açılıyor ve uzaklaşmaları ihtar ediliyordu.
Zaman zaman, gece karanlığında, bazı tekneler adaya yaklaşıyor, silahlı korumaların eşliğinde minik yavrular kıyıya çıkarılıyordu. Akşam serinliğinde gece kulüplerinin birinin ışıkları yanıyordu. Adaya o gün getirilen yavrular silahlı adamların korumasında içeri getiriliyordu. Adanın sahipleri de geliyor, yerlerini alıyor ve açık arttırmayla satış başlıyordu!! Satın alınan yavrular bu iğrenç yaratıkların aşk kölesi oluyordu.
Bu ada varlığını yirmi beş yıl sürdürdü. Sahipleri çok zengin ve tanınmış kişilerdi. İçlerinde Avrupa kraliyet ailelerini üyeleri, sanayiciler, siyasiler de vardı.
Derken 18 yaşında bir kadın teknelerde nöbetcilik yapan biriyle ilişki kurdu ve onun yardımıyla adadan kaçtı. Polise gitmedi ama bir gazeteye baş vurdu. Gazetedekiler kızın anlattıklarına önce inanmak istemediler. Ancak gazetenin sahibi adada yaşayanlardan birini tanıyordu. Anlatılanlara inanmasa da, bir yolunu bulup arkadaşından bir davet kopararak adaya çıktı.
Love Your Child Cumhuriyeti'nde orta yaş ve üstü adamlarla küçük çocukların dışında kimseler yoktu. Çocuklar genellikle adamların kucağında oturuyordu ve yanlarından hiç ayrılmıyordu. Mutsuz, hiç gülmeyen, donuk bakışlı yavrulardı bunlar...
Gazete sahibi kısa sürede adadan kaçan genç kadının anlattıklarının doğru olabileceğini düşünmeye başlamıştı. Döner dönmez ülkesinin başbakanıyla görüştü ve adaya polislerin çıkmasını sağladı. Kısa sürede çocuklar adadaki iğrençlikleri bir bir anlattı polislere. Ancak ada sahipleri o kadar zengin ve güçlüydü ki, savcılara baskı yaparak serbest kalmayı başardı ve yatlarına atlayarak adadan ayrıldılar. Evlerde arama yapan polis bir çok film ve fotoğraf buldu. Baş savcılık ömür boyu ağırlaştırılmış hapis istemiyle dava açtıysa da ortada sanık yoktu. Çoğu Güney Amerika'nın yolunu tutmuş, ikisi intihar etmişti. Ancak olay gazetelerin manşetlerinden inmedi günlerce, dergilerde yazıldı çizildi. Sonra? Unutuldu tabi!
Kısacası pedofili yani çocukların cinsel istismarı, bağışlanamaz suçların en başında yer almalıdır! Kabul edilesi ya da hoş görülesi hiç bir yanı yoktur. Bu bir hastalıktır gibi savunmalarınsa laf salatasından öteye geçmesi mümkün değildir!!