Tarihten kaynaklanan ve istikbale dair büyüklüğümüzün potansiyelinin, sömürgen çevreye saldığı tedirginliğin verdiği telaşları yaşıyoruz yine.
Yüzyıllık perspektife uzanan ve cılız kalmışlığımızdan devşirilen güçle meseleleştirilerek, istenildiği zaman tedavüle sokulan Ermeni meselesi, yine gündemde.
Sözde Ermeni “soykırımı” meselesinin, her sene dünya gündemine zorla sokulmaya çalışılıp, emperyalist lobi faaliyetlerinde kullanılması hiç de yabancı olmadığımız sömürgen bir zihniyet işi.
Dünyada yaşanmış bütün soykırımların yegâne suçluları, kendi günahlarını örtebilmek, gölgelemek adına, bizleri de ait oldukları suçlular sınıfına alabilmek için yırtınıp duruyorlar.
Lisanı hal ile diyorlar ki; Biz Batı medeniyeti olarak, insanlığı katlede katlede soyunu kurutamadık. Biz zenginliklerini, kaynaklarını çaldığımız insanları aç bırakmakla kalmadık, onları çoluk çocuk demeden yurtlarından koparıp ayağımıza kadar getirdik, aldık, sattık, köle ticaretini yaptık, açlıktan bel kemiği kırılmayacak ve bize hizmetleri aksamayacak kadar boğaz tokluğuna çalıştırdık!
Siz de 1915’de aynısını yaptınız. Biz, yaptığımız soykırımlar için tarihten nasıl özür dilediysek, siz de aynı şekilde özür dileyin ve gereğini yerine getirin. Yoksa bu ve benzer bahanelerle sürekli sizi taciz edeceğiz diyor, bu tek dişi kalmış canavar batı medeniyetinin çocukları.
Biz de, gelin kavga etmeyelim, iki komşunun arasına girip fitne yapmayın, 100 yıl önce zamanın şartlarından da kaynaklanan bazı talihsizlikler yaşanmış olabilir. El bebek, gül bebek olamasa da birbirimizle iyi komşuluk ilişkileri içinde huzurlu bir hayat sürmeye çalışalım diyoruz. Yok olmaz diyorlar. Huzurun tarifini ancak biz yaparız diyorlar. Ve eğer huzur istiyorsanız bizim dediğimizi yapmak mecburiyetindesiniz. Çünkü biz güçlüyüz, para da silahta bizde diyorlar.
Bizim ne idüğü belirsiz horolop şorolop takımı da batılı doğru söylüyor derhal yapmış olduğumuz “Ermeni Soykırımını” kabul ederek hemen özür dileyelim ve gereğini yapalım diye dış lobilerde yürütülen düşmanlık kampanyasının içerideki borazanlığını yapmaktan bir an olsun geri durmuyorlar.
Eldeki resmi bütün belgelerde karşılıklı mukatelelerin olduğunu, Osmanlı devletinin bütün cephelerde savaş halinde olduğu zayıf bir zamanda, bazı çeteci Ermenilerin işgalci düşmanla işbirliği yapıp isyan hareketlerine kalkıştıklarını ortaya koysa da, hiç oralı olmayıp duymazdan geliyor ve kendi yazdıkları senaryoyu evirip çevirip, okuyup duruyorlar.
1915’den yüz tam yıl sonra, 2015’de halkın oylarıyla iktidara gelmiş bir iktidar, bir yandan “soykırım” yaptığı iddia edilen İttihat - Terakki ve devamı CHP (MHP-HDP de dahil) yönetimlerinin batırdığı medeniyeti tekrar ayağa kaldırmaya çalışırken, öte yandan da Ermeni meselesi üzerinden de ittihat ve terakki uygulamalarının hesabına muhatap kılınıyor.
Merhamet medeniyetini çökerten dünya emperyalistleri, içerdeki işbirlikçileriyle beraber ne yapmak istiyor? Yoksa kendi içimizdeki, yüz yılı da aşan büyük hesaplaşmayı mı gölgelemek istiyorlar?
İçerdeki horolop şorolop takımı, kendi değerlerini ve milletini katletmenin, zulmetmenin yüz yıllık utancını gizlemek için mi bu kadar candan sarılıyor bu “soykırım” hikâyesine?
Dünya hiç kusura bakmasın. Belge ve bilgilerde “soykırım” ifadesini doğrulayacak hiçbir delil yoktur.
İlla da var diyorsanız, içerdeki işbirlikçilerinizle beraber defolup gidin istediğiniz yerde hesaplaşın. Bu konuda milleti ve milli iktidarını meşgul etmeye de asla kalkmayın.
Muhatabı, milletin Ermeni’si, Kürt’ü, Türk’ü, Arap’ı, Arnavut’u olan çok sayıda felaketler yaşanmış olabilir bu ülkede.
Biz, her türlü kötülüğe muhatap olmuş, esasen de soykırıma tabi tutulmuş merhamet medeniyeti çocukları olarak Türk, Kürt, Arap, Ermeni vesaire ne millet varsak bütün olanları tarihe gömdük.
Onurlu bir gelecek için el birliği ile aydınlık istikbale emin adımlarla yürüyoruz!
Soyumuzu kıranlar, Soykırımcılıkla suçluyor!