18 Ağustos tarihli yazımda, yeni Türkiye’yi nasıl bir ülke olarak tasarladığımız hakkında bir giriş yapmıştım.
Yeni Türkiye’de tek tipçiliğin, dayatmacılığın olmayacağını vurgulamıştım.
Yeni Türkiye çok tipçi, çok renkli, çok sesli olacaktı.
Farklılıklara tahammül, farklılıklara hoşgörü, farklılıklara özgürlük esas olacaktı.
Peki yeni Türkiye’de esas oğlan, asıl güç kim olacaktır?
İşte bugünkü yazımda da bu anlatılacaktır.
Malumunuz eski Türkiye’de subay esas oğlan, millet ise Figüran Osman’dı!
Zaten öyle olduğu için subaylar millete tepeden bakarlar; kendi iradelerini milletin iradesinden üstün sayarlardı.
Milletin seçtiklerine ikide bir darbe yaparlardı.
Ancak yeni Türkiye’de subayların esas oğlan olması bitecektir.
Yeni Türkiye’de esas oğlan millettir!
Nitekim Cumhurbaşkanı da, Başbakan da konuşmalarında, milletin her şeyin üstünde olduğunu üzerine basa basa belirtmektedir.
İşte Cumhurbaşkanı, milletten başka bir güç tanımadığını, bu milletin tankları yenen bir millet olduğunu, kendisinin de gücünü milletten aldığını sık sık söylüyor.
İşte Başbakan, halkın gücünün tankın gücünü yeneceğini sık sık tekrarlıyor.
Evet, yeni Türkiye’de asıl güç, esas oğlan millettir.
Milletin askeri olmayan subaylar silinip gidecektir.
Düşmanın üstüne yürüteceği tankı milletin üstüne yürüten subay türü bitecektir.
Yeni Türkiye’de asıl güç millet olduğu için, yeni Türkiye’nin komuta merkezini milletin seçtikleri teşkil edecektir.
Bunun içindir ki kuvvet komutanları milletin seçtiği milli savunma bakanına, jandarma genel komutanı milletin seçtiği içişleri bakanına bağlanıyor.
Genelkurmay başkanının da milletin seçtiği cumhurbaşkanına bağlanması tasarlanıyor.
Eski Türkiye’de subay ağırlıklı olan Yüksek Askeri Şura, yeni Türkiye’de 14 üyesinden 10’u milletin seçtiklerinden oluşan sivil ağırlıklı şuraya dönüştürülüyor.
Öte yandan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “Devlet içki içene de içki içmeyene de, başörtüsüz olana da başörtülü olana da açık olacak” dediği gibi devletin tüm kadroları, askeri hastaneler dahil tüm hastaneleri, orduevleri dahil tüm tesisleri, milletin tüm fertlerine açılıyor.
İşinin ehli olduktan sonra, başörtüsüzler gibi başörtülülerin de devletin tüm kadrolarında yer almasının adımları atılıyor.
Sağlık Bakanlığı’na bağlanan askeri hastanelerden sadece subaylar değil, siviller de yararlanabiliyor.
Orduevlerine, ordu tesislerine başörtüsüzler gibi başörtülüler de girebiliyor.
Harp okullarında milletin askeri olacak subaylar yetiştirmek üzere düzenlemeler yapılıyor.
İktidar bu icraatlara imza attıkça emekli subay ile sivil militaristler, “Ordu düşmanlığı yapmayın” diye bağırıp duruyor.
Orduyu Peygamber ocağı olarak gören bu millet ordu düşmanlığı yapmaz; ama asıl siz millet düşmanlığı yapmayın!
15 Temmuz emperyalist darbe girişiminden beri televizyonlara çıkıp “Halkın gücü tankın gücünü yenemez” diye bas bas bağırmayın.
Milletin gücünü küçümsemeye kalkmayın.
Subay olduysanız, bunu ta orta öğreniminizden beri sizi besleyip giydiren, okutup eğiten millete borçlu olduğunuzu da unutmayın.
Dediğim gibi yeni Türkiye’de asıl güç, esas oğlan millettir.
Tasarladığımız yeni Türkiye böyle bir ülkedir.