Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, yönetim kurulu arkadaşlarına “Kusura bakmayın bundan sonraki transferleri medyadan öğreneceksiniz” demiş. Transfer işlerini kendisinin ve Sportif Direktör Önder Özen’in yürüteceğini söylemiş.
Bu onlara bir saygısızlık mı?
Eğer kulübün gizlerini sızdırıyorlarsa, değil. Çünkü asıl saygısızlığı onlar kulüplerine yapmış olmaktalar. Başkan da kulübün çıkarlarını koruma görevini yerine getirmekte...
Bir yöneticinin, bilgi sızdırmanın kulübü zarara soktuğunu hesap edememesi acı! Ve eğer hesap edebildiği halde medyada adı geçsin diye kulübü harcıyorsa bu daha acı!
Başkanın bizzat dile getirmesi ile yöneticilerinin kulüp çıkarını koruyamadığı ortaya çıkıyor...
Ne yazık ki bu çoğu kulüpte böyle! Kimi başkan, söylemeden bu önlemi alır. Açık sözlü Orman bu yolu seçmiş.
Durum akla neler getiriyor?
Kimi yöneticinin, kulübün zarar görmesine aldırmadığı ya da bundan bir zarar doğacağının farkına varamayacak yetersizlikte olduğu; Başkanın transfer konuşmalarını çok uzattığı, iş bitirici olamadığı... Ya da bitiremeyeceği bir işe giriştiği...
Bu sorunu Beşiktaş kulübü ile sınırlı tutmamak, futbolumuzun genel bir sorunu olarak görmek gerek.
Yöneticiler burada başkanlarına bozuk atmamalılar -ki bunu da geçmişte çok gördük-, alınganlığı bırakıp, kulüp çıkarını gözeterek durumu olgunlukla karşılamalılar. Kimisi belki bilgi sızdırmak için değil içtenlikle çevresine bir şeyler söylemekte... Ama... ‘Söyleme sırrını dostuna, dostunun dostu vardır o da söyler dostuna!’
Gökhan Töre...
İki hafta önce bu oyuncunun Beşiktaş’a yarayıp yaramayacağının iyice irdelenmesi gerektiğini işlemiştim. O zaman ele yalnızca futbol kapasitesini almıştım. Ama bir de bilinmeyen sevimsiz yanı ortaya saçıldı...
Töre geçen yılın koşullarında uygun bir transferdi. Kira fiyatı uygundu. Zaman zaman verimli de oldu. Ancak zaman zaman... Belli bir kalıp içinde oynaması, rakip tarafından kolay çözülür olması onu keçiboynuzu tadı veren bir oyuncu durumuna sokmuştu.
Beşiktaş eğer futbolunda hamle yapmak istiyorsa Töre tipinde oyuncuları ‘önde gelen oyuncu’ sınıfından çıkarmalı. En fazla ‘ikinci adam olarak bekleyen’ oyuncu sınıfında görmeli.
Eğer kulüp, “çok param yok” diyorsa Töre tipindeki oyuncuya hiç gitmeyecek.
Parasız kulüpler iddialarını ancak isimsiz ama değerli oyuncular bularak sürdürebilirler. Beşiktaş bu beceriyi gösterebilmelidir.