Bazı sorunlar vardır, derinden gider, yıllarca sürer ama kimse farkına varmaz. Sorunun sonuçları ortaya çıkmaya başladığında ise zararları toplumu, sanıldığından daha fazla etkiler.
Bir dost meclisinde, "Üniversite sınav yarışı ya da gerginliği, gençlerimizin geleceğe stres yumağı halinde adım atmalarına sebep oluyor; teknik liseler, meslek okul öğrencileri bu bağlamda yarışa dahil olmakta zorlanıyorlar. Bu durum zanaat gerektiren alanlarda uzman sıkıntısını da beraberinde getiriyor." diye sohbet ettik.
Sohbetin akabinde, Twitter'da rastladığım bir flood ilgimi çekti. Eğitim ve kültür konusu ilgi alanım olduğundan, bir de sohbetin tazeliği sürerken, ister istemez algıda seçicilik devreye giriyor.
Flood, teknik eğitim hakkında şunları dile getiriyor: "Meslek Yüksek Okulları'nı kapatın. Teknik liselerle birleştirin. Teknik liseler 6 yıl olsun. Okulun 3 yılı teorik 3 yılı en az asgari ücret ile işletmelerde iş üstünde eğitimle geçsin. Bu okullardan mezun olanlara, dört yıllık ilgili bölümlere geçişte puan verin. Yok eğer ben çalışmak istiyorum derse onlara tekniker değil süpervizör deyin. Otomasyon süpervizörü, yazılım süpervizörü, mekanik süpervizörü vs.
İki işletme var danışmanlığını yaptığımız. Yatırımını yaptı, işletmeyi kurdu ancak ara eleman bulamadığı için işletmesini ya kapatmak ya da yurt dışına taşımak zorundalar. Beş on yıl sonra ne olacak gerçekten bilmiyorum ve çok üzülüyorum. Bunun için üniversitelerle teknik liseleri birleştirin ve YÖK kontrolüne alın. Teknik liselerde öğretim üyeleri ders versin. Okullarını bitirenlere akademik kariyer imkânı verin. Yani özetle teknik liseleri 6-8 yıl aralığına çekin. Okullardaki başarıları o öğrencilere, 6. yıldan sonra sınavsız şekilde okullarını dört yıla tamamlama imkânı versin."
Açıkçası ilk başta çok abartılı geldi. Teknik eğitim konusunun bu denli dikkate alınmasının gerekliliği aklıma gelmezdi. Birkaç konu uzmanı ve sanayide hizmet veren birkaç insanla iletişime geçince meselenin gerçekten küçümsenecek boyutta olmadığını anladım.
Konuyla ilgili okumalar yapabilmek umuduyla araştırma içine girdim. Songül Karabatak ve Dönüş Şengür isimli iki akademisyenin Çağdaş Yönetim Bilimleri Dergisi'nde yayımlanmış olan araştırma makalesine ulaştım. Araştırma konusu ise farklı illerden meslek okulları müdürlerinin görüşleri alınarak yapılan akademik bir çalışma.
Müdürlerle yapılan bu çalışmada meslek okullarının her alanını kapsayacak tafsilatlı araştırma sonuçları mevcut. Yapılan görüşmeler neticesinde araştırma şu sözlerle son buluyor: "Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen en önemli ölçütlerden biri, o ülkenin sahip olduğu insan kaynaklarının niteliğidir.
Ekonomisi güçlü olan ülkelerin dünyada söz sahibi oldukları tartışılmaz bir durumdur. Bu ülkelerin güçlü olmalarının en önemli nedeni de nitelikli insan gücünü yetiştirmede mesleki ve teknik eğitime önem vermeleridir.
Yapılan alan taraması sonucunda Türkiye'de mesleki ve teknik eğitimin geliştirilmesine ilişkin çok fazla çalışma olmadığı görülmüştür."
Teknik eğitimdeki sorunların, özellikle sanayi kesiminde sıkıntılara yol açabilecek boyutlara gelmiş durumda olduğuna dair bilgiler, uzman olmayan bizlerin dahi gündemine girmek durumunda kalıyor.
Tanzimat'la birlikte gündemimize giren "Kaht-ı Rical", -nitelikli eleman kıtlığı- kavramı geçen iki yüz yıla rağmen geçerliliğini hala koruyor.
Daha önceki yazılarımda da dile getirmiştim: Millet olarak eğitim sistemleriyle dünyada denge unsuru oluşturmuş ve söz sahibi olmuş bir gelenekten geliyoruz. Diğer milletlerin Orta Çağ karanlığına saplandığı dönemlerde biz zamanın en iyi eğitimlerini veriyorduk.
Konumuza en güzel örnek ve rol model Selçuk Bayraktar'dır. Bayraktar Eğitim Sistemi başlıklı yazılarımı bu sütunun takipçileri hatırlayacaktır.
Şu an ülkemizdeki eğitim sistemi, gençliği tamamen üniversiteye yönlendiriyor. Bu yüzden üniversiteye giriş sınavlarına milyonlarca genç katılıyor ve büyük yığılmalar meydana geliyor. Üniversite kurumu adeta bir "iş bulma kurumu"na dönüşmüş izlenimi veriyor.
Hal böyle olunca teknik eleman sayısında oluşan düşüşle beraber, ara eleman bulma konusunda gözle görülür ve tedbir alınmazsa etkileri yavaş yavaş hissedilir olmaya başlayan sorunlar baş göstereceği aşikardır.
Teknik eğitime karşı duyarlı davranarak yatırımların yapılması gelişmiş ülkeler arasında olduğumuzu pekiştirecektir.