Micheal Hudson ismini duydunuz mu bilmem...
Ben Türkçe literatürde şimdiye kadar rastlamadım.
Ama mühim biri.
Eski Hudson Enstitüsü çalışanlarından.
Soyadının enstitünün adıyla bir alakası yok.
Emperyalizmin dönüşümünü de anlattığı "Super İmperialism" diye bir kitabı var.
Ne zaman, hangi sitede rastladım hatırlamıyorum, ama rastladığım günden beri takip ediyorum Hudson'ı.
Finansal kapitalizmi en iyi analiz eden ekonomistlerden biri. Bugün yaşanan ekonomik krizi, Avrupa'nın Amerika karşısında vassallaşma sürecini finansal kapitalizm çerçevesinde serin kanlı bir şekilde analiz ediyor.
Sıkı bir muhalif aynı zamanda.
İsrail'in Gazze'de uyguladığı soykırımı, ABD-İsrail işbirliğini çok sert eleştiriler getiriyor.
Geçen gün başka bir özelliğini daha öğrendim.
Netenyahu'nun baş danışmanı eski Mossad başkanı Udi Arad ile 1970'lerde Hudson enstitüsünde tanışmış ve birkaç projeyi birlikte hayata geçirmişler.
"Udi Arad'ı çok iyi tanırım" diyor.
İşte, bugün Gazze'de uygulanan stratejinin ta o zamanlardan geliştirilmeye başlandığını söylüyor Hudson. Ve başından itibaren hedef Filistin topraklarını Filistinlilerden arındırılacak.
Stratejinin adı, "stragetic hamlets" yani stratejik mezralar.
Udi Arad da sürecin başından beri içinde.
Stratejinin ayrıntısını öğrenmek için yapay zeka denilince herkesin ilk aklına gelen programa "Stragetik Hamlets nedir?" diye sordum....
Yapay zeka bana şöyle cevap verdi...
"Strategic Hamlets ifadesi Türkçe'ye 'Stratejik Köyler' veya "Stratejik Köyler Projesi' olarak çevrilebilir. Bu terim, Vietnam Savaşı sırasında Güney Vietnam hükümeti ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından, köylüleri Viet Cong'un etkisinden korumak amacıyla köylerin güvenlik altına alınması ve yeniden yerleştirilmesi için uygulanan bir politikayı ifade eder."
Bilgiyi imal eden zihinleri de şekillendiriyor işte. Oysa Viet Kong adı altında on binlerce Vietnamlının bombalanarak katledildiğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Oysa Hudson başka şeyler söylüyor...
"Strateji şu... Vietnam'ın tamamını küçük bölgelere bölündü ve her bölgenin geçiş noktalarına da muhafızlar konuldu, insanların hayatları sınırlandırıldı ve bu insanların yerlerinden edilmesini sağladı. İsrail'in Gazze'de ve başka yerlerinde Filistinliler'e yaptığı her şeyin öncüsü işte bu stratejidir."
İsrail stratejiyi 2008'den bu yana uyguluyor.
O tarihten beri Filistin toprakları birçok stratejik mezraya bölünmüş durumda.
Hudson devam ediyor...
"Bugün gördüğünüz soykırım açık bir politikadır ve bu İsrail'in kurucularının, atalarının bir politikasıydı... (ama bunun öncesi var dediğim gibi) Stratejik Mezralar aracığıyla her şeyden önce, hayatı Filistinliler için o kadar tatsız hale getirdiler ki, insanları göçe zorladılar. Yani, bu strateji ile Gazze'den gideceksiniz diyorlar. Ama gitmezlerse, onları öldürmek zorunda kalacaklar hem de uçaklarla bombalayarak."
Bugün tam da bu oluyor.
Hastaneler, ibadethaneler, okullar hatta BM'nin kullandığı binalar hep bir strateji dahilinde bombalandılar.
Hedef, evet, Gazze'nin insansızlaştırılması daha açık ifadeyle Filistinlilerden arındırılmasıydı.
İnsanlıktan arındırılmış bu stratejide insanlığın ikiyüzlülüğünün çeperlerinde belirli bir merhaleye ulaşılmış görünüyor.
Biz burada pek konuşmuyoruz ama İsrailli müteahhitler şimdiden Gazze'nin sahil şeridi için projelerin reklamlarını veriyorlar uluslararası kanallarda.
İbrahim anlaşmasının hayata geçirilmesi için de Suudi Arabistan, BAE sürecin, yani toprakların sahiplerinin sürülme işleminin tamamlanması için sessizce bekliyorlar.
Issız topraklarda yeni bir medeniyet için de insan hakları, barış, refah gibi kavramlarla dolu söylevler de hazırlanıyordur artık.