Osmanlıspor’u Mehter Marşı gibi iki ileri bir geri oynar diye düşünen Şota, takım tertibini de ne kadar yanlış yaptığını net olarak gördü. Osmanlıspor o kadar hızlı hücumlar yaptı ki, Trabzon savunması ne yapacağını şaşırdı. 5 maçtır Trabzonspor’un en güçlü hattı savunması acz içinde kaldı. Sebebi orta sahanın bozulmasından ileri geldi. Okay sakatlıktan, Özer ise hocası yüzünden sahada olmayınca, orta saha diye bir şey ortadan kalktı. Dolayısıyla ne savunmaya yardım, ne de ileri uca servis gitmedi. Torje frikikte topa çok güzel vurmasına rağmen golü çok kötü yer tutan kaleci Onur yedi.
İkinci yarıya Trabzon’un ağırlığını koyacağını düşünenler Osmanlıspor’un şahlanışını seyretti. Hücum yaptığını düşünen Trabzonspor’a karşı nefis kontralarla pozisyon buldu ve goller attı.
İki hafta önce başka şeylerin konuşulduğu Trabzonspor’da iki hafta da moraller dip yaptı. Şota, Özer, Mbia ve Okay orta sahasını sakatlıklar ve cezalar hariç asla bozmamalı. Bozunca ne olduğunu bu maçta gördü. Osmanlıspor hak ederek maçı kazandı.
Mustafa Akçay’ı kutluyorum. Trabzonspor’un savunmasının ne kadar ağır olduğunu, süratli futbolcularıyla Trabzonspor’u yeneceğini hesap etmiş. Bir de 10 kişi kalınca bu taktik daha da yerine oturdu.
Şota ise sanki çok organize takımı varmış, savunması çok formdaymış gibi hareket edip bir de rakibin on kişi kalmasının tuzağına düşerek teknik direktör olarak ne kadar eksik olduğunu ortaya koydu. Geçen hafta haklı olarak Cüneyt’e yüklenen Trabzonspor’un bu hafta artık mazereti de yok.
Trabzonsporlu futbolcular adam eksiltmeyi, orta sahada rakiple mücadele etmeyi, orta yapmayı bilmiyorlar. Peki bunların hiçbirini yapamazsan nasıl galip geleceksin?
Gördüğüm kadarı ile Şota takımına sahip değil. “İskeletim budur, sezon sonuna kadar ufak tefek değişiklerle bilinen onbiri sahaya çıkartacağım” diyemiyor. Kaleci Onur’un artık dinlenmesi gerektiği açıkça gözüktü. Trabzonspor, Süleyman’ın futbol bilgisine ve Şota’nın teknik direktörlük tecrübesizliğine bırakılamayacak kadar büyüktür ve birisi bunu hatırlatmalıdır.