Sözcü gazetesi, beni manşetlerden hedef göstermeye devam ediyor. Dün de Yılmaz Özdil isimli yazar, şahsımdan “bu herif” diye bahsederek saldırdı.
Ben Özdil gibi birinin hakaretini yadırgamıyorum. Üslup, seviyeyi belli eder. Bu şahıs AK Parti’ye oy verenler milyonlar için de “bidon kafalılar” demişti. “Hâlâ bu akp’ye oy veren emeklilere, değil ikramiye, maaş bile vermemek lazım” diye ahkâm kesen de bu şahıstır.)
Özdil beni, 27 Aralık 2013’ten önceki yazılarımdan örnekler vererek mazimle vurmaya çalışıyor.
25 Aralık 2013 öncesi benim gibi; Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Ecevit, Çiller, Meclis Başkanları, büyükşehir belediye başkanları, Diyanet İşleri Başkanlığı, ilahiyatçı akademisyenler ve bilhassa Türkçe olimpiyatları, diyalog ve eğitim faaliyetleri ile gözleri bağlanan milyonlarca insan yanıldı.
Hatalıydık. Hatamızı hepimiz kabul ettik ve F. Gülen denen sapkının, milletimize, dinimize, seçilmiş hükümete ihanetini görünce pişmanlığımızı da ifade ederek bu yapı ile mücadele ettik/ediyoruz.
Bu samimi insanların erdemli davranışıdır.
Bizler ihaneti gördük ve hainlerin karşısına dikildik. Sözcü gazetesi ise FETÖ terör örgütünün ihaneti ortaya çıktıktan sonra da FETÖ’ye destek vermeye devam etti.
Sözcü 15 Temmuz darbe girişiminde öldürülmek istenen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, altı ay önce 1 Ocak 2016’da, manşetten tam sayfa bulmaca yayınlıyor gibi yapıp “ÖLRECEP” dedi.
Hadi FETÖ Sayın Cumhurbaşkanının öldürülmesini istiyor, sen neden istiyorsun? Bunun nesi gazetecilik? Nesi fikir ve ifade hürriyeti?
Ertesi gün Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu haberle ilgili resen soruşturma başlattı.
Sözcü’nün sorumlu yazı işleri müdürü Enver Kaya bu kapsamda yargılandığı Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesince, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezasına çarptırıldı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 2. Ceza Dairesi, geçtiğimiz 2 Haziran’da Enver Kaya'ya "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan yerel mahkeme tarafından verilen 2 yıl 2 ay 7 günlük hapis cezasını usul ve kanuna uygun buldu. Daire, kararını kesin olmak üzere oy birliğiyle aldı.
Yani Sözcü artık tescilli Cumhurbaşkanı düşmanıdır.
Sözcü gazetesinin; 7 Şubat MİT krizinden itibaren, Gezi olaylarında, 17/25 Aralık siyasi darbe girişiminde, MİT TIR’larının durdurulması ihanetinde, yerel seçimlerde, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Fuat Avni’nin sosyal medya üzerinden yaptığı provokasyonları manşetlerine taşıyarak sürekli FETÖ ile omuz omuza olduğuna dair yüzlerce örnek var.
Sözcü, Fehmi Koru’ya kızıyor. Ama benim savcılık ifadesinde “Fehmi Beyin yazısında denilenler önemli” diyerek düğmeye basmama daha çok kızıyor.
Fehmi Koru; 24 Nisan 2010’da Yeni Şafak’ta Taha Kıvanç mahlasıyla şunu yazmıştı: “Cemaatin aklına bir kez daha hayranlık duymama sebep olan proje Sözcü Gazetesi’dir. Öğrenciliği Cemaatin Işık Evleri’nde geçmiş sahibi görünen delikanlıya buradan şapka çıkarıyorum. Eee neme lazım muhalefeti de yakın kontrolünde tutacaksın!”
Kemalist, solcu, ulusalcı her kılığa giren ve herkesi kullanan F. Gülen’in pekâlâ Sözcü’yü de yazarlarına bile çaktırmadan kullanabileceğini işaret eden bu satırlar, gazete sahip ve yazarlarının kimyasını bozdu. (Türk Solu dergisinin yayın yönetmeni Gökçe Fırat’ın, FETÖ’ye ait Kaynak Holding’in sigortalı elemanı çıktığını hatırlayalım.)
Ama Sözcü’yü asıl ele veren, Emin Çölaşan’ın 29 Ekim 2015’te, Cumhuriyet’in 92. yıldönümünde ve 15 Temmuz darbe girişiminden 9 ay önce, “Şimdi cemaati savunma zamanı…” başlıklı yazısındaki şu satırlardır:
“Burada açıkça söylüyorum... Fethullah ekibinin, başka bir deyişle cemaatin, terörle ilgisi olduğuna hiçbir zaman inanmadım. Şimdi piyasaya adına FETÖ dedikleri en son terör örgütünü sürdüler (Fethullahçı terör örgütü). Cemaati yok etmek amacıyla, durduk yerde, aslı astarı olmayan yeni bir dandik örgüt yarattılar. Hiç kimse bu sözde terör örgütünün hangi silahlı eylemi gerçekleştirdiğini bilmiyor! Taktik çok ilginç! Hükümete karşı olanları terör örgütü ilan edeceksin!”
Sözcü FETÖ yaltakçısıdır, FETÖ’nün millete doğrulttuğu bir silahtır, dense yanlış mı olur?