Noktalama işareti kullanmadım; isteyen istediği yere çeksin, bana da tevil imkanı doğsun diye…
Yine de hoş değil tabii!
Her ne kadar genel başkanlık koltuğuna bir terör örgütünün operasyonu sayesinde oturduğunu, girdiği hiçbir seçimi kazanamadığı halde o koltuğa yapışabilmesini velinimetlerine borçlu olduğunu düşünsem de “Sözde CHP Genel Başkanı” demem, dememem gerekir.
Bulunduğu pozisyona nasıl geldiği bir tarafa, genel anlamda ciddi bir ehliyet sorunu olduğunu düşünüyorum, yine de “sözde” sıfatını kullanmak istemiyorum.
Siyaset alanını terör örgütlerinin tarlası haline getirmiş, CHP vekillerinin Meclis çatısı altında FETÖ-DHKPC-PKK propagandası yapmasına ses çıkartmamış, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurt dışı operasyonlarında devletin ve milletin menfaatlerinin hilafına tutum almış olsa da, yine de demem “Sözde genel başkan” falan diye…
Yalanı siyasetin normali haline getirip milleti tahrik etmenin muhalefet olduğunu sansa da “Sözde Kılıçdaroğlu” gibi yakıştırmalara gerek duymam.
Ama ortada böyle bir Kılıçdaroğlu var işte; atsan atılmıyor satsan satılmıyor.
CHP’liler için diyorum bunu ama bence onların da umurunda değil bu durum, hatta memnun görünüyorlar.
Kılıçdaroğlu’nun siyaset yapma ehliyetini, Türkiye’nin ve CHP’nin başına açtığı işleri mesele edenler zaten duramadı orada. Çok kullanışlı “Atatürk’ün kurduğu parti” logolu CHP’den ya ayrıldı ya da kovuldular.
İnsanlar merak ediyor fakat; hani ettiği lafın hesabını veremeyen, gelişine gidişine bakmadan yalan söyleyen, gaf bile denilemeyecek büyüklükte çamlar deviren, 10 dakika konuşsa kifayetsizliği, ehliyetsizliği hemen farkedilebilen bu zata neden katlanıyor CHP teşkilatı?
Kılıçdaroğlu, doğrudan seçimle, ilk turda halkın yüzde 52 oyunu alarak Cumhurbaşkanı seçilmiş kişiye “sözde Cumhurbaşkanı” deyince bir tane CHP’li de çıkıp “Eee yetti artık CHP’yi rezil ettiğin” demiyor.
Demedikleri gibi Kılıçdaroğlu’nun iftira ve hakaretleri için fon bile oluşturdular.
Bunda bir tuhaflık yok mu sahiden?
Hakan Bayrakçı’nın dediği gibi 10 yıldır, 10 seçimdir CHP’yi iktidar partisinin aldığı oyun yarısına kilitleyen bir kişiyi neden sırtında taşıyor CHP?
Taşıdığı yetmiyor bir de üstüne para veriyor.
Bu kimin düzeni acaba?
CHP’nin mi yoksa 2009’dan beri CHP’yi yöneten başka bir aklın mı?
Hadi deyin, “yine bağladın üst akla” diye.
Hayatın normal akışına aykırı bu durumun bağlanabileceği iki yer var; ya CHP’deki herkes Kılıçdaroğlu’ndan beter ehliyetsiz ya da bu işleri başka bir aklın çekip çevirdiğini ve Kemal Kılıçdaroğlu’na bir süre daha tahammül etmeleri gerektiğini düşünüyorlar.
Bence ikincisi.
Tayyip Erdoğan’ın aldığı oyu rüyasında bile göremeyecek adamların nefretlerini hiç saklamadan bu kadar ileri gitmeleri bana kalırsa artık ciddi bir güvenlik sorununa dönüşmüş durumda.
Tüm araştırmalar şunu gösterir; normal şatlar altında din, etnik kimlik, mezhep farklılıkları toplumsal kutuplaşma için yeterli sebep değildir. Fakat siyasi partiler bu hatları harekete geçirecek bir kutuplaşma ortamı oluşturabilirler.
Eski CHP’nin Türkiye’yi mahkum ettiği laik-muhafazakar fay hattına yeni CHP yeni fay hatları eklemiştir.
Kılıçdaroğlu’na verilen görev tam da budur.
En söylenmeyecek, sözleri söyle. Yalanı senet gibi oku, iftiranın alasını at…
Biz idare ederiz. Parası neyse de veririz.
Sistem bu anlayacağınız.
Ama ben yine de “Sözde genel başkan” demiyorum.
Hatta rolünü bu kadar iyi oynadığı için tebrik ediyorum.