Rahatlamış, morali yerine gelmiş futbolcular kimliklerini ortaya koyunca netice maçın başında kendini hemen gösteriyor. Rahat hareketler, rahat paslar oyunun güzelliğini ortaya koyuyor. Olcan Adın ve Volkan Şen sezon başından beri oynamadıkları kadar rahatlar o yüzden pozisyon bulmakta, gol atmakta zorluk çekmiyorlar.
Sezon başından beri stressten sıkıntı çeken Trabzonsporlu oyuncular, İstanbul BŞ maçında 38’inci dakikaya girildiğinde skoru 3-1’e getirdiler. Aslında ilk yarı oynanan futbol çok iyi olmasa bile Trabzonsporlu taraftarlar buna bile hasret kaldıklarından ve skor avantajının Trabzonspor lehine olmasından tebessüm içersinde ilk yarıyı seyrettiler.
İstanbul BŞ’nin bulunduğu pozisyon icabıyla daha dirençli bir futbol oynayacağını tahmin ediyordum ama ilk yarıda futbol olarak bunu ortaya koyamadılar. Gerçi bunda Trabzonspor’un iyi oyunuda etkili oldu.
İkinci yarı İstanbul BŞ, kaybedecek bir şeyinin olmadığını anlayınca daha atak oynamaya başladı. Organizeyi ve taktiği bıraktı “ ya herro ya merro” diyerek ilk hedefiniz Akdenizdir anlamında saldırmaya başladı. Aslında bu oyun şekli Trabzonspor için lehine kullanılması gereken durum olası gerekirken tam tersi Trabzonspor sahasına kapanmak zorunda kaldı.
Kamil Zayattte attığı golle takımına moral verdi. Futbol golden sonra daha da güzelleşti. Peş peşe goller geldi. Sonuçta Trabzonspor gol düellosuna dönüşen karşılaşmada sahasındaki son maçı kazandı, İstanbul BŞ kümede kalma yolunda işini mucizelere bıraktı.
Hedef kupa onu artık herkes biliyor ama Trabzonspor olarak yakalan havayı devam ettirmekte futbolcuları işi. Trabzonspor kendi sahasında bu kadar atak yememeli. Zaten sezon boyunca sıkıntı burdan kaynaklandı. Kısaca Trabzonspor yeni sezona savunması taş gibi kademe hatası az yapan rakiple dişe diş mucadele eden futbolculardan kurulu savunma kurmak zorunda. Eger bunu başarabilirse elindekilerle bile üst düzey mücadele eder.