Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, geçtiğimiz hafta ‘Alimler ve Zalimler’ başlıklı ‘yok artık daha neler’ dedirten oldukça ilginç ve bana göre bir o kadar da tuhaf bir yazı dizisine imza attı.
Dumanlı diyor ki: “Tarih boyunca ‘din mazlumları’, ehli küfürden çektikleri çilenin belki yüz katını, maalesef , ‘ehli imandan’ çekmişlerdir. Her dönemde alimlere, abidlere, zahidlere olmadık suçlamalar yapılmış, akla hayale gelmedik kötülükler o güzel insanlara reva görülmüştür.”
Ve Dumanlı İmam-ı Hanbel İmam-ı Rabbani diyor... İmam-ı Azam İmam-ı Malik diyor... Gönül sultanları Allah dostu veliler diyor...
Velhasıl her dönemde âlimlere, imamlara, gönül dostlarına olmadık zulümler yapılmıştır ey ahali diyor... Ve “Hocaefendilerini” bu mübarek isimlere emsal gösteriyor.
Diyor ki ‘Allah aşkına hangi vicdan bu zulme razı olur?’
El insaf...
***
Kusura bakma Ekrem Bey...
Madem ki bu örnekleri vererek ‘Hocaefendinizle’ mukayese yaparak bu kapıyı açıyorsun...
O halde açık açık konuşalım...
Bakın ‘Dört Mezhep İmam’ örneği ne iş Ekrem Bey, cemaat büyümeye endeksli ‘hizmet’ olurken sizin ‘Hocaefendi’ de bu arada “mezhep imamlığı”na mı terfi etti diye sormuyorum bile...
Bakınız Ekrem Bey...
Sizin ‘Hocaefendi’ ilim sahibi birisi, zeki birisi, hitabeti çok güçlü, mimiklerini iyi kullanan ve karşısındakileri etkileme gücüne sahip birisi. Ama örneğini verdiğiniz isimlere emsal olacak ve onlar gibi alanında otorite bir isim değil...
Ekrem Bey Allah aşkına söyleyin...
Mesela Süleyman Ateş tefsir ilminde otorite ve referans bir isimdir. Peki Gülen müfessir midir? Hangi tefsir kitaplarında ismi referans olarak geçmektedir?
Mesela Sait Hatipoğlu Hoca hadis âlimidir peki Gülen’in hadis konusundaki uzmanlığı nedir? Kaç kitabı vardır?... Hadis kitaplarında ismi referans olarak geçmekte midir?
Hayrettin Karaman Hocanın fıkıh alanında otorite olduğunu söylemeye gerek var mı? Peki Gülen’in fıkıhda otorite olduğunu söyleyebilir misiniz? Yazdığı fıkıh kitapları var mıdır?
Bana şimdi “Fethullah Gülen’in fıkıh anlayışı, tefsir anlayışı, hadislere bakış açısı’ gibi PR olarak yazdırdığınız kitapları söylemeyin komik duruma düşersiniz.
Şu saydığınız isimlerin hangisi halkla ilişkiler ve PR sonucu tanınmıştır?
Örneğini verdiğiniz hangi âlim, gönül adamı, zahid çıkıp da ‘Kuran Müslümanlığı gibi bir sapkınlık çıktı ortaya’ gibi bir cümle sarfetmiştir? Söylesenize! Ama sizin Hocaefendinizin böylesi garabet bir açıklaması bulunmaktadır. Bunları da yazınız...
Ekrem Bey el insaf!
İmam-ı Hanbel, dönemin Aydın Doğanlarının, Koç’larının gönlünü almak gibi bir çaba içine girmiş midir? Dönemin Turgay Ciner’i ‘Bizim burada ‘büyüğümüzün’ aleyhine bir şey çıkmaz, müsterih olsun’ garantisi vermiş midir? Cemaati dışındaki medyayı kirli oyununa katmaya çalışmış mıdır?
İmam-ı Rabbani birilerini ‘şantaj-tehdit’ yoluyla yola getirmeye çalışmış mıdır mesela? Başkalarının mahremlerine dalmış mıdır? İnsanları zaaflarıyla tehdit ederek ‘aman tutun başka tarafa kaymasın’ demiş midir?
İmam-ı Azam mesela... Oturduğu yerden dönemin iş adamlarına ihale ayarlayıp, şirketleri organize etmiş midir? İktidar hırsı olmuş mudur? Devleti kirli oyunlarla ele geçirmeye çalışmış mıdır?
İmam-ı Şafii, dönemin kadılarını ayarlayıp insanları haksız yere zindanlara attırmış mıdır? Uganda, ananas demiş midir?
Mevlana Celaleddin Rumi, kendi kardeşlerine hayatı cehennem edip, müslüman bir kardeşini ‘Firavunlukla’ suçlamış mıdır? Bankalarla şirketlerle, senaryolarla uğraşmış mıdır?
Halid-i Bağdadi adamlarını Müslüman kadınların üzerine salıp her türlü küfrü, iftirayı, itibarsızlaştırmayı yaptırmış mıdır? Başkalarına lakap takmış mıdır? Saraylarda mı yaşadı Bağdadi?
Verdiğiniz örneklere söylenecek çok şey var Ekrem Bey... Sahi ‘bu imamlardan’ hangisi kaçbin dinarlık manevi tazminat davaları açarak mahkemelerin yolunu aşındırmıştır? Sizin ‘Hocaefendi Pensilvanya’dan 50 binliralık davalar yağdırıyor maşallah... Söyler misiniz yaşadıkları dönemde saydığınız “bu mübarek zatlar” insanlar için tehdidin korkunun mu, yoksa itimadın, güvenin sembolleri mi olmuşlardır?
Velhasıl Ekrem Bey AK Parti oy kaybeder mi, kaybetmez mi? Samimi inancım ne benim sorunum ne de sizin sorununuz olsun... AK Parti de seçmeni de sandığı da işte orada...
AK Partili seçmenlerin vicdanından daha önemli bir şey var... O da şudur:
Hocaefendiniz ve sizler bu kadar insanın dini duygularına hasar verdiniz ve hala vermeye devam ediyorsunuz?
Siz AK Parti’nin oylarını bırakın da... Bunun hesabını Allah’a nasıl vereceksiniz onu düşünün bence...